Bildikleri halde “üç maymunu” oynayanların, Etik Kurul raporlarının ortaya çıkmasıyla “üç maymun”dan sonra hangi kılığa gireceklerini merak ediyorum.

Trabzonsporlular “eğer bizim başkanımız, yöneticimiz veya kulüpteki herhangi bir görevli suça katılmış, kulübümüzü küçük düşürmüşse, takımımızın ve o kişinin hak ettiği cezayı yemesi gerekir” diye 5 aydır haykırıyor. Ama bir şey var ki, eğer Trabzonspor hiçbir suça karışmadıysa ki; karışmadığını açıkladı, “Kupamızı istiyoruz” diyorlar.

Gelinen süreçte iki kulübün arasını açan en büyük hadise, Fenerbahçe tarafının “Bizden şampiyonluğu alacaksanız, Trabzonspor’a vermeyin de kime verirseniz verin imajını” ortaya koyan tavırlarda bulunması olmuştur. Çemişkezekspor’a şampiyonluk verilse Fenerliler bayram yapacak.

Aslında her iki taraf için bu büyük şanssızlıktır. Gelinen noktada Etik Kurul raporu her şeyi açık ve seçik bir şekilde ortaya koymuştur. Buna rağmen itiraz eden bir kesim çıkacaksa da, şükürler olsun ki, Trabzonspor camiasının alnı ak olarak ortada duruyor.

Biraz da sahaya inersek Fenerbahçe maçından sonra ortaya çıkan görüntü, bir tarafta her şeyi ile formda ve maça motive olan bir takım, diğer tarafta da haftalardır galip gelemeyen, hiç hak etmediği halde basının bir kesimi tarafından hırpalanan futbolcuların olduğu bir takım. Oynanan futbolda her şeye rağmen hiçbir fark gözükmedi.

Demek ki Trabzonsporlu futbolcular morallerini biraz toparlarsa hiç kimseden farkları yok. Sezon sonunda play-off’ta yer almamaları için hiçbir sebep bulunmuyor. Ama yönetimin, Teknik Direktör Şenol Güneş ile bir araya gelip bence öncelikle bir libero ve sonra mümkünse bir açık takviyesi yapması gerektiğini düşünüyorum.

Yani şunu söyleyebilirim ki, Avrupa kupalarında hala oynamaya devam eden önemli bir kadroya sahip bir takım Etik Kurul raporundan sonra olumlu şekilde etkilenip bunu sahaya yansıtacaktır. Trabzonspor’un hiç de öyle üzülecek durumu yoktur.