Her maç günü aynı manzara: binlerce taraftar, sınırlı otopark alanı, sabırla ilerleyen bir trafik kuyruğu…
Yıllardır süregelen bu durum, artık şehirde “alışılmış bir kaos” hâline geldi.
Ancak bu kez işler farklı gelişti.
Gümüşhane’den gelen iki Trabzonspor taraftarına, Papara Park Dalçık içi mevkisinde araçlarını park ettikleri gerekçesiyle 61/1-C maddesinden 993 TL ceza kesildi. Trabzon Valiliği’nin, özellikle maç günlerinde “toleranslı davranılması” yönünde bir yaklaşımı olduğu biliniyor.
Çünkü herkes farkında:
Stadyumun çevresi otopark olarak yetersiz, çevre yollarında araçlar nizami şekilde park ediliyor, trafik akışı tek şeritten de olsa devam ediyor.
Yıllardır uygulanan bu pratik sayesinde kimse mağdur olmadan hem trafik hem maç heyecanı idare ediliyor.
Ama belli ki bu kez sahada (!) başka bir anlayış vardı. Ceza kesilen taraftarlar haklı bir serzenişte bulunuyor:
“Arayıp ‘aracınızı çekin’ deselerdi, hemen gelir alırdık. Ama il dışından gelmişiz, bilet almışız, yemiş içmişiz, bu kadar masraftan sonra bir de ceza yemek gerçekten üzücü.”
Evet, kurallar elbette uygulanmalı. Ancak kuralların da şehir gerçekleriyle, hatta Valilik talimatıyla çelişmemesi gerekir.
Bir telefonla çözülecek bir meseleye ceza kesmek, sadece iki taraftarı değil, binlerce Trabzonsporluyu da rahatsız etti.
Emniyetin bu konuda gelen ihbarlar üzerinden doğrudan ceza kesmesi, şehrin genel uygulamasıyla da uyuşmuyor.
Bu durum, hem taraftarın gözünde bir güvensizlik yaratıyor hem de Trabzon’un maç günü trafiğini daha da karmaşık hâle getiriyor.
Bu olay sadece 993 TL’lik bir trafik cezası meselesi değil.
Bu, şehirle halk arasındaki iletişim eksikliğinin küçük ama simgesel bir örneği.
Trabzonspor’un maç günleri, şehrin moral günleridir.
Taraftara ceza kesmek değil, onları yönlendirmek gerekir.