Serdar Arseven, BBP'li Ülkücülerin Diyarbakır'daki bayram buluşmasını Yeni Akit gazetesinde yazdı:

Ülkücüler Diyarbakır'da!,,

Ülkücüler Ankara'dan Diyarbakır'a gidiyor...

Aynntıyı veririz de...

Şuradan girelim: RahmetliMUHSİN YAZICIOĞLU'nun organize cinayete kurban gittiğine dair delilleri gören arkadaşlardan bazıları, " Tamam da MUHSİN YAZICIOĞLU'nu niçin katletmiş olsunlar ki? " diye sormakta.

Hemen söyleyelim:

Rahmetli Yazıcıoğlu, Güneydoğu'nun ciddi bölünme sinyalleri verdiğini görüyordu. Bunu engellemek için bir takım " gizli " faaliyetler içine girdi.

Bunlann en önemlisi, Kuzey Irak'taki " Müslüman Kürtlerin " önderleri ile yakın temas sağlamaktı. Rahmetli Yazıcıoğlu, bölgenin manevi dinamikleri ile sürekli irtibat halinde oldu, onlara " PKK'ya veya Barzani'ya mahkûm olmadıklannı " anlattı. "

Müslüman Kürtler " de de travmaya yol açan bir takım uygulamalann son bulacağını, kabuk değiştirmekte olan Türkiye'nin "hukukun üstünlüğü " ve " insan hakları " temelinde yükseleceğini ve bu yükselişten, tıpkı Osmanlı'nın parlak dönemlerinde olduğu gibi bütün insanlığın istifade edeceğini dile getirdi.

Rahmetli Yazıcıoğlu'nun hayatına kast eden hareketler de bu çalışmalarına paralel gelişti. Başkan, Osmanlı'ya hep sadık kalmış ve Kurtuluş Savaşı'nda önemli roller oynamış bu büyük topluluğun, PKKİsrail hattının eline geçmesini engellemek için çalıştıkça, PKK ile bağlantılan bugün iyice belirginleşmiş olan bir takım " yarıaydınların " hedefine yerleştirildi.

Rahmetli Yazıcıoğlu, olmadık bağlantılara bulaştınlmak istendi. Kendisine yönelik taarruzun iyice arttığı bir sırada, Güneydoğu'ya yönelik çalışmalarına hız vereceğini söyledi. Ben de, Güneydoğu'ya bir " sefer " gerçekleştirmenin iyi olacağını söyledim.

Toplantıda bu teklif ele alındı ve kabul gördü. Rahmetli MUHSİN YAZICIOĞLU, beni aradı ve Güneydoğu'ya birlikte gitmeyi teklif lütfunda bulundu. Tereddütsüz kabul ettim. Rahmetli Yazıcıoğlu, Sayın MUSTAFA DESTİCİ, Sayın YALÇIN TOPÇU, Sayın Hakkı Öznur'un da aralannda olduğu bir ekiple Diyarbakır'dan başlayarak, Şırnak'a kadar önümüzdeki yerleşim birimlerine uğraya uğraya gittik.

Şımak'ta kaldık. Rahmetli MUHSİN YAZICIOĞLU ve diğer parti yöneticileri ile gecenin bir vakti, Şımaklı gençlerle buluştuk. Uzun sohbetlerimiz oldu. Güvenlik birimlerinden " tehlikeli olur " uyarıları gelmesine rağmen, gecenin o saatinde gittikçe artan kalabalık ile Rahmetli arasında ilginç diyaloglar meydana geldi.

Mesela, bir genç, " Devlet bize üvey evlat muamelesi yapıyor " deyince... Rahmetli " BenMUHSİN YAZICIOĞLU... Bana hangi gözle bakarsınız? " diye sordu. Bir başka genç, " Siz gülsünüz, başka bir lider gelse ya tepki oluşurdu ya da acaba niyetleri ne diye korkardık " dedi.

Rahmetli; " Ben geldim, ne oldu? " diye sordu. Bir başka genç: " Şırnak sokaklarını gül kokusu sardı! " dedi. Bir başka ses duydum arkalardan:

"Sen Müslümansın Muhsin Bey, Müslüman zulmetmez. Müslüman hoş gelmiş sefa gelmiş... "

Rahmetli Yazıcıoğlu, o geziden sonra " Büyük Birliği Sağlama " çabalarına hız verdi. Özgül ağırlığından istifade, Güneydoğu ve Kuzey Irak'a yönelik " plânlara " karşı oluşturduğu cepheyi genişletiyordu ki... O cinayet meydana geldi!..

İşte cinayetin gerçek sebebi!...

Şimdi...

Rahmetli MUHSİN YAZICIOĞLU yok ama ekibi aynı ruhla devam ediyor. önceki akşam BBP Genel Başkanı MUSTAFA DESTİCİ ve BBP'nin diğer yöneticilerinden bir grupla iftar yaptık... İftar sonrasında, yeni bir Güneydoğu hamlesine dair bilgiler aldık...

Rahmetli MUHSİN YAZICIOĞLU'nun diktiği fidan tuttu ve o hareket, bu Bayram'dan itibaren yeniden hızlanacak. Nasıl mı?..