Süper Lig'in 8. haftasında Trabzonspor, deplasmanda karşılaştığı Kayserispor'u 2-1 yenerek 3 puanı hanesine yazdıran taraf oldu. Spor yazarları da bu mücadeleyi dikkat çeken sözlerle değerlerlendirdi. İşte o yazılar...

YUNUS EMRE SEL - İŞTE FUTBOL BU

Şüphesiz futbolseverlerin keyif alarak izlediği bir maç oldu ancak teknik adamlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Trabzonspor yine hızlı ve seri paslarla rakip kaleye çabuk gidip rahat pozisyonlar yakaladı ama Kayserispor'un kendi kalesine kolay gelmesine çözüm bulamadı. Bordo-mavililer, ikisi direkten dönen topu da dahil olmak üzere farklı bitirebileceği ilk yarıyı önce sol bek, sonra stoper hatasından yediği golle berabere tamamladı.

Oyuna çoğunlukla hakim olup rahat pozisyona giriyor Trabzonspor. Ama üstünlük golünü bulduğunca rakip sahaya daha az gidiyor, topu karşı tarafa bırakıyor, bu kez kontratakla sonuç almaya çalışıyor. Şampiyonluğun önemli favorisi bir takım için bu durum tezat oluşturuyor. Her şeye rağmen kaliteli ayak sayısı oldukça fazla olan bir takım görüntüsündeydi bordo-mavililer.

En önemlisi, 'mücadele etmeden mutlu olunmaz, her mutluluk az çok bir çaba ister' sözünün vücut bulmuş hali vardı sahada sanki. Pozisyon veren ancak anında karşılık veren, uzatma dakikalarında dahi baskı kuran, savunmada rakipten çalınan topta bile hırsını gösteren Trabzonspor'da sadece sahadakiler değil, kenardakiler de sezon sonu için ne kadar iştahlı olduklarını net bir şekilde gösterdiler.

Kayserispor ise pozitif, açık bir futbol sergiledi, rakip ceza sahasına kadar sıkça geldi ama bordo-mavililer ondan sonrasında dikkatliydi. Son tercihlerde hata yapıp pas şiddetini bir türlü ayarlayamayan sarı-kırmızılı hücum hattı, önemli pozisyon bulamadı. Kritik bir maçtan 3 puan alıp moral bulan Trabzonspor'da, saha kenarından gelen hamlelerin üst düzey katkısına ayrı bir parantez açmak gerekiyor bence.

Futbolda, "kusursuz" kelimesi risklidir ama o kelimeyi hak edecek bir oyun ortaya koymalarıyla özellikle Berat Özdemir ve sağ iç oynayan Abdülkadir Ömür, milli formayı hak ettiklerini de gösterdi dün bir kez daha. Bu yazı, sahada görmekten büyük mutluluk duyduğum Ahmetcan Kaplan'a, keyifli oyunu, öz güveni ve hepsinden önemlisi sakinliğine vurgu yapmadan tamamlanırsa, eksik kalırdı. Hoş geldin Ahmetcan, yolun uzun ve dikenli ama sana inanların sayısı o kadar çok ki!

REHA KAPSAL - HAK ETTİLER

Trabzonspor'un son iki maçta kaybettiği 4 puanın telafisi ancak Kayserispor karşısında olacaktı. Son haftalardaki formda bir takımla ve deplasmanda oynamak bordo-mavililer için kolay değildi. Maça da yüksek konsantrasyonla çıkan Avcı'nın öğrencileri, ilk 45 dakikalık bölümde oyun hareketliliği, kazanılan toplarda dikine oynanan oyun, hücum kombinasyonları ve de kazandıkları toplarla pozitif geçişleri çok doğru uyguladılar.

Bu geçişleri yaparken, yönlendirdikleri alanlar, sıkıştırmalar, kazanılan toptan sonraki rakip takımın zaafiyeti nerede oluşacak diye doğru yapılan planlar vardı. Bakasetas ve Hamsik'in önderliğinde rakip yarı alanda çok rahat bu oyunu taşımasını bildikleri gibi ilk yarı kaçırılan net gol fırsatlarını değerlendirmiş olsalardı bordo-mavililer, 1-1 yerine 6-1'lik bir skorla maçı ilk devrede bitirebilirlerdi.

İkinci yarı ister istemez o ilk yarıdaki güçlü hücum gücünü sahaya yansıtmak bir takım için her zaman kolay değildir. Rakip önlemi de ikinci yarı için daha fazla olur. İster istemez kaçırılan gollerden sonra düşmemesi gereken motivasyon zaman zaman düşebilir. Bu da ilk yarıya göre ikinci yarıya daha farklı hale getirmesi olabilirdi. Nitekim de böyle bir ikinci yarı oynansa da Bakasetas'ın penaltıdan attığı gol haricinde 2 tane de çok net fırsatı değerlendiremedi bordo-mavililer.

Gervinho'nun takımdan ayrı görüntüsü var: Hem ofansta hem defansta… Buna sonradan giren Djaniny'yi de katabiliriz. Son bölümünde kaçırdığı golle takımın geriye yaslanmasına ve karambol futbolunun oynanmasına neden oldu. Hadi bunu anlayabilirim; bir hücum oyuncusu gol kaçırabilir ama oyuna girdikten sonra koşup, takım savunmasına yardım etmeli. Gervinho ve Djaniny'nin takım bütünlüğüne uyarak saha içinde hareket etmesi lazım.

Ahmet Can'ın tekniği iyi, geleceği olan bir oyuncu. Eksiği olması gayet doğal. Biraz daha ikili mücadelelerde ayakta kalması için kuvvet antrenmanına, oyun için de pozisyon bilgisini ve top rakipteyken hamle zamanlamasını mutlaka geliştirmesi gerekir. Bordo-mavililer, baştan sona üstün oynayıp, 'hak ettikleri' bir maçı kazanarak zirve iddiasını sürdürdü.