Safari'k Futbol!

Yolumuz bir şekilde Kenya'ya düştü ve vahşi doğada belgesellerde izlediğiniz tüm görüntülere çıplak gözle tanıklık etme şansı bulduk.

Tüm dünyada en aktif sektörlerden biri konumundaki haberleşmenin farklı illerdeki temsilcileriyle gerçekleşen gezide safarinin en heyecanlı anlarında bile konu, ister istemez futbol oldu. Daha 30 kişilik kafile İstanbul’da bir araya geldiğinde sinyali verilen Dünya ve Türk Futbol muhabbetleri, ilginçtir, “Aslan Görme Pususu’nda” bile gündemde kalmayı başardı.

Fenerbahçe ve Galatasaraylılar’ın sayısal olarak ezici üstünlüğü karşısında Beşiktaş ve Trabzonspor’un popülaritesinin düşüklüğü doğaldı. Dolayısıyla Galatasaray-Fenerbahçe çekişmesi gezi boyunca tavan yaptı.

Nairobi’nin ardından, Kenya’nın bizde “külüstür” adı verilebilecek 4 motorlu eski model uçaklarıyla toprak piste inmeleri sayesinde gidilebilen ünlü Nakuru Gölü ve Nakuru National Park, vahşi doğayla buluşulan ilk yer oldu. Üstelik bu buluşma, Alex’in Fenerbahçe’den, “Vefa” kelimesinin sadece “İstanbul’da bir semt” adını çağrıştırdığı yöntemle gönderildiğinin internet aracılığıyla öğrenildiği saatlere denk geldi.
Genellikle gündoğumu ve batımında çıkılan ilk safaride araç sürücüleri ve her araçta bulunan park görevlisi-bekçilerin telsizle haberleşerek birbirlerini gördükleri hayvanların bölgeleri konusunda uyarmalarıyla ilk karşılaşılan hayvan fil, ardından da zürafa oldu. Fenerbahçeliler, Alex tartışmalarının huzursuzluğuyla Galatasaraylılar’a “Fil burada Aslan nerede?” göndermesini yaptığı sıralarda da bir anonsla aslan sürüsüne doğru yol alınmaya başlandı.

Söz konusu Fenerbahçe ise...


Fenerbahçeliler’in renk aşkına bu gezi boyunca bir kez daha şapka çıkardık. En fanatik ‘Aleksçi’ bile “Söz konusu Fenerbahçe ise gerisi teferruattır” anlayışında. “Hiç kimse Fenerbahçe’den büyük değildir” onlara göre. Kendileri dışındaki hemen herkesin şike konusundaki göndermeleri de umurlarında değil. O işi Aziz Yıldırım’a yapılan bir “özel operasyon” olarak değerlendiriyorlar ve hak etmediğini düşünüyorlar. Bazıları Hükümet-Cemaat çekişmesine Fenerbahçe’nin kurban edildiği görüşündeler de ayrıca. Onlar dışındakilerse, bıyık altı gülüşleriyle, “tabi tabi!” yorumunu yapıyorlar.

Aslan sürüsüyle karşılaşma bu sıralara denk düştü. Böylece büyük sabır ve zaman isteyen safarinin olmazsa olmazı aslan, fil, leopar, Afrika mandası ve gergedandan oluşan “5 büyükten” ikisiyle daha ilk günde karşılaşılmanın keyfiyle otele dönüş başlıyor.

devamı 2.sayfada...

“Galatasaray bedava alır”


En keyifli sohbetler dönüş yolunda ve akşam yemeklerinde, Kenyalılar’ın “Aslan sütü” yakıştırmalarına bir anlam veremedikleri Türkiye’den getirilen rakı-beyaz peynir eşliğinde gerçekleşiyor.  İnternet aracılığıyla izlenen Galatasaray-Braga karşılaşmasının skoru, Fenerbahçeliler’in keyfinin, Galatasaraylılar’ın ise üzüntülerinin artmasına neden oluyor. Hele bir gün sonra Alex’siz Mönchengladbach galibiyetinin taraflardaki negatif ve pozitif etkisi tavan yapıyor.

