Yoğun iş ve özel hayatında bir ilki yaşadı ve bizlere de Türkiye’de de basın dünyasında bir ilki yaşattı. Sağolsun. İşte hemşerimiz yoğun iş adamı başarılı müteahhit ve turizmci daha doğrusu hayatı çalışmakla başarmakla dolu dolu yaşayan Ali Ağaoğlu röportaj randevumuza hiç tereddüt etmeden, “Hemen Meltem hanımı arayın size mutlaka en kısa zamanda en uygun saati versin de güzel bir muhabbet edelim’ demesiyle iş dünyasının bu dev ismi gurur duyulacak işlere imza atan bir Of’lu olarak herkesin gönlünde sevgi yumağı oluşturmuş ulusal medyanın bile zor randevu alabildiği Ali Ağaoğlu ne kadar da hemşeri sevdalısı olduğunu göstermişti. İstanbul’da ne zaman Karadeniz etkinliği olsa veya daha doğrusu üst düzey Karadeniz etkinliklerinde toplantılar da en çok sempatiyi Ağaoğlu’nun topladığını söyleyebiliriz de.
Masadaki fındık karadeniz işareti
TAKA Gazetesi olarak
İstanbul Ataşehir’deki ofisine gittiğimde ilk olarak masasının hemen önünde
kocaman tepsi taptaze kavrulmuş iç fındıkla dolu olmasını görünce gözlerim
ışıdı.. Ali Ağaoğlu, memleketinin bu ürününü tüm misafirlerine ikram
etmesi birazdan yapacağımız sohbette de değindiği gibi “ben Trabzonumla hep
gurur duydum” demesinin somut göstergesiydi.
Her zaman güven oldu
TAKA: Sayın Ağaoğlu, hemşehrilerinle diyalogların nasıldır?
ALİ AĞAOĞLU: Of’un
varlıklı ailelerindendik. Babamın babası 2. Evliliğini yapınca babam 1946
yılında Of’tan ayrılarak İstanbul’a geldi ve Anadolu yakasında nalburluk
yaparak çoğunluğunun Trabzon Of ve diğer ilçelerimizden olan müteahhit
hemşerilerimize inşaat malzemeleri satmaya başladı, iş dünyasında adından söz
ettirmeye başladı. Babam hatta o zamanlar çoğunluğunu Karadenizli müteahhitlere
kredili inşaat malzemeleri vererek onların da başarılı olmalarını sağladı. Ben
İstanbul’da doğdum büyüdüm ama kanımda canım da Trabzon ve Trabzonspor sevgisi
ölçülemeyecek kadar fazladır. Hemşerilerimle her zaman gurur duyarım ve fırsat
buldukça onlarla olmaktan da zevk alırım. Karadeniz insanını çok severim. Çünkü
onlar çalışkan zeki, ahlaklı, pratik zekalı ve de en önemlisi vatan aşklarını
çok iyi bilirim.
Gurur duyarım.
Kemençe hem dinlendirir hem de eğlendirir
TAKA: Ali Bey araba maketlerini anladık, özellikle pahalı yabancı arabalara karşı büyük sevginiz var ama Kemençe var. İstanbul da doğdunuz burada büyüdünüz buna rağmen Kemençeyi de ofisinizde çok ayrı bir yerde saklıyorsunuz. Bunu açıklar mısınız?
ALİ AĞAOĞLU: Bakın sabah 5’de de yatsam mutlaka sabah 7.00’de ayaktayım. Hiç hatırlamam ki, sabah 07.00’yi 7 gece uyanmamışımdır. İş yerime mutlaka çaycımdan önce gelirim. Bu yıllardır süre gelen bir alışkanlık. Ben Özel Liseyi yatılı okudum ve bu erken kalkma alışkanlığım oradan kalmadır. Kemençe ise genlerimizdeki Karadeniz ve Trabzon sevdası. Trabzon’da doğup büyümesek de atalarımızın bazı özellikleri ve alışkanlıkları bizlerde vardır. İşte kemençe sevdası o 3 telin çıkardığı o nefis seslerle ben çok keyif alıyorum. Benim arabalarım da sadece eskiden 3’tü şimdi 2’ye inen Karadeniz radyo kanalları vardır. Özellikle de 93.3 Radyo kanalını mutlaka her sabah işe giderken dinlerim.
