Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Türkiye’de FETÖ’nün gerçekleştirdiği 16 önemli olayı açıkladı.
Bir televizyon kanalında canlı yayın konuğu olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ve FETÖ’nün 14 Ağustos senaryolarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Gökçek, yaklaşık 3 saat süren programda açıklamalarına 15 Temmuz darbe girişimi akşamında yaşadıklarını anlatarak başladı. O geceye ilişkin kendisinin tüm koordineyi ilk olarak gittiği gecekondudan telefonla sağladığını anlatan Gökçek, Büyükşehir Belediyesi tarafından Ankara’nın dört bir tarafında darbeye karşı yapılan çalışmaları anlattı. Başkan Gökçek, “Bu olayda da bazıları ortalarda vardı, bazıları yoktu. Aradan 3-5 gün geçtikten sonra sahte kahramanlar çıkıyor. Bu tür olaylarda Sayın Cumhurbaşkanımız hep yalnız kaldı. Bilinçli yapıyorlardı bunu insanlar. Ben o dönemde çıkıp televizyonlarda durduk yerde mi laf attım. Ama benim gibi birisinin çıkıp söylemesi lazımdı. O dönem yapılmak istenenle cumhurbaşkanının otoritesi sıfıra inecekti" dedi.
Sunucu Murat Gener’in FETÖ’nün 14 Ağustos planlarına ilişkin sorusu üzerine 3 ihtimal üzerinde durulduğunu söyleyen Gökçek, bunların elektriklerin kesilmesi, montaj ses ve görüntü kasetleri ile Marmara’da büyük bir deprem olarak tasarlandığını açıkladı. Elektrik kesintilerine karşı çok etkin tedbirler alındığını anlatan Başkan Gökçek, montaj ses ve görüntü kayıtlarının yayınlanması durumunda vatandaşların buna itibar etmemesini istedi. Üçüncü ve en önemli planı da Marmara’da bir deprem senaryosu olarak açıklayan Başkan Melih Gökçek, “Benim inanasım gelmiyor ama depremi tetikleyen Amerika, İsrail ve Rusya’nın üzerinde çalıştığı sistem var mı, İstanbul’da böyle bir şey olur mu diye düşünüyor insan. Çünkü sonra ‘bu (FETÖ) mehdi ve dediği gibi İstanbul’da deprem oldu’ diyecekler. Gayriihtiyari insan böyle bir şey olur mu diye düşünüyor” dedi.

“Amaç Türkiye’yi parçalamaktı”
Sunucuların “Tehlike geçti mi sizce? Daha fazla ne yapabilirler bu teröristler? Her zaman tetikte mi olmalıyız?” soruları üzerine de Başkan Gökçek, “Bunların bir başka planı daha vardı. Darbe günü muvaffak olsalardı, IŞİD ve PKK Türkiye’ye girecekti. Anlaşma da şuydu; Türkiye parçalanacaktı. Ben bunu ilk defa söylüyorum. Bir bölümde PKK, bir bölümde Ermenilerin hâkimiyeti kesinlikle yapılacaktı. Bir de Türkiye’yi karıştırmaya yönelik de IŞİD kullanılacaktı. Çok enteresan IŞİD’in İsrail’e saldırdığını gördünüz mü? Neden saldırmıyor? Bize saldırıyor ama İsrail’e saldırmıyor” diye konuştu.

