Belediye Başkanlığı ve Soylu!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun adı;

İzmir, İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkan adaylığına geçiyor.

Bence;

Soylu’nun Belediye başkan adaylığına kaydırılması Ak Parti için bir avantaj değildir.

O, İçişleri Bakanlığı’nda

-Cumhuriyet tarihinin en başarılı dönemine imza atmıştır.

-Teröre karşı mücadelede kelle koltuk yürümektedir.

-Teşkilatın moral motivasyonu olmuştur.

-Uyuşturucuya karşı mücadelede kararlı bir duruş sergilemektedir.

-Mafya mufya benzeri oluşumların üzerine üzerine gitmiştir.

-Doğuda kayyum belediyelerinin başarısında O’nun büyük kararlılığı vardır.

-Bakanlığın her biriminde bir ağabey baba gibi kabullenilmiştir.

-Teşkilata sahip çıkmış, her anlamda personelinin çalışma şevkini ateşlemiştir.

-Halk, bakanlığındaki başarısı ile sevmiştir.

Soylu, aday gösterildiği şehirde belediye başkanlığı seçimini kazanabilir ama, bakanlıkta ciddi bir boşluk doğar.

O nedenle, taş yerinde ağırdır.

Reis böyle bir hata yapmaz..

Rutin buluşmalar bunda sonra…!

Trabzon’da genellikle aralarında sosyal grup oluşturanlar her ay veya 15 günde ya da her hafta belli bir günde bir araya gelirler; ülkenin şehrin gündemini tartışırlar. Birbirlerine hal hatır sorarlar.

Bu tür grupların bir araya geldiği yerler genellikle eskiden Süleyman Restoranı.. 

Şimdilerde Şehir Kulübü ve sahildeki köftecilerdir.

Muhafazakâr dostlar İkram’da buluşurlar.  

Arada misafir de çağırırlar.

Biraz sosyal olanlar ise şehir kulübünde, derin sohbetlere dalarlar.

Şehirde ortam sessiz, sakin ve gündemsizse, bu buluşmalardan kimsenin haberi olmaz.

Ama eğer Trabzonspor’da kongre varsa. Bir siyasi partinin il yönetimi belirlenecekse ve özellikle şimdi an olarak belediye başkan aday adaylıkları ile ilgili süreç başlamışsa, bu rutin buluşmalar şehrin gündemine oturur ve tartışılır. 

Merak edilir.

Bunun en son örneği, Burak Yılmaz olayıdır. 

Bilinen olay yaşanmadan önce şehir kulübünde her Çarşamba bir araya gelenlerin bu buluşması Burak olayının kutlanması olarak sosyal medyaya yansıdı.

Her kafadan bir ses o fotoğrafa yorum yaptı.

Bilmeden, öğrenmeden.

Bilgi sahibi olmadan fikir yürütüldü.

Biraz argo konuşacağım ama, azcık susun motorunuz soğusun.

Dün de Ankara’da rutin bir buluşma oldu.

Trabzon Ak Parti Milletvekilleri Muhammet Balta’nın odasında bir araya geldi. 

4’lü, her zaman bir araya zaten geliyor. 

Ama tam Trabzon yerel seçimlerle ilgili olarak Ak Parti’de hareketlilik başladığında bu toplantı bir anda önem kazandı, dikkat çekti, gündeme oturdu.

Biz de önem kazanan, dikkat çeken toplantıya katılan Adnan Günnar’ı aradık. 

Neler konuştunuz diye?

Günnar çok genel konuştu ama şu bilgileri de almadık değil.

-Ak Parti’nin Trabzon sorumlusu Y.Ziya Yılmaz bütün milletvekilleri ile konuştu. Görüşünü aldı. Bu şu demek Vekiller tercihlerini söyledi.

-Vekiller, Trabzon için değer olan bazı isimlerin başkan adaylığı ve meclis üyeliği için kendisine teklif getirilmesin beklemesin, aday olsun görüşünde hem fikir oldular.

Bu iki durum, önümüzdeki günlerde Ak Parti’nin Trabzon özelinde kaderini belirleyecek gibi.

Ha, bu arada bundan böyle her rutin buluşmanın artık haber değeri vardır… 

Çünkü, Trabzon bir yanda Trabzonspor kongresine bir yanda yerel seçimlere doğru süratle gidiyor.

Ak Parti büyükşehir aday barometresi

Erdoğan Bayraktar: % 40

O.Fevzi Gümrükçüoğlu: % 30

Mazhar Yıldırımhan: % 20

Ahmet Metin Genç:  % 10

Görünen lüzum üzerine…!

Öyle bir futbolcu kuşağı ile karşı karşıyayız ki, Televole kültürü ile yozlaşmış bir nesille yüz yüzeyiz.

