Hürriyet'ten Murat Fevzi Tanırlı, İzmir bölgesi B klasman hakemi  Ç.L'nin karaborsadan maç bileti satmaya çalıştığını iddia etti. Tanırlı'nın yazısı şöyle:

Arda Kardeşler’in kripto para skandalı gündemi yeterince kaplarken diğer yandan da İzmir bölgesi B klasman hakemi  Ç.L Trabzonspor-Antalyaspor maç biletini sosyal medya üzerinden satmaya çalışması yeni bir tartışma başlattı. Bu olayın 2 farklı açıdan önemli sıkıntılar barındırdığını düşünüyorum:

Hakemler kombine kart sahibi olamaz

Her hakem elbette ki bir futbol sevdalısıdır. Maçları da canlı gözlerle statta izlemek, eğitim ve gelişim açısından kıymetlidir. Amatör hakemliğe başladığım Kasım 1998’de her hafta farklı stadyumlara gider, hakem kararlarını not alır, istatistik tutardım. O yıl kombinem de vardı ve iki haftada bir tribünde yerimi alır, aynı eğitim çalışmasına devam ederdim. Sezon sonunda kombine kart maceramı noktaladım.

Her zaman dikkatli ve kontrollü olacaksın

Profesyonel liglere doğru adım adım ilerlerken, hem etik hem tarafsızlık açısından hassas bir meslek olan hakemlikte dikkatli, kontrollü davranma gerekliliği farzdır. 3.Lig’de bile olsa profesyonel liglerde görev almaya başlamak demek, Süper Lig’e doğru yolculuk rotasına girmek anlamına gelir. Hal böyle olunca da bir takımın taraftarlığı ile anılmamak son derece önemlidir. Günümüzde Premier Lig’de hakemlik yapan üst düzey isimler bile tuttukları takımı PGMOL (Kısaca Profesyonel Hakem Şirketi)’a bildirirler ve o takımların maçlarında görev alamazlar. Michael Oliver’ın Newcastle taraftarı olması gibi. Kariyerinde hiç Newcastle maçı yoktur.

Geleneklere aykırı ve etik dışı

B Klasman yani Profesyonel 2 . Lig hakemi olan  Ç.L'nin halen Trabzonspor kombinesi olması, hakemlik mesleğinin melekelerine, geleneklerine, objektiflik ve etik anlayışa aykırıdır. Üstelik İzmir bölgesi hakemi olup halen Trabzonspor kombinesinin devam ediyor olması daha da düşündürücü. B Klasman hakemi olmak demek, sadece 2 yıl sonra Süper Lig çimenlerine ayak basabilme ihtimali taşır. Böyle güzelliklere gebe bir kokarta sahipken, taraftarlık yaftasıyla bunu yıpratmayı düşünememeyi yeni nesil hakemlerin disiplinsizlikleri ve işgüzarlıklarıyla bağdaştırıyorum. Yaratacağı sıkıntıları öngörememek akıl alır gibi değil. Sanırım hakemlerimizin sadece kural bilgisi ve atletik performans olarak değil, mesleki tanımlar, değerler ve hassasiyetler açısından da eğitime tabi tutulmaları gerekiyor.

Mesleğe saygıları yok

TFF 2. Lig hakemisiniz, Trabzonspor kombineniz var, şampiyonluğun resmiyet kazanıp kutlama yapılacağı Antalyaspor maçı biletinizi sosyal medyada satılığa çıkarabilecek kadar işgüzarlık ve fütursuzluk sergileyebiliyorsunuz. Hakem camiasına mensup biri olarak alenen bunu yapmakta da bir çekince hissetmiyorsunuz. Demek ki ne hakemlik gibi yüce mesleğe saygınız var, ne de bir gelecek kaygınız, korkunuz, kariyer beklentiniz! Tarafsızlık karinesine sadık kalabilmek adına kulüp mensuplarıyla ilişkilerinde bu denli hassasiyet gösteren hakemler bir tarafta; siz ve sizin gibi düşünenler diğer tarafta sanırım sayın  Ç.L.

Daha üzüntü verici kısmı ise, bu davranışı sergileyen ismin, hakem camiasının sevilip saygı duyulan, MHK üyelikleri yapan, Süper Lig kariyeri olan A.C.L gibi bir babanın oğlundan geliyor olması. Neresinden baksanız şaşırtıcı ve üzüntü verici.

Disiplinsizlik ve kural bilmezlik

 Ç.L'nin savunmasını alan MHK’nın kararını merakla bekliyoruz. 8 Mart olaylarındaki gibi herhangi birinin hakemliğinin sebepsiz bitirilmesine şiddetle karşıyız. Ancak camiayı sürekli zor duruma sokan isimlere de gereken yaptırımlar uygulanmalı. Gerek Arda Kardeşler’in coin olayı, gerek  Ç.L'nin maç bileti organizasyonu disiplinsizlik, kural bilmezlik ve etikten uzak davranışlar barındırıyor. Hakemlere periyodik olarak ‘hakemlikte adab-ı muaşeret’ eğitimi yapılması sanırım iyi olacak.