“FETÖ yeni Öcalan”
Açıklamalarını, “Biz kesinlikle ve kesinlikle Amerika’yla dost kalmak istiyoruz” sözleriyle sürdüren Başkan Melih Gökçek, Amerika’nın kendisini Türkiye yerine koymasını isteyerek, “Onlar bizi anlayacak, biz de onları anlayacağız. Biz stratejik dostuz diyoruz, o zaman niye bize FETÖ’yü vermiyorsunuz?” sorusunu yöneltti.
FETÖ’nin (Fethullah Gülen) yeni Öcalan (Abdullah) olduğunu söyleyen Başkan Gökçek, “Bu ortaya da çıktı. Güneydoğu’da PKK ve FETÖ’cü generaller birlikte çalışıyor. Bunlar PKK’ya sığındı. Bunu inkâr ediyorlar ama öyle. Kaçtılar oraya” dedi.
MİT’in PKK içerisindeki elemanlarının da FETÖ’cüler tarafından deşifre edildiğini ve PKK tarafından hepsinin öldürüldüğünü anlatan Başkan Gökçek, “Siz bu yapıyı nasıl tanıdınız ve ne zaman anladınız böyle bir örgüt olduğunu?” sorusuna, “Bütün samimiyetimle söylüyorum, böyle bir vahşet örgütü olduğu aklımın ucundan geçmedi. Benim değil kimsenin geçmedi. Anlayabilmeniz mümkün değil. Hep iyi gözle baktık. Ama herkesi tehdit ede ede duman etmişler. Bunlar, bir zengin tabakası meydana getirdiler ve bu zengin tabakası FETÖ’ye çalışmaya başladı” cevabını verdi.
Yerel seçimlerin ardından Büyükşehir Belediyesi’nde görev yapan tüm üst düzey yönetici pozisyonunda bulunan FETÖ’cuları görevden aldığını da kaydeden Başkan Gökçek, “FETÖ’cü olduğunu biliyordum ama kötü insanlar olduğunu bilmiyordum. Ben abdestinde, namazında, Allah rızası için ülkesine yardım için çalışan insanlar sanıyordum. Bunu herkes böyle bilmiyor muydu? Yanılmayan, düşmez kalkmaz bir Allah. Biz de yanılmışız. Ne zaman şerlerini gördüm, o günden sonra hepsini engellemeye çalıştım” diye konuştu.

“Belediyeden tahsis ettiğimiz tek bir arsa yok”
Bazı ideolojik saplantılı kişilerce bu örgüte yardımcı olduğu yönünde iftiralar atıldığını ifade eden Başkan Melih Gökçek, “Ben bütün sivil toplum kuruluşlarına hep yardımcı oldum, eğer hayra hizmet ediyorsa. Ama hiçbirine yasal sınırlar dışına çıkarak yapmadım. Belediyeden onlara tahsis ettiğimiz tek bir arsa yok. Ama bir yerden kendi almış araziyi, bize sunuyor planını, biz de Belediye Meclisi’nde görüşürüz. Olay bu. Yani geçmiş dönemin içerisinde tanıyamadık ve bilemedik” dedi.
“Tehdit alıyor musunuz?” sorusuna da “Beni tehdit edemezler, benden çekinirler” cevabını veren Başkan Melih Gökçek, tasfiyeler konusunda nasıl bir tespit çalışması yaptıklarına ilişkin olarak da zorlandıklarını, ancak ince eleyip sık dokuyarak çalıştıklarını söyledi. Bir kişinin FETÖ’cü olup olmadığının nasıl anlaşılabileceğini soran sunucuya Gökçek, “Somut bir ölçü olsa yapardık. Değişik çaprazlamalar, ilişkileri ve benzeri çalışmalarla ortaya çıkıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Büyükşehir Belediyesi’nde de FETÖ’cülerin sorumlu bir memurunun bulunduğunu, bu kişinin 15 Temmuz girişiminden bir hafta önce kendisine övgü dolu bir mektup yazdığını anlatan Başkan Gökçek, “15 Temmuz’dan bir iki gün önce bizim bir genel müdürümüzün yanına gelip, ‘sizin boynunuza tasma takıp götüreceğim’ diyor. Şu anda içeride. Emniyet tespit edip almış” dedi.
Başkan Gökçek, “Ben daire başkanlarımı toplayıp konuştum. ‘FETÖ’cuları bildirin ama olmayanları da kincilik nedeniyle bildirirseniz sizi görevden alırım’ dedim. Sırf aralarında tartışma var diye iki kişiye iftira atan bir daire başkanımı hemen görevden aldım. Hata yapmama noktasında azami gayreti sarfediyoruz. Devlet de böyle. Ama hata olmaz mı? Mümkün olduğu kadar sıfırlamaya ve en zararla kurtarmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