Taraftar da öyle, futbolcu da.

Oysa, biz ne futbolcular gördük.

Dozer Cemil mesela..

Maşatlıkta yürürken fenalaşarak öldüğünde cebinde 5 lira 75 kuruş çıkmıştı.

Şimdikiler gibi mülk zengini değildi.

Maraş ile Uzun Sokak’ta mülk zengini futbolcularımız var

O Dozer Cemil ki, formunun zirvesindeyken transfer tekliflerini geri çevirerek, “Trabzonspor’un kaptanı, bir başka takımın kaptanının arkasından sahaya çıkmaz” demişti.

Aynı yıllarda iletişimin bu kadar ilerlemediği dönemde Dozer Cemil’in jenerasyonundan taaaaa, uzak kıtada Brezilya’da futbolun alimi, Sokrates; ülkesindeki dikta rejimini protesto etmek için başına DEMOCRACİA yazılı bant ile sahaya çıkmıştı.

İskender Günen, Onunla ne zaman deplasman yolculuğuna çıksam uçağın uzak bir köşesinde yol boyunca kitap okuduğuna şahit olmuşumdur.

Tıpkı Almanların ünlü futbolcusu Braitner’in dediği gibi… “Ben haftada iki kitap okumazsam idman yapmış sayılmam” demesi gibiydi İskender’in okuması.

Ya Şenol Güneş…Kuşağının ünlü kalecisi Rus Daseyev gibi.

Daseyev başarısının sırrını; içimden Çaykovski geçiyordu 

Diye özetlerdi.

O’nun Çaşkovski geçerdi, Güneş’in ise içinden; Trabzon’un kenar köyünde bir köy ilk okulunda öğretmenken, öğrencileri ile okulu güzelleştiren etkinlikleri ile geçerdi.

Ve Metin Kurt.

Futbolcu sendikasını kurmaya kafasını yordu. Didindi çalıştı. Devrimci, yiğit bir adamdı. Her sosyal olayda sahada olduğu gibi alandaydı.

Tıpkı, o dönemin Trabzonspor’undaki yıldız oyuncu Mehmet Ekşi de aynı misyonu üstlenmişti..

80 darbesi ile tutuklanan siyasi görüşlü bütün mahkumlara, Trabzon cezaevinde spor yapabilsinler diye koliler dolusu spor malzemesi gönderiyordu. Sunay Akın’ın cezaevinde şampiyonluk öyküsünde anlattığı Bordo Mavi formalı takımın formalarını da Mehmet Ekşi göndermişti.

Tarihe mal olmuş, anılarda kalmış,  yazılara dökülmemiş daha ne çok değerler anılar ve alkışlanacak tavırları ile futbol dünyası bir değerdir.

Ama gel gör ki..

Bu günlerde, sabaha karşı bar kapılarında kavga edenler. Yollarda sürat denemesi yapanlar. Sanatçının burnunu kıranlar..Taraftarlar kavga edenler.. VS.. VS…

Futbol hayattır ama hayatın gerçeğidir.

Futbol ile yaşamlarının birkaç tık üstüne çıkanlar, bari futbol tarihini okusunlar.

Sokrates’i, Dozer Cemil’i..

İskender Gönen’i

Ve Ünal Karaman’ı…

Her hafta Salı kulağım orada..!

Hasan Bahadır kardeşimiz Mercan FM’de 1997’den bu yana aralıksız her Salı adı ile anılan bir Trabzonspor programı yapıyor. O’nun gibi istikrarlısı yok. Ve ben her Salı kulağımı Mercan Fm, 105’e kitliyorum.

Özgün bir program.

Bizden biri

Bizim sesimiz.

Tavsiye ederim.

Okyanusun ortasında…!

okyanus gemi ile ilgili görsel sonucuİletişim teknolojisi o kadar çok gelişti ki.

Örneğin, 61saat’e mobil üzerinden nereden tıklanıp okunduğunu da takip ediyoruz.

Bizim teknik işlerde gözümüz kulağımız elimiz olan Tayfun’a dedim ki aç bakayım sistemi, kim bize nereden tıklamış.

Tayfun sistemi açtı. Bir anda heyecanlandı ve seslendi.

Abi, okyanusun ortasından 61saat okunuyor.

Ekranı büyüttük.. Atlas okyanusunun ortasında bir gemiden 61saat.com okunuyor.

Kesin bir ticari gemide, o kişi, Trabzonlu miçodur dedik.

Selam olsun okyanusun ortasına.

AFKURDUM :)))

Çakal tavuğu aldı ama ben da ne olsa dedum oğa

ZAYTUNG

PFDK'nın açıkladığı derbi cezalarının ardından Galatasaray, konkordato ilan etti...