Trabzonspor Kurulları son yaşanan süreçle ilgili toplanarak bir deklarasyon yayınladı.
Deklerasyondan önce konuşan Divan Kurulu Başkanı Ali Özbak, “3 Temmuz'dan bu yana yoğun tartışmalar devam ediyor. İddianamenin içeriğini inceleyenler Etik Kurulu'nun raporunu inceleyenler Trabonspor kulubünün lekesinin olmadığını görebilirler. Bizim Trabzonspor'un Kurullarının Başkanları burada ki toplantının asıl amacı bu süreci değerlendirmek değil. Kulübümüz bir gerilim ortamına taşındı. Özellikle Türk Spor ailesinin bizde temel argümanı olarak zarar göreceğiz düşüncesi ile niçin bu noktalara gelindiğinin ayrıntıları üzerinde kendi düşüncelerimizi size aktarmak için sizleri toplamış bulunuyoruz. Gerek kendi spor kamuyomuzu gerek ülke kamuoyunu aydınlatmaktan başka bir yolumuz olmadığnı da biliyoruz” dedi.  

Deklarasyonu okuyan Osman Çavuşoğlu ise,

“Bizler; Divan Başkanlık, Denetleme, Disiplin, Arşiv-Müze ve Sicil Kurulları adına aşağıdaki açıklamayı ülke spor kamuoyu ile paylaşmayı uygun gördük.

Kurullar olarak dün olduğu gibi, bugünde ve gelecek günlerde de hep kulübümüzün arkasında durduk, durmaya devam edeceğiz.

Dolayısıyla, kulübü yönetenlerinde dimdik arkasında olduğumuzu vurgulamak isteriz.

Trabzonspor olarak bu duruma niçin geldik yada nasıl taşındık? Sanıyoruz ki sebepler üzerinde durmakta büyük yararlar var!

Zira karşılıklı olarak, olayları yaratan sebepleri iyi algılayıp, kavrayamazsak; bugün olduğu gibi futbol ailesine yakışmayan bu kısır döngü içersinde ki palyatif çekişmeler sürer gider ki, bundan asıl kaybı futbol ailesi görür, en fazlasını ise futbol ailesinin evi olan TFF görür diye düşünmekteyiz.

Trabzonspor’umuzu bu gerilimli ortama 3 Temmuz şike operasyonu mu taşıdı? Hayır!

Etik Kurulunun raporu mu taşıdı? Hayır!

Ülkemizi Şampiyonlar liginde temsil etmemize karşın, 2010 – 2011 lig şampiyonluk kupasının bize verilmemesi mi taşıdı? Hayır!

Trabzonspor futbol takımımızın 2011 – 2012 futbol sezonunda süper ligdeki; sportif başarısızlığımız mı taşıdı? Hayır!

Bütün bu sebepler sadece camianın stresini yükseltti. Ama hiçbir zaman bizleri feryat etmeye taşımadı. Süreçteki suskunluğumuz ise adalete olan güvenimiz ve adaleti, adaletli biçimde dağıtacak olan adalet ailesineydi.

Trabzonspor’umuz son beş haftaya girinceye değin; ligdeki oynadığımız oyun ve ürettiğimiz sportif sonuçlardan da memnun değildik. Ama bunu hep kendi eksiğimiz olarak yorumluyorduk. Daha da önemlisi hocamız GÜNEŞ maç sonraları bunları çok açık bir dille de ifade ediyordu. Ve hatta hem Avrupa’da, hem de ülkede üç günde bir maç oynamamızın etkisi olduğunu da haklı olarak vurguluyordu.

O zaman niçin son beş hafta ile ilgili bağrışmayı yönetimimiz başlattı.

Şimdi ülke spor kamuoyu şu söyleyeceklerimize adil bir gözlükle bakıvermeli…

Deplasmanda Mersin İdmanyurdu maçı… Maç 0 – 0. Rakip oyuncu eliyle topla oynuyor. Yöneten görmüyor yada görmek istemiyor ve top aleyhimize köşe atışı oluyor. Dolayısıyla golü yiyoruz.

Avni Aker’de Beşiktaşla oynuyoruz. Penaltı, kırmızı kart ve yenik duruma düşüyoruz. Daha sonra Glowacki, Egemen’e hiç değmiyor, top gol oluyor, hakem iptal ediyor. Aynı hakemin deplasmanda Beşiktaş’ın Samsun maçını da yönetti. Verdiği penaltı da ortada!

Fenerbahçe Karabük maçından sonra, yorumculara dayalı olarak Alex’e PFDK bir maç cezanın yorumcular tarafından eleştirilmesi ve iki maç olması gerektiği ortada dururken bir maç ceza verilmesi anlamsız bulunuyor.

Bunu örnek gösterdiğimiz için Fenerbahçe Yönetimi saldırıya geçiyor. Yahu biz size bir şey söylemedik ki? Sadece Alex’i örnek gösterdik. Disiplin Kurulu başkanının da gömleğini çıkarmadığını söyledik. Acaba size göre çıkardı mı?

