TBMM Başkanı Cemil Çiçek, TBMM Tören Salonu’nda basın toplantısı düzenleyerek 24. Dönem 1. ve 2. Yasama Yılı faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Meclis Başkanlığı görevine seçildiği 4 Temmuz 2011'den bugüne 1 yıl geçtiğini işaret eden Çiçek, görevi süresince gerçekleştirilen çalışmaları da anlattı. Çiçek, 24. dönemin ilk iki yasama döneminde yapılan en önemli faaliyetin Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun kurulması ve yeni anayasa çalışmalarının başlatılması olduğunu vurguladı.

Gazetecilerin, 3. Yargı Paketi’nin Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmasının ardından tutuklu milletvekillerinin durumunun ne olacağı yönündeki sorusu üzerine Çiçek, "Mahkemeler, tutuklu milletvekilleri bakımından adli kontrol gibi çağdaş bir imkanı uygulamaya koyabilecektir. Ümit ederim ki mahkemeler Meclis'in verdiği bu mesajı iyi anlamıştır" diye konuştu.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, tutuklu milletvekilleri konusunda, adli kontrol sisteminde üst sınırın kaldırılması ile yargının mazereti kalmadığını belirterek, “Ümit ederim yargı, yasamanın verdiği bu mesajı iyi anlamıştır” dedi.
Çiçek, düzenlediği basın toplantısında, 24. Dönem 1. ve 2. Yasama Yılı'nı değerlendirdi. Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Çiçek, adli kontrolde üst sınırın kaldırılması ve böylece tutuklu milletvekillerinin tutuksuz yargılanabileceklerine ilişkin tartışmaların sorulması üzerine, tutuklamanın bir tedbir olduğunu ve tedbirin mahkumiyete dönüşmemesi gerektiğini vurguladı. Yargıçların da yargı makamlarının da Meclis’in çıkardığı yasaların ruhunu iyi anlamaları ve kavramaları gerektiğini belirten Çiçek, şunları kaydetti:


“Gelinen nokta şudur; tutuklu milletvekillerimiz de dahil, Özel Yetkili Mahkemeler olarak bilinen mahkemelerin uygulamalarından bir rahatsızlık olmuş ve Meclis de bu rahatsızlığı bünyesinde değişiklik yapmak suretiyle ortaya koymuştur. Demek ki Meclis’in mesajı uygulamalarda daha dikkatli davranılmasıdır. Tartışmaların önemli bir kısmı tutuklamalarla ilgilidir. Dolayısıyla Meclis yeni bir irade ortaya koymuştur ve yargı makamlarının her şüphede tutuklama kararı vermek yerine elini genişletmiştir. Yani adli kontrol diye zaten yasamızda mevcut olan ve ceza sınırı 3 yıl olan sınırı ortadan kaldırmıştır. Böylece bugün 34 bin 235 kişi hakkında istiyorsa yargı makamları her dosya için, her sanık için, her tutuklu için ayrı bir değerlendirme konusu yapabilecektir.

Elbette tutuklu milletvekilleri bakımından da adli kontrol gibi gerçekten çağdaş bir imkanı uygulamaya koyabilecektir. Ümit ederim yargı, yasamanın verdiği bu mesajı iyi anlamıştır. Yargının gelişigüzel tartışması yargıya güveni azaltır. Dışarıdan tartışmalara bir şey demem ama yargının kendisi ne tartışmaların odağında olmamalıdır. Uygulamalarına dikkat etmesi lazım; Türkiye çağdaş bir devlet, önemli bir devlet, yaptığı yapacağı merak edilen bir devlet. Dolayısıyla biz ne kadar hassasiyet gösteriyorsak, yargı makamlarının da işlemlerine dikkat etmesi gerekir. Çünkü artık günümüz dünyasında Ankara’nın küçücük bir ilçesinde verilen bir karar iki saat sonra Brüksel’den yankı buluyor. Türkiye’nin itibarı, imajı açısından önemlidir, kimse de artık ‘ben yaptım, ben tutuklarım’ tarzındaki bir yola tevessül etmemelidir. Mazeretleri de o kadar kalmamıştır, adli kontroldeki üst sınır ortadan kaldırılmak suretiyle. Onun için yargının da yasama organı olarak koyduğumuz kuralı, bu değişikliği ve bunun mesajını felsefesini iyi anlamış olması gerekiyor. Ümit ediyoruz ki bu sıkıntı kısa sürece çözülebilir. Onun için de önemli bir imkan bu değişiklikle gündeme gelmiştir.”


TBMM Başkanı Çiçek, bir soru üzerine Van Bağımsız Milletvekili Kemal Aktaş'ın dokunulmazlık fezlekesinin ilgili mahkemeye geri gönderileceğini söyledi.