Biatın hukuki değil, dini bir kavram olduğunu söyleyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Biat edecek bir insan varsa sizin içinizde, bunu benim Erbakan hocaya yapmam lazımdı. Herkes Erbakan hocaya biat ediyor, ben biat etmedim. Onun için ben bugün Tayyip Erdoğan'a da biat etmemiş bir adamım" dedi.

BİZ HEPİMİZ GÖREV İNSANIYIZ

Arınç, partisinin Osmangazi İlçe Kongresinde yaptığı konuşmada, AK Parti'nin, genel ve yerel seçimler ile referandumlarda aldığı başarılı sonuçları hatırlatarak, Bursa'da da son derece başarılı oy oranları yakaladıklarını, hatta bazen Türkiye ortalamasının üzerine çıktıklarını söyledi.

Bursa'da seçim sonuçlarındaki başarıyı hazırlayanların parti teşkilatları olduğunu ifade eden Arınç, "Kadirşinaslık yapalım; bu başarıda partinin kurulduğu günden bu yana emekleriyle, gayretleriyle bize sevinçler yaşatan Faruk Çelik kardeşimizin de sayın Bakanımızın da çok büyük emeği vardır. Onu da buradan sevgiyle, saygıyla anmak istiyorum" diye konuştu.

Arınç, kendisinden önce kürsüye çıkan İlçe Başkanı Refik Özen'in konuşmasını dinlediğini belirterek, Özen'in duygulu bir konuşma yaptığını ve görevden ayrıldığını, başka ne görevler olursa hizmetten kaçmayacağını ifade ettiğini anımsattı.

Bunların gerçek ve samimi bir AK Partilinin söylemesi ve inanması gereken hususlar olduğunu vurgulayan Arınç, şöyle devam etti:

"Biz hepimiz görev insanıyız. Bize hangi görev verilirse ki inancımız da odur. Görev istenmez, verilir. Verilmediği zaman da kıyamet koparılmaz. Bağırılıp çağrılmaz. Bugün bütün milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, ilçe başkanlarımız bilsin ki; burada ne yapılıyorsa, 10 senedir o yapılıyor. Milletvekili adayı olduğu zaman çok sevinenlerin, aday gösterilmediği zaman şikayet etmeye hakları yok. Nasıl gösterildilerse aynı usul bugün de devam ediyor..."

"Siyaset insanı terbiye eder"

Arınç, siyasetin eğitim yeri olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Ahmet Necdet Sezer Cumhurbaşkanıydı. Cumhurbaşkanlığından ayrılmak üzereydi, ben de meclis başkanıydım. Gazeteler yazmaya başladı. Onu çok seven gazeteleri tahmin edersiniz, Cumhuriyet gazetesi diyelim mesela; 'Sezer siyasete atılacak'. Bana sordular; 'vallahi çok iyi olur' dedim. 'Keşke siyasete atılsa'. Çünkü siyaset insanı eğitir, siyaset insanı terbiye eder. Eğer değerli kardeşlerim, siyaseti yapacaksak böyle yapacağız."

"Biat dini bir kavramdır"

Refik Özen'in, örnek biri olduğunu, başarılı hizmet verdiğini, bundan sonra da bütün hizmetlere layık birisi olduğunu ifade eden Arınç, "Ama bugün istişareler sonucunda bir değişikliğe ihtiyaç duyulduğu anda buna tepki göstermemiz doğru değil. Sistem böyle, böyle olmaya mecbur" dedi.

Arınç, sistemi disiplin ve görev anlayışı üzerine kurmak gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Bu anlayış şudur; Refik kardeşimin bütün sözlerine iştirak ediyorum ama bir yanlışını düzeltmem lazım. Onu düzeltmezsem, kendisine de zarar gelir, AK Parti'ye de zarar gelir. 'Sayın Tayyip Erdoğan'a biat ettiğinden' bahsediyor. Biat dini bir kavramdır, hukuki bir kavram değildir. Biadı dini anlamda birileri için kullanabilirsiniz ama bir siyasi partinin genel başkanı için kimse kullanmamalı. Böyle inanıyorsa bile kullanmamalı. Çünkü hakkımızda açılan tüm davaların iddianamesinde ta Milli Selamet Partisi zamanından bu yana, ben o iddianamelerin içinde olan bir insan olarak biliyorum, o zamanlar ya yeni doğmuş ya da kısa pantolonla gezenler duysun diye söylüyorum; 'biat' kelimesi üzerine partiler kapatılmıştı. Ben Refik kardeşimin şunu söylemek istediğine inanıyorum; 'Ben genel başkanımı çok seviyorum, onu kendime her bakımdan örnek alıyorum, o ne derse yaparım, onun izinden ayrılmam, yolundan çıkmam..."

"Bizim partimizde biat inancı ve kültürü yok"

Bunun "biat" anlamında konuşulmaması gerektiğini dile getiren Arınç, şöyle dedi:

"Biat edecek bir insan varsa sizin içinizde, bunu benim Erbakan hocaya yapmam lazımdı. Değerli kardeşlerim, 19 yaşındayken Odalar Birliğindeki mücadelesinde tanıdım, yanına gittim, hiçbir zaman da ayrılmadım. Milli Nizam'ı kurdu, koştum, gençlik kolu başkanı oldum, Milli Selamet'i kurdu, koştum, 24 yaşında Manisa'da il başkanı oldum. Kapatıldı. 12 Eylül geldi, yasaklı oldu. 'Refah kurulacak' denildi, koştum. Fazilet, koştum. Fazilet kapandı, 4 saat konuştum evinde, elini öptüm ayrıldım. O zaman birileri diyorlardı ki; 'herkes Erbakan hocaya biat ediyor. Ben biat etmedim, kendisine şunu söyledim; 'hocam seni çok seviyorum, ama davamı daha çok seviyorum. Davama hizmet ettiği sürece, senin arkandan giderim, öl dediğin yerde ölürüm, her şeyi göze alırım, ama çizgiden saparsan senin arkandan gelmem'. Eleştirilerimiz önce böyle başladı, 28 Şubat sürecini gördük, partiler kapatıldı. Bize göre bazı yanlışlıklar oldu. Sevgimi, saygımı kaybetmedim ama biat etmek aklımdan geçmedi. Onun için ben bugün Tayyip Erdoğan'a da biat etmemiş bir adamım, çünkü bizim partimizde biat inancı ve kültürü yok. Bunu herkes bilsin. İnanacağız, koşacağız. Ben meclis başkanıyım o başbakan, ben protokolda 10 adım öndeyim, kendisine söyledim; o da bilir 'Ben meclis başkanıyım, ama sen benim genel başkanımsın. Genel başkanım olarak bana ne emredersen benim görevim odur. Meclis Başkanlığı görevinin dışında, siyasi çizgimiz itibarıyla 5 sene sonra ayrıldım, kimse bana 'ayrıl' demedi. Kendisine gittim dedim ki; 'Ben ayrıldım nerede bana hizmet düşüyorsa söyle? Gerekirse Genel Merkez'in telefonlarına bakacak bir adama ihtiyaç varsa ben orada hazırım' dedim."