Şu Sosa varya gerçekten çok büyük bir futbolcu, oynadığı zaman karşıdaki takımın vay haline oluyor. Bunlardan biri de Beşiktaş’a karşı gerçekleşti ve eski takımının canını tek başına aldı diyebiliriz. Örneklerle devam edelim. Dakika 5’de Sosa kullandığı serbest atışı Dorukhan’ı kafasıyla siyah-beyazlı filelere gönderdi. Dakika 42’de de farklı bir şey olmadı. Sosa yine uzaktan mükemmel şutunu çekti, bu kez de Necip’in kafasına çarpan top yine siyah-beyazlıların kalesinde gol oldu. Yani Sosa, Beşiktaş’la kafa yapmış oldu!

Beşiktaş bitik bir takım olmuş. Şenol Güneş’ten sonra dikiş tutma ihtimali yok diyordum. Yanılmadım da. Ben yıllardır Beşiktaş’ı bu kadar kötü hiç görmemiştim. Trabzonspor’a gelince, maçta hep isteyen taraftı. Çok eksiğine rağmen, bu kez inanmış bir 11 vardı sahada. Advijaj ve Campi değişliği Trabzonspor’a yaramış. Yerlerine oynayan Kamil Ahmet’in performansını çok beğendim. Ölümüne oynadı. Aylardır sakattı ve ilk maçında yaptığı bindirmeler çok iyiydi. Hüseyin Türkmen’de yerli yerinde yaptığı hamlelerle güven verince kuşkusuz, takım oluyorsunuz... Nwakaeme’de günündeydi. Sosa’nın Dorukhan’a çarptırıp attırdığı gol öncesinde topu Burak Yılmaz’dan ustaca çalması da ince işti. Demek ki Trabzonspor takımı bazı sorunlarını içerde çözmüş.

Dedik ya, Sosa’nın günüydü. Adam profesyonelce oynadı doksan dakika ve hatasızdı. Orta sahada Abdülkadir Parmak ile Sosa ikilisi hep vites büyüttüler. Arkasındaki Mikel’de önceki maçlara nazaran daha dikkatliydi. Taktiksel oynadı, Beşiktaş’ı oyundan düşüren pozisyonlara imza attı. İkinci yarı başladığında da Trabzonspor rüzgarı vardı. Sağlı-sollu ataklar hep fırtına tarafından esti. Ben biraz Novak’ı şu sıralar çok durgun görüyorum. Sözleşmesi henüz yenilenmediğinden olabilir mi bu durağan hali. Neyse, Basel maçı öncesi Trabzonspor’un kazandığı bu altın değerindeki üç puan hem Ahmet Ağaoğlu’nu, hem Ünal Karaman’ı hem de bordo-mavili futbolcuları ve taraftarları rahatlattı. Kısacası Trabzonspor’un böyle sükseli bir galibiyete ihtiyacı vardı desek yanlış bir şey söylememiş oluruz. Yanılıyor muyum?

64’de Nwakaeme aldı sazı eline. Ceza sahası içerisindeki Sörloht’a öylesine harika bir pas attı ki Sörloht’da golünü yaptı. Hakem VAR’a gitti ama gol kararı çıkınca tribünler iyice coştu ve skor 3-0 taşınmış oldu. Sonuç olarak Trabzonspor hak ettiği maçı farklı bir şekilde kazanarak yeniden dirilişe geçti. Basel maçına bu havanın olumlu yansıyacağını bekliyorum. Lakin şu sıralar şiddetli olarak ülke puanına etki edilmesi gerekiyor. Başarabilir mi Trabzonspor bunu, başarabilir. Yeter ki içerdeki sorunlara yenileri eklenmesin. Sakatları da döndüğünde Trabzonspor’un eski haline dönebilir diyorum başka da hiçbir demiyorum. 79’da Beşiktaş’ın attığı gol şaşkınlık golüdür. 3-1. Trabzonspor’un 4’üncü golüne gelince anlatılamaz, sadece izlenir cinsindeydi. Uğurcan topu Nwakaeme’ye attı, o da aldığı topla ceza sahasına kadar gitti ve golünü attı. Bu yürek işidir. NOKTA 4-1