Nokia’dan Batur Özen, Genpa’dan Özdemir Güngör ve Türkcell’den Sinem Başaran ve Viking Tur’dan Cem Bayazıt’ın “mesleki” sohbetleriyle başlayan gündoğumu safarisi, daha sonra Sadri Şener ve Adnan Öztürk diyaloğu yorumlarıyla devam ediyor. Şener’in, “Alex’i Galatasaray alsın” beyanatına Öztürk’ün, “Trabzon parayla alsın, biz bedava alırız” yanıtı, Galatasaraylılar’ın bir nebze olsun yüzünü güldürdü. Yüzü gülenlere yönelik, “Sizin hakkınızdan Trabzonsporlu Turkcell’ci Engin Kavanoz gelirdi ama ne yazık ki seyahatte değil” sözünün ardından üçüncü büyük anonsu geldi. Bütün araçlar bildirilen bölgeye leopara yöneldi.

Beşiktaşlı tepkisi!

Leopar yolunda bir kemik parçasının başında bekleyen akbabalar için, Beşiktaşlılar’a yönelik, “Siz de varsınız” söylemine tepki, sadece “Kartalla akbabayı karıştırmayın” soğukluğunda oldu.

“Afrika’nın 5 Büyükleri” muhabbetleri, üçüncüsüyle de karşılaşıldıktan sonra Türkiye’de şampiyonluk yaşamış 5 büyüğe dönüşmesi günbatımı safarisiyle başladı. O sıralarda da Milli Takım açıklandı. Abdullah Avcı’nın Türkiye’den “2.5” takımdan oluşturduğu kadro taraflı tarafsız herkesten tepki aldı. Zira bu seçimin tek bir açıklaması vardı: Milli Takım’a giden yol İstanbul’dan geçer. Trabzonsporlular’ın haklı gerekçeleri vardı bu konuda. Egemen, Umut ve Burak örnekleri gibi. Bu oyuncular Trabzonspor’da iken milli formayı pek az giyebilirken, İstanbul’da kadrolu oldular. Örneğin Onur gibi. Ligin en az gol yiyen ve en formda kalecisi ama Fenerbahçe’nin yedeğinin bile arkasında kaldı. Bu tartışmalar sürerken dördüncü büyük, gergedan ile karşılaşıldı. Heyecan, fotoğraf çekmeler vs. Final ertesi sabah Afrika mandasıyla yapıldı.  Masai Mara-Nairobi uçak yolculuğuna damga vuran olay Aziz Yıldırım’ın basın toplantısı ve “Öyle değil mi Samet?” diyaloğu oldu. Uçaktaki herkes, sözlerini teyit ettirmek için bu yolu seçti ve keyifli sohbetle Nairobi’ye varıldı.

Trabzon’un başarısı


Nairobi’de otelde konu tartışmasız Trabzonspor-Kasımpaşa maçıydı. Trabzonspor’un 1-0 kazandığı bu maç internetteki problemin görüntüye izin vermemesi nedeniyle haber sitelerindeki canlı skor sayfaları ve twitter üzerinden takip edildi. Trabzonspor’un yetersiz olduğu düşünülen kadrosunun liderin sadece 2 puan gerisinde olması, takdir edilecek bir durum olarak değerlendirildi.

Eskişehirspor’un Galatasaray’dan puan alması, Fenerbahçe’nin Beşiktaş’a Alex’siz fark atması, Fenerbahçeli bayanların bu maçta, galibiyetin keyfini çıkarma yerine cinsiyetlerine hiç de yakışmayacak biçimde Trabzonspor’u hedef alan tezahüratları, Nairobi-İstanbul uçuşu öncesinin son futbol sohbeti oldu. Safari’k Futbol böyle son buldu.