“Kadınlara fuhuş yaptırıyorlardı”
FETÖ içerisindeki yapıyı “İnanılmaz bir beyin yıkama var. Bunlar evlerine aldıkları çocukların, Fethullah’ın kitapları hariç hiçbirini okumaya izin vermiyorlar. Eğitim onun üzerinden veriliyor ve beyin onun üzerinden yıkanıyor. Oraya giren herkes bu hikayeye inanıyor” sözleriyle nitelendiren Başkan Gökçek, “Kadınlar, kızlar gerektiği zaman esir alınmak istenen, kontrol altına alınmak istenen insanlar için kullanılıyor. Fahişelik yaptırılıyor. Din adına kadınları kullanıyorlar. Hiç acımıyorlar yani. Herkese yapıyorlar. Dışarıdan fahişe bulmak değil, kendi içlerinden, bunu da hizmet olarak kabul ediyorlar” dedi.
“Bizi dinleyen bir yığın bayan FETÖ’cü var. Bunların içinde namusu ve ailesiyle olan da var. Ama bu sebeple kullanılan da var. Ben onların yerinde olsam bunları itiraf ederim. Bunlar size acımadı, siz de onlara acımayın” diye seslenen Başkan Gökçek, “Muta nikâhını çok sık kullanıyorlar. Kendi aralarında bir meşruiyet almışlar herhalde. Bunların hepsi yeni ortaya çıkıyor. Bunları hiç bilmiyorduk biz. Bunlar öğrenildikçe bunlardan vazgeçecekler” diye konuştu.

Türkiye’de FETÖ’nün gerçekleştirdiği 16 önemli olay
Açıklamalarına Türkiye’de FETÖ tarafından gerçekleştirilmiş olayları açıklayarak devam eden Başkan Gökçek, 16 maddelik olayları tek tek tarihleriyle birlikte şöyle sıraladı:
“Necip Hablemitoğlu cinayeti, Aselsan intiharları, Hrant Dink’in öldürülmesi, Ergenekon davası, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düşürülmesi, Kozmik Oda olayı, Balyoz hadisesi, Deniz Baykal’ın kaseti, MHP milletvekillerinin kasetleri, Oslo görüşmelerinin sızması, MİT krizi, büyük kalkışma Gezi olayları, MİT TIR’ları, Davutoğlu-Fidan ses kaydı ve en son da Rus uçağının düşürülmesi Türkiye’de 16 tane önemli işin hepsinin faili bunlar.”
Darbenin gerçekleşmiş olması durumunda yönetime gelecek kişilerin kimler olup olmadığı sorusuna da “Duyarsınız bilirsiniz ama söyleyemezsiniz. ‘İspat et’ derlerse ispat edemezsiniz. Meral Akşener’in başbakan olacağını söyledim. Ama bir şeye dayanarak söyledim. Kullandıkları sloganlar aynı” diyen Gökçek, Deniz Baykal’a ilişkin olarak da, “Sayın Baykal’ı anlayamıyorum. Kendisini severim ama son darbe olayındaki tavırlarını anlamıyorum. Kaseti onların yaptığı aşikar. Şu andaki hareketlerine anlam veremiyorum ve çözemiyorum. Deniz Baykal’ı nereden kıstırdılar onu çözmeye çalışıyorum. Başka şeyler de var. Belki bazı vaatler olabilir” diye konuştu ve daha fazla ayrıntı vermek istemediğini söyledi.

“Bu olay yüzünden halk silahlanıyor”
“Biz darbede hazırlıksız yakalandık. Aslında bunu endişeyle de izliyorum, çok ciddi bir silahlanma oldu halkta. İnanılmaz bir silahlanma oldu” diye konuşan Başkan Gökçek, “Geçen sefer 240 şehit verildi ya. Ölüme giden adam eline silah almaktan korkar mı? Bizim kanunlarımıza göre saçma atan av tüfekleri ve havalı tabancalar. Bunların da etkin olanları var. Endişe duyuyorum bundan. Ama vatandaş da endişe duyuyor, yarın böyle bir şey bir daha olursa ben ne yapacağım diye?” değerlendirmesini yaptı.
Bu konuda tavsiyesinin ne olduğunun sorulması üzerine ise Başkan Gökçek, “Benim tavsiyem oldu. Herkes alsın Amerika’da olduğu gibi. Ama ruhsatlı olsun. Ben, milletvekili olduğum için taşıyabiliyorum. Ama bunu vatandaşa da ver. Hiç olmazsa kimin elinde silah var bunu kontrol edelim. Meşrulaştırmak lazım. Ruhsatsız silah alıyor vatandaş. İnanılmaz Türkiye’nin dört bir tarafında silahlanma var. Endişeyle de takip ediyoruz” diye konuştu.