TAKA: Trabzon ve Trabzon’un sivil toplum örgütlerinden kopmadınız?
ALİ AĞAOĞLU: Derneklerimizi fazla eleştiriyorsun. Kendi
insanımızı hemen eleştirmeyelim kendi insanımızı onurlandıralım, yardımcı
olalım. Biz Karadenizliler birbirlerini kıskanırlar, eleştirirler ama yine de
en kötü gününde birlikte olurlar. Karadeniz insanı kendini herkesten üstün
görür. Bizim insanımızda gurur ve kibir vardır ama buna rağmen de
başarılıdırlar. Çünkü çalışkan zeki ve pratiktirler. Kendilerini göstermeyi
severler. Onun için ben her zaman hemşerilerimle beraberim. Yerelden TAKA
Gazetesini yakın takip ediyorum. Dinlediğim radyo 93.3 frekansı olan Radyo
K’dır. Bu sayede İstanbul’daki hemşerilerimden haberdar oluyorum. En yakın
çalışma arkadaşlarım yardımcılarım korumam daha doğrusu Trabzon Vakfıkebirli
olduğu için mutlaka Taka Gazetesini alırlar ve masam da en çok dikkat ettiğim
gazetedir. Çünkü bölgemden haberleri en doğru o gazeteden alarak bölgemden ve bölge
insanımdan da haberdar oluyorum. Onun için ben her zaman hemşerilerimle iç içe
yaşıyorum.’
Duygusal değilim üreteni severim
TAKA: Bu kadar insan çalıştırıyorsunuz, seçerken neler dikkat edersiniz?
ALİ AĞAOĞLU: Ben balık burcuyum çok duygusalımdır. Ama işimde kardeşimi bile tanımam. Ben işe göre eleman alırım elbetteki her zaman ilk tercih Trabzon ve Karadenizlidir. Ama ne olursa olsun işte hatır duygusallık olmaz. Milliyetçiyimdir ama kafatasçı değilimdir. Çok çalışırım, günde 14-15 saat çalışırım. Ayda bir iki defa dışarıya arkadaşımla yemeğe çıkarım ancak magazin basını beni sanki ben devamlı gece alemlerindeymişim gibi göstermeye çalışır. Çok da inatçıyımdır, kafama koyduğumu yaparım. Yeri geldiğinde tuğla bile taşır 3 işçimin yaptığını tek başıma yaparım. 1981 yıllarında tuğla sıkıntısı yaşadığımız yıllarda gece şantiyeye 1 kamyon tuğla geldi, ben de inşaatıma yakın yerin yakınındaki kahvehanede kağıt oynayan boş insanlara 1 kamyon tuğla var boşaltır mısınız dedim, onlarda bana akşam fırsatçılığı yaparak 1 liralık işe 10 lira isteyince kızdım onlara ve geldim 1 kamyon tuğlayı tek başıma indirerek kamyonu boşalttım. Hatta o anda üzerim de ki elbiseler o hamallara vereceğim paradan kat kat daha pahalı olmasına rağmen ben o 1 kamyon tuğlayı boşaltarak o haksız fırsatçılık yapmak isteyen kişilere kızarak kamyonu boşalttım. İşimin paramın değerini çok iyi bilirim ve kimsenin de hakkını yemedim yemem de.
TAKA: Yoğun iş temposundan koparak tatil yapabiliyor musunuz?
ALİ AĞAOĞLU: 3 kez peş peşe tatil yaparak deniz keyfi yaptığımı gören olmamıştır. Yaz geldi geçti toplam 3 kez denize girebildim. Yatılı okuduğum yıllardan kalan alışkanlık Cumartesi ve Pazar günleri bile erken kalkarım. O aldığım lüks otomobillerimi öyle kullanırım ki onlarla şantiyeleri gezerim. Bazılarının traktörlerle gidemedikleri şantiyelere ben o lüks araçlarımla giderim. Hatta bazen şantiyelerde yemek yiyen işçilerimle oturur soğanı kırarak ekmeği böler soğanla beraber kuruya kaşık sallarım da. Ben bebekte 1 kere lüks kahvaltı yapıyorsam 5 kez de şantiyelerimde amelelerimle yapmayı severim.
