CHP’nin üst üste iki gün kurultaylarının toplanmasına sayılı günler kalmışken partideki "kimi belirsizlikleri, gerçekleri saptırma anlayışlarını, örgütteki tedirginlikleri" kamuoyu ile paylaşma gereği duyduğunu ifade eden Sav, CHP yöneticilerini eleştirdi.

CHP yöneticilerinin "Daha özgürlükçü daha demokrat, örgüte daha önem veren bir tüzük değişikliği yapacağız" dediklerini ancak 362 kurultay delegesinin yasal, tüzüksel taleplerini yok saydıklarını belirten Sav, "Örgütün içindeki parti içi demokrasi ateşini Anadolu Ateşi ve benzeri etkinliklerle söndürmeye kalkmanın altında yatan nedenleri örgütümüz çok iyi kavramaktadır" dedi.

Önce ‘tüzüğün 87 maddesinde değişiklikler yapacağız’ diye yola çıkanların, var olan tüzükten daha karmaşık daha antidemokratik bir tüzük taslağı ile CHP ve Kamuoyu’nun karşısında sahne aldıklarını ifade eden Sav, parti programında yer alması daha doğru olan hususların, tüzük maddesi haline getirilmeye çalışıldığını kaydetti. "CHP’nin bugünkü yöneticileri maalesef tüzük yapma tekniğinin acemisi durumundadırlar" diyen Sav, yapılan düzenlemeleri de eleştirdi.

Sav, "Artık bu kurultay, muhalefetin son hamlesidir’ gibi çiğ ve hazımsız sözler de toplumda ve kurultay delegelerinde olumsuz etki bırakmıştır. Partinin daha demokratik bir tüzükle yönetilmesini, antidemokratik hükümlerin ayıklanmasını isteyenleri ve onları destekleyenleri, düzeysiz bir dille ’sicili bozuklar’ diye niteleyenlerin, önce kendi zikzaklı siyasi geçmişlerini ve sicillerini masaya yatırmalarını tavsiye ederim" ifadesinde bulundu.

Açıklamasında, uzun yıllar partiye emek vermiş, önemli görevlerde bulunmuş siyasetçilere, partinin Gençlik Kolları sitesinden "pislikler, kokuşmuşlar, defolun" şeklinde saldırıların yapıldığını da ifade eden Sav, "Saldırıları hoşgörü ile karşılayan parti yöneticileri yalanlama yapmadıklarına göre o ayıbı bölüşüyor olmamalılar" dedi.

-"ÖRGÜT DOKUSU BOZULMUŞTUR"

"Başta Sayın Genel Başkan olmak üzere hiçbir CHP’li yöneticinin kendi başarısızlıklarını başkalarına, örgüte yıkmaya hakkı yoktur" diyen Sav, 18 Aralık 2011 kurultayından önce yaptığı uyarılara rağmen, CHP üyesi bile olmayanların CHP yöneticisi yapılması anlayışının egemen olduğunu belirterek, "Örgüt yok sayılırken CHP’ye hiç emeği geçmemiş olanlara milletvekilliği sunulmuştur. CHP tarihinde görülmemiş biçimde örgüt tasfiyesine gidilmiş, örgütlerin haklı olağanüstü kongre talepleri kulak arkasına atılmış, 1 Kasım 2011 de başlatılan kongre sürecinde delege seçimlerine çok az bir zaman kala 30 bini aşkın olduğu söylenen 12. madde ile yeni üyeler kaydedilerek pek çok yerde örgüt dokusu bozulmuş, CHP’ye yakışmayacak boyutta antidemokratik uygulamalar sergilenmiştir" dedi.

Bütün bunlar yapılırken ise örgütün sessiz kalmasının, talepte bulunmamasının istenildiğini öne süren Sav, 362 delegenin imza vermesinin ardından, genel merkez tarafından yapılan iki kurultay çağrısını "örgütün haklı taleplerine üvey evlat muamelesi yapılması" olarak nitelendirdi.

-"ARTIK YEN YIRTILMIŞ, KOLUN KIRIKLIĞI GİZLENEMEZ HALE GELMİŞTİR"

Şimdi ‘garip’ bir şekilde "benim kurultayım-senin kurultayın" denildiğini, partinin kurultay delegeleri kamplaştırıldığını ifade eden Sav, toplanmış olan imzalardan yarısının geri çekildiği gibi iddialarla da kirlilik yaratılmaya, kurultay delegelerinin caydırılmaya çalışıldığını öne sürdü. Sav, "Kurultay delegeleri, ev sahibi oldukları kurultayda misafir muamelesine tabi tutulmaya, köşeye sıkıştırılmaya, horlanmaya, dinleyici-izleyici baskısı ile sindirilmeye çalışılmaktadır. CHP’li delegelerin yılmayacağını, hiç kimseden çekinmeden doğruları düşünüp uygulayacağını, kimi acemi politikacıların göremediğini üzülerek izliyorum. ‘Kol kırılır, yen içinde kalır’ denilerek, ‘biz istediğimizi yapalım’ mantığıyla kurultay delegelerinden özveri isteniliyor. Artık yen yırtılmış, kolun kırıklığı gizlenemez hale gelmiştir" dedi.

-"İTİCİ SÖZLER, DELEGELERİ YARALIYOR"

Sav, son kamuoyu yoklamalarında, Genel Seçimden bu yana sekiz ay bile geçmeden partinin oyunun yüzde 26’lardan yüzde 20’nin altına düştüğünü, böyle bir dönemde kimseyi itmeden, ötekileştirmeye çalışmadan herkesi kucaklamak gereken günlerde "itici" davranış ve sözlerin, partilileri, kurultay delegelerini "incittiğini, yaraladığını" ifade ederek, şöyle devam etti:

"CHP, ayak oyunlarıyla, hukuk dolanarak, partinin eski yöneticileri horlanarak aldatıcı, cilali sözlerle yönetilemez. Dürüstlükle, hukukun üstünlüğüne, parti içi demokrasiye, delegelerin haklı taleplerine saygı duyularak yönetilir. Örgütün önemli bir bölümünün tüzük değişikliği talepleri hafife alınarak, hukuk dolanarak alay edercesine imza sahiplerini çelmelemek CHP’ye yakışacak davranışlar değildir. CHP’nin Kurultay delegeleri, kendilerinin haklı taleplerini yansıtan 27 Şubatta yapılacak kurultaya katılmayı yeğleyip, 26 Şubat kurultayına uzak durmalarına, hiçbir yöneticinin eleştirme ve yargılama hakkı olamaz. CHP kurultay delegelerinin baskıcı anlayışlara teslim olmayıp, özgür iradeleri ile davranacaklarından hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Uzun yıllar CHP’ye emek vermiş bir siyaset adamı olarak düşüncelerimi kamuoyuna açıklama gereğini duydum."