Sanatçı Sıla konusu
Ses sanatçısı Sıla konusundaki değerlendirmesi sorulan Başkan Gökçek, “O konuda tweet attım. Şarkıcıya birileri sahip çıktı hemen. ‘Demokratik hakkı’ diye. Onu davet edenin de anlaşmasını feshetmesi onun demokratik hakkı değil mi? Darbe konusunda bu kadar hassasiyet noktasındayken saygı göstermiyorsan, üst perdeden konuşuyorsan ben de istemiyorum. Bu kadına söven mi var, döven mi var, hayır. Demokratik hakkını kullanıyor. Dediği şovun içerisinde Cumhurbaşkanı, Başbakan, ana muhalefet liderleri, Genelkurmay Başkanı, Diyanet İşleri Başkanı var. Bu devleti yöneten tüm üst düzey orada. Şov sayıyorsan sen, ben de senin şovunu seyretmiyorum. Senin demokratik hakkın da benim seyretmemem. Benim niye demokratik hakkım olmuyor. Birkaç yazar da ona arka çıktı. Gelmeyeceksen gelme, bütün Türkiye’nin birlik beraberliğini gösteren harekete ‘şov’ diyorsun. Olmaz” dedi.
“FETÖ’nun öldüğü haberi gelirse örgüt dağılır mı?” sorusuna da “Bitmez ama parçalanır” cevabını veren Başkan Gökçek, “Bu tehdit ortadan kalkmaz. Çünkü sadece FETÖ’ye bağlı bir örgüt değil, uluslararası teşkilatlara bağlı bir örgüt. Bunun yerine başkası getirilir ve devam eder” diye konuştu.
FETÖ’ye ilişkin yakında çok daha değişik iddiaların ortaya çıkacağının altını çizen Başkan Gökçek, “Gerçekten Müslüman mı diye mesela?” dedi.
Darbe girişiminin başarılı olması durumunda FETO’nun Cumhurbaşkanı olarak değil de Türkiye’nin Humeyni’si olarak ülkeye geleceğini söyleyen Başkan Gökçek, son günlerin en çok konuşulan gündem maddelerinden olan “idam” konusunda da TBMM’den çıksa da çıkmasa da referanduma gidilip, Türkiye’nin yüzde 80’inin bunu istediğinin tüm dünyaya gösterilmesi gerektiğini söyledi.

