ABD temasları sırasında Stanford Üniversitesi'nde liderlik konulu bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Avrupa'daki şu anda yaşanan durumlar, ileri görüşe sahip olmayan liderliğin nasıl milyonların hayatını etkileyebileceğini gösteren çarpıcı bir örnektir." dedi.
Avrupa'daki liderlerin ufukta görünen ekonomik sorunları görmeyi başaramadığını ve bu sorunları ele almak konusunda da cesur adımlar atamadığını dile getiren Gül, "İyi liderlik "hava güneşliyken, çatının onarılmasını" gerektirmektedir." şeklinde konuştu.
Avrupa liderlerinin gerekli kararları verme konusundaki kısıtlamalarının şu anda karşılaştıkları finansal felaketleri meydana getirdiğini belirten Gül, şöyle devam etti: "Şimdi, ciddi bir krizle karşı karşıya kaldıklarında Avrupa içerisinde daha içe dönük olmak ve radikal siyasi gruplara boyun eğmek gibi gittikçe artan eğilimler görülmektedir. Hakikaten de son aylarda birbiri ardına aşırı sağcı partilerin seçildiğini ve güç kazandığını görüyoruz. Ve daha da kötüsü, bunların ideolojileri ve görüşleri gittikçe artan bir şekilde popülerlik kazanmaktadır. Bu kesinlikle iyi bir liderlik örneği değildir, ancak ucuz siyasetin en kötü örneklerinden biri olabilir."
"ERMENİSTAN'A GİTMEM RİSKTİ"
İyi bir liderin bazen de risk alması gerektiğini ifade eden Gül, "Benim risk alma ile ilgili, tabi uluslar arası ilişkilerde, kendimi test ettiğim bir örnek ise, Ermenistan Başbakanının daveti üzerine, Ermenistan'ın başkenti Erivan'ı ziyaret edişim oldu." dedi.
Futbol karşılaşması için yapılan davete atıf yapan Gül, "Neredeyse son yirmi yıldır diplomatik ilişkileri olmayan, ortak tarihleri konusunda birbirleri ile ihtilaf yaşayan, komşu iki milletin liderleri için bu davetin anlamı daha büyüktü. İç politika için bu riskli bir hareketti ve dış politika için de çok riskli sonuçlar doğurabilirdi." diye devam etti.
Gül, "Erivan'a gittim ve bu bir Türk Cumhurbaşkanının ilk Ermenistan ziyaretiydi. Bu iyi niyet göstermemden ötürü beklediğim karşılık ise iki milletin arasındaki ilişkileri biraz olsun düzeltmekti. Hâlâ da bu umudum var. Bizim aramızdaki ziyaretlerimiz Türk ve Ermeni ilişkilerinin normalleşmesi için bir umut sembolü olmaya devam edecektir. Riskli olsa da Erivan'ı ziyaret etmem doğru bir hareketti." ifadelerini kullandı.