TAKA: Sayın Ağaoğlu hep sizi Trabzonspor’a Başkan olarak bekliyorlar. Trabzonsporluluk var mı?
ALİ AĞAOĞLU: Trabzonspor, Türkiye’nin bir gerçeği ve ülkenin 4 büyük kulübünden biridir. Bizlere büyük gurur veriyor. İşlerimin yoğunluğundan her maçı izleyemesem de yönetime maddi katkı sağlayarak eksikliğimi gideriyorum. Trabzonspor da başarılı bir yönetimi var daha önce de başarılı yönetimler vardı. Özellikle Türkiye’de en fazla taraftarı olan kulüp Trabzonspor olduğunu görüyorum. Çünkü bildiğim kadarıyla İstanbul’da Olimpiyat stadını dolduran tek taraftar Trabzonspor taraftarlarıydı. Bu sezon şampiyonlar liginde bizlere gurur yaşatan Trabzonspor’un bu ülkenin şampiyonu olarak kupasının da verilmesi TFF’nin kamuoyunda güvenilirliğini sağlar.
TAKA: Son olarak neler söyleyebilirsiniz?
ALİ AĞAOĞLU: Ofluyum ama İstanbul’da yaşıyorum. 11 bin metreküp Of yollarını betonlayarak ilçeme hizmet ettiğimi düşünüyorum. Ancak bizim insanlarımızda herkeste büyüklük hissi olduğu için kolektif olarak iş dünyasında bir araya gelemiyoruz. Gidemediğim köyüme çok güzel bir villa yaptım. Yani köyde de evimiz olsun dedim. Ancak Trabzon ve ilçelerinde yeni yapılan binaları hiç de ekonomik ve kullanışlı bulmadım. Karadeniz de doğamızı katlediyorlar. Birlik beraber iş yapmak bizim genlerimizde yok bizde HERKES AĞA!.
AĞAOĞLU'NU TANIYALIM...
Ali Ağaoğlu. 3 Mart 1954′te Trabzon’un Of ilçesinde doğdu. Çok genç yaşlarda
iş hayatına atılan Ali Ağaoğlu, Ağaoğlu Şirketler Grubunu kurdu. 27 yıldır
inşaat, turizm ve hizmet sektöründeki çalışmalarına devam ediyor. Gruba bağlı
Akdeniz İnşaat ve Eğitim Hizmetleri, bugüne kadar 1 milyon metrekarenin
üzerinde binlerce konut ve villa, oteller, tatil köyleri ve sosyal kulüpler
inşa etti. 1989’da turizme adım attı, ilk otelini Uludağ da açtı. 15 yıl
İstanbul, Bağdat Caddesinde kendi yaptığı bir apartman dairesinde oturan Ali
Ağaoğlu, 6 yıl önce Nakkaştepe’de site içinde müstakil villaya taşındı. Boğaz
manzaralı bu villa, sade ve kullanışlı eşyalarla döşenmiş. Ali Ağaoğlu,
“Yılarca apartmanda oturdum. Güvenliği, otoparkı olan bir sitede oturma
ihtiyacı doğdu. Bu yüzden Nakkaştepe’deki siteye taşındık” diyor.
Üç yıl sonra Ağaoğlu İnşaat Altunizade de My Dream sitesini inşa etti. Ancak çok sevdiği ilk göz ağrısı villasını da boşaltmadı. My Dream sitesinde ise kendi yaptığı yeni villalar da değil, ikinci derece tarihi eser köşkte oturuyor. 90 yıllık köşkü yeniden hayata döndüren Ali Ağaoğlu, artık iki evde birden zamanını geçiriyor. En büyük hobisi bahçede mangal yapmak. Ancak, yoğun iş temposu içinde fazla fırsat bulamamaktan yakınıyor. Hızlı otomobil kullanmayı sevdiğini söyleyen Ağaoğlu, diğer tutkusu da Jaguar’ı. Şirket merkezinden şantiyelere, evinden iş görüşmelerine gidip gelirken genellikle Jaguar’ın direksiyonuna kendisi geçiyor. Sadece trafiğin yoğun olduğu saatlerde şoförünü yanına alıyor. Bentley, Ferrari ve Rolls Royce gibi markalarında aralarında bulunduğu 10 milyon TL’lik otomobil garajı var. Cep telefonu tercihi 24 bin dolar değerinde.