“Bazı kişiler cumhurbaşkanımızı yalnız bıraktılar”
17-25 Aralık olaylarına ilişkin olarak, “O dönem partinin içerisinde Cumhurbaşkanımızı itibarsızlaştırmak için elinden geleni yapanlar vardı. Şu anda yok Allah’tan. O dönem yalnızlaştırdılar” diyen Başkan Gökçek, “Bu olayda da aynıydı. Niye bazıları vardı ortalarda, bazıları yoktu. Aradan 3-5 gün geçtikten sonra sahte kahramanlar çıkıyor. Nasıl yalnız hissetmesin kendisini Cumhurbaşkanımız? Cumhurbaşkanımız sitemlerinde haklı. Gezi olaylarında bir Recep Tayyip Erdoğan, bir ben, bir de Şamil (Tayyar) vardı. Dördüncü bir isim yoktu ortalarda. O dönemki yol arkadaşlarımızdan Recep Tayyip Erdoğan’a ilk günlerden sahip çıkan biri yoktu” dedi.
O dönem, “Aman konuşmayın” diyerek dönemin başbakanı, şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından dolayı halkın kışkırtıldığını ve partinin kötüye gittiğini söyleyen kişiler bulunduğunu anlatan Başkan Gökçek, “Olay yurt dışından organize ediliyordu. O dönem ben anlatıyorum televizyonlara çıkıp, o dönem içerisinde kalkıp başbakan yardımcısı Cumhurbaşkanımıza o dönem Başbakanımız tabi, ‘Bu Melih’i sustursana’ diyor. Böyle günlerden geçe geçe geldik” diye konuştu.
Gezi olaylarının yaşandığı dönemde şimdi içeriye alınan emniyet müdürleri ile otobüslerin rehin alındığına dair görüşmeler yaptığını ancak emniyetten yardım gelmediğini de kaydeden Başkan Melih Gökçek, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bu tür olaylarda Sayın Cumhurbaşkanımız yalnız kaldı. Bilinçli yapıyorlardı bunu insanlar. Ben o dönemde çıkıp televizyonlarda durduğum yerde mi laf attım. Ne kazanacaktım. Ama benim gibi birisinin çıkıp söylemesi lazımdı. O dönem yapılmak istenenle cumhurbaşkanının otoritesi sıfıra inecekti. Sayın Davutoğlu üzerinde hegemonya kuruyor birisi, ‘Abi’ pozisyonunda. Herkes neden konuştuğumu düşündü. AK Parti gidiyordu, otorite gidiyordu, Davutoğlu da gidiyordu. Ondan sonra 180 derece çark. Bana çatıyor. Hiç önemli değil, kıymeti harbiyesi yok. O dönemde ‘bunu niye yaptın ayıp ettin Melih’ diyen herkes, şimdi ‘ne kadar haklıymışsın’ diyor. Parti içinde de temizliğe Cumhurbaşkanım karar verir. Ona ben karışmam. AK Parti’nin kendi iç dizaynı içerisinde girdim gireli bir sefer şu olsun diye topa girmedim. Ben ancak partimi, liderimi tehlikede, sıkıntıda görürsem, kimseye sormadan çıkıp ortaya savunurum. Bunda da öyle oldu. Türkiye’de ilk televizyona çıkan benim. Ne zaman, Cumhurbaşkanım ve Başbakanımla görüşüp görevlerimi almaya başladım. Bekleye de bilirdim. Ama bekleyenler de vardı, o ayrı.”

“Fenerbahçe’yi ele geçirmeye çalıştılar”
FETÖ’nün spor ve sanat dünyasında da birçok üyesi bulunduğunun hatırlatılması üzerine Başkan Gökçek şunları söyledi:
“FETÖ’nun ilgilenmediği hiçbir konu yok. Asker, polis, bürokrasinin her çeşidiyle ilgileniyor. Sanatkarları da ele geçirmeye çalışıyor. Sporla da ilgileniyor. Fenerbahçe’yi ele geçirmeye çalıştılar. Her şeyi yapmaya çalışıyorlar. Gazeteleri ele geçirmeye çalışıyorlar. Televizyonlar kuruyorlar. Televizyon sahiplerine, büyük iş adamlarına şantajlar yapıyorlar. Futbol büyük bir silah, bunu kabul etmek lazım. Şikenin olduğuna yüzde yüz inanıyorum. Fenerbahçe’nin ele geçirilmesi işi. Fenerbahçe kulübünü ele geçirmeye çalışıyorlar. Açılan konuların hepsi veya birçoğu doğru. Şike var. Şike olduğuna ben her zaman inandım, inanıyorum. Ama şu takım, bu takım diye tartışma konusuna girmek istemiyorum. Burada Fenerbahçe Spor Kulübü’nü ele geçirmekti amaç. Çünkü Türkiye’nin en büyük kulübü. Sporun en büyük partisi de bu. Böyle bir kulübü ele geçirmek istiyor. Bunun sayesinde yapacağını yapacak. Aziz Yıldırım’ı da attırdı içeri. Çünkü hedef şike değil Fenerbahçe’ydi.”

“Fenerbahçe, FETÖ kulübü olacaktı”
Birçok futbolcu antrenörünü de kendilerine bağladıklarını anlatan Başkan Gökçek, “Türkiye’de şike vardı. İnşallah bundan sonra olmaz. Tartışılan tarihlerde yüzde yüz var. Bir takımı kastederek söylemiyorum. Hiçbiri alınmasın, ama şikenin olduğu yüzde bir milyon. Net bilgilerim var. Ama şike hadisesi Fenerbahçe’yi ele geçirmek için FETÖ tarafından kullanıldı. Fenerbahçe FETÖ kulübü olacaktı. Şu andan sonra etkili olacağını sanmıyorum” değerlendirmesini yaptı.
(İHA)