Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında CHP'nin Suriye'deki olaylara ilişkin politikasını eleştirerek, CHP'nin Suriye konusunda Çin'in, Rusya'nın ve İran'ın safında yer aldığını söyledi. Beşar Esad'ın canını aldığı 10 bin küsur insanın kanında Esad rejimini destekleyenlerin de payı bulunduğunu söyleyen Çelik, "Bu şu ülke, bu siyasi parti olabilir. Bugüne kadar CHP, tıpkı İran gibi, tıpkı Rusya ve Çin gibi Beşar Esad yönetimini destekleyen bir tavır almıştır" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun değişik konularda önce ve sonra söyledikleri arasında büyük farklar bulunduğuna işaret eden Çelik, "Değişik bakanlarımızla ilgili 'yolsuzluk bombası patlatacağım' dedi ama bombalar elinde patladı. 'Oğlum bedelli askerlikten yararlanmayacak' dedi ama oğlunun bedelli askerlik kapsamında yer almadığı ortaya çıktı. Mizahın dünyadaki babası Bernard Shaw 'Bazı insanlar güldüreyim derken gülünç olurlar' diyor. Doğrusu Cem Yılmaz, Ata Demirer falan beni bağışlasınlar.

Onlar işlerini hakkıyla yapıyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu'nun dünkü grup konuşmasını seyrettim, iyi bir stand-up'çı olabilir. Çıksın stand-up yapsın. Siz, oraya gelen insanları güldüreyim derken başka insanların haysiyetiyle oynayamazsınız" ifadelerini kullandı.

Anayasa Mahkemesi'nin CHP'yi hesaplarında yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle mahkum ettiğini hatırlatan Çelik, CHP'nin elinde 3-5 belediye bulunduğuna işaret ederek, "Bütün ipliğiniz pazara çıktı. Bütün yaptıklarınız ortada. Bir de ülkenin hazinesini, bütçesini size teslim ederlerse ne yapacağınız çok ayan beyan ortadadır" şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun dünkü grup konuşmasında Başbakan Erdoğan'a çağrıda bulunarak, mal varlığını AK Parti'nin internet sitesinde yayınlamasını teklif ettiğini hatırlatan Çelik, "Sayın Başbakan 7 yıl önce Başbakanlığın internet sitesine mal varlığını koydu. Son güncellemesi 16 Haziran 2011 tarihinde yapıldı. Sayın Başbakan'ın mal varlığı bir tarafa, AK Parti, Hazine'den kendisine yapılan yardımları nasıl harcadığına dair kamuoyuna hesap veriyor. Bütün harcamalarını AK Parti'nin internet sitesine koyuyor. Ben buradan CHP ve Genel Başkanına çağrıda bulunuyorum. AK Parti'nin yaptığını siz yapabildiniz mi? Yapamazsınız" şeklinde konuştu.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın 'Ben kral çıplak dedim, CHP'liler rahatsız mı oldunuz. Sizin baskınızla ben yüzde 40 personeli kısa süre içerisinde CHP'lilerden aldım ve doldurdum'' sözlerini hatırlatan Çelik, Akaydın'ın sözlerinin ideolojik ve siyasi bir kadrolaşmanın itirafı olduğunu söyledi. Tutuklu milletvekilleri konusunda Anayasa ve yasalar çerçevesinde hukuku hiçe saymadan, keyfiliğe düşmeden CHP'nin formül geliştirmesini beklediklerini kaydeden Çelik, "İlk günden beri söylüyoruz. Buyurun getirin bu formülü görelim bakalım. Siz neye göre, neye istinaden böyle bir şey yapacaksınız? Bunu getirsinler görelim bakalım" dedi.

28 Şubat soruşturmasının ardından 27 Nisan bildirisiyle ilgili yasal sürecin başlayıp başlamayacağı sorusu üzerine Çelik, 27 Nisan bildirisinden çok kısa bir süre sonra dönemin Genelkurmay Başkanı Büyükanıt ile Genelkurmay'da baş başa 2 saat 10 dakikalık bir görüşme yaptığını hatırlattı. Çelik, "O zaman da Sayın Büyükanıt bunun kesinlikle bir muhtıra olmadığını, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hassasiyetinin kamuoyuyla paylaşıldığını ve burada kimlerin üzerine ne alması gerektiği ile ilgilenmediklerini bana söylemişti. 'Bu bir muhtıra asla değildir. Biz burada bazı duyarlılıklarımızı ifade ettik, ilk defa yapılan bir şey de değildir' gibi bir açıklama yapmıştı. Detayına girmeyeyim. Şimdi birisi bu 'muhtıra' diyor, biri 'değildir' diyor. Nitekim hükümet bunu bir muhtıra olarak algıladı ve buna gerekli cevabı verdi. O muhtıra bir paçavraya dönüştü" diye konuştu.

Şu anda TBMM'de bir araştırma komisyonu kurulduğunu ve bu araştırma komisyonunun bütün darbelerle, muhtıralarla ilgileneceğini kaydeden Çelik, "Bir rapor hazırlanacak. Eminim ki bu rapor bizi de kamuoyunu da aydınlatacaktır ve icra organının da yol haritası olacaktır" dedi.

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in Erzurum'da bir vatandaşla yaşadığı diyaloğun ardından gösterilen tepkilerle ilgili soru üzerine Çelik, "Her insanın farklı bir tarzı vardır. Şahsen ben olsam orada vatandaşın böyle bir şey söylemesi üzerine benim tepkim o şeklide olmazdı, demekle yetinmek isterim" dedi.