Aynı şeyi Galatasaraylı oyuncular Elmander ve Engin için de söyledik!

Futbol yorumcularının büyük çoğunluğu Zokora’ya kırmızı kart gösterilmesi çok ağır bir karar! Hatta çokları faul verilip hiç kart gösterilmez de dediler.

Alex’e bir maç ceza veren PFDK’nın, Engin’e iki, Zokora’ya üç maç ceza vermesi çifte standart değil de nedir? Yönetimimiz ve ülke spor kamuoyunun önemli bir bölümü bu tutumu insafla ve kurallarla bağdaştıramıyor.

TFF’nin Trabzonlu üyesinin, PFDK başkanına çektiği Zokora’nın cezasına ilişkin mesaj metni aynen şöyle:

“Kusura bakmayın ama çok taraflı bir kuruluşsunuz. Elmander, Alex bir maç, kafa atan Engin iki maç, kırmızı kart olduğu konusu tartışılan Zokora’ya üç maç.

Herhalde yüzüme karşı söyleyemediniz. Üç maçlık bu karar taraflı bir karar. Bunu Trabzonlulara karşı alınmış bir karar olarak görüyorum. Çok üzgünüm! 15.12.2011- Erdal ATALAY”

Son Fenerbahçe maçında ise 27.dakikada ikinci sarı karttan Gökhan GÖNÜL’ü ihraç etmeyen ÇAKIR, (yorumcuların kartlık bir pozisyon olmaması değerlendirmesi yaptığı) 54.dakika Aykut’u hemen ihraç ediyor.

Trabzonspor’un feveran etmesinin odağında bu sebepler bulunmaktadır. Bunu hiç kimse başka odaklara taşımaya kalkışmasın. Buna Ülke futbolunun evini yönetmekte olan sayın başkan Mehmet Ali AYDINLAR’da dahildir!

Trabzonspor camiası 45 yıllık süreçte; kurumsal kimliğini hep tertemiz tutmayı başaran kulüplerden biridir. Kazanılmış kupaların bir tanesinin arkasında kirli ellerin olduğunu bugüne değin hiç kimse söyleyememiştir. Çünkü yok!

Geldiğimiz nokta itibarıyla tüm futbol ailesinin argümanları, olaylara daha akil yaklaşmalarını gerektirmektedir. Zira öncelikle ülke futbolunun daha fazla zarar görmemesini söylemek istiyoruz. Bu nedenle bizlere göre sayın başkanımız Sadri ŞENER haksız bir şekilde PFDK’na tedbirli olarak sevk edilmiştir.

En azından tedbirinin bir an önce kaldırılması isteğimizdir. Çünkü bizler ülke futboluna birlikte hizmet veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Kavga hiç kimseye yarar sağlamayacaktır.

Gelinen noktada sorumluluk sahibi Kulüp yöneticileri, taraftarları tahrik edici beyanatlardan özenle kaçınmalıdır. Böyle giderse korkarız ki; yarın sahalardaki futbol müsabakaları istenmeyen olaylarla yüz yüze kalacaktır. Son zamanlarda sahalarda yaşanan topluca küfür bunların ön belirtilerini oluşturabilmektedir. Bu nedenle kulüp yöneticileri daha sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Kaldı ki; Trabzonspor Şampiyonlar ligine talip olduğu için katılmadı. Sadece verilen hakkını kullandı.

Bir isteğimiz daha var. Yine Türk futbolunun ileriye dönük yeniden bir kaos yaşamaması içindir. Yaşanan gelişmelerin geldiği noktada ligin ilk devresi tamamlanmış ve takımların tamamı birbirleriyle oynayarak elde edecekleri puanları hanelerine yazdırmışlardır. Bu aşamada gerek kamuoyuna yansıyan iddianame, gerek Etik Kurulu’nun raporu, gerekse de ilgili belgelerin UEFA’nın elinde olması Türk futboluyla ilgili kararın bir an önce verilmesi gerektiği baskısını doğuracaktır. Bu nedenle maçların yeniden başlamasından önce verilecek bir karar bugüne kadar yaşanan çalkantılara rağmen futbolun zamanlama açısından yeni bir kaostan kurtulması sonucunu doğuracaktır. Türkiye Futbol Federasyonu elindeki belge, bilgi ve dokümanları bir an önce değerlendirmeli, savunma sürecini ivedilikle başlatmalı ve kararını netleştirmelidir. Saygılarımızla.21.12.2011

 

Ali ÖZBAK                        Mahmut ÖREN                     Rüştü ARAZ

Divan Başkanı              Denetleme Başkanı              Disiplin Başkanı
    

 
  Mustafa Selim ATAL                                      S.Tayfun SEZEROĞLU

Arşiv ve Müze Başkanı                                          Sicil Başkanı
 

Osman ÇAVUŞOĞLU

Kurullar Sekretaryası