Süleyman Soylu’nun konuşmasının derin analizi…

İçişleri Bakanı, Trabzon milletvekili Süleyman Soylu’un Ortahisar ilçesi gençlik kolları kongresinde yaptığı konuşma ülke gündemine oturdu. Soylu’nun konuşmasında  söylediklerinin derin bir analizi gerek.

Çünkü, Soylu hem açık net konuştu. Hem de siyaseti çok iyi bildiği için üstü kapalı mesajlar verdi.

Şimdi satır satır o açıklamaları yorumlayalım.

Mesaj bir;

"Allah şahittir kalbimizde hiç fesat ve eğrilik olmadı. Beni hatırlayacağınız zaman 'Süleyman Soylu bu dergâha eğri odun, yanlış odun taşımaz’ diye hatırlayın. Biz ahlaklı adamlarız. Siyasetin de ne olduğunu iyi bilen kardeşlerinizden bir tanesiyim. Çocukluğumuzdan beri bu işlerin içindeyiz. Bilmenizi isterim, nefsim için, kişiliğim için, bir büyük davanın bir çapağı olsam bilin ki kendimi yok ederim. Çok net ve açıktır. “

Bu mesaj kime..

Trabzon özelinde hakkında Ak Parti ile uyum sağlayamadı diyen çıkarcı bir kitleye.

Dergaha eğir bir odun taşımadığını söylerken her halde bu hareketin Reis’ine bir mesaj değildir. Soylu’ya kabullenemeyen bir kitle Trabzon’da olduğu gibi Ak Parti’nin diğer dinamiklerinde de var. Ve siyaseti çok iyi bildiğine inandığımız Soylu, bu mesajı ile taşı gediğine oturtmuştur.

Anlayan anladı.

Mesaj iki;

“21’inci yüzyılda bu dava sadece Türkiye’ye hizmet etmiyor, bütün dünyaya hizmet ediyor. Bugün İçişleri Bakanıyız, yarın belki değiliz. Buradan gideriz, belki bir daha gelişimiz olmaz. Ama şunu net ve açık şekilde söylüyorum. AK Parti’ye Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın davetinden beri yaptığım bütün çalışmalarda bu davaya olan sadakatimden, anlayışımdan bir nebze olsun ödün vermedik. Bundan sonra da vermeyeceğiz."

Peki bu mesajın muhatabı kim..?

Bu mesaj Soylu’nun kendisine verdiği mesajdır. Kendi ile ilgili bundan sonraki yol haritasını belirleyeceği mesajdır. Bu mesajda, lidere bağlılık, davaya bağlılık vardır. Makamların geçici olduğu bunu da kabullendiği gerçeği vardır. Ve dava kervanına katıldığından bu yana davaya sadakatte tırnağının uca kadar taviz vermediğinin mesajı vardır. Bu mesaj ben buyum, böyleyim, bundan sonda da bu ve böyle olacağım mesajıdır.

Ya bu mesajı nasıl algılayacağız…

.. Sevgili gençler, eğer, sıkıntıda olduğunuz görülüyorsa da geri çekilmekten hiçbir zaman vazgeçmeyin. Geri çekilmek de bir erdemdir. Geri adım atmak da bir erdemdir. Bu kongre benim hayatımda da önemli bir kongre olacaktır. “

Bu mesaj bir ilkeler manifestosudur. Siyasette dik duruşun, dik olmanın mesajıdır.

Geri çekilmekten kasıt, Soylu’nun kendisinin geri çekilmesi değildir. Hani ünlü bir deyim vardır. Bir adım ileri iki adım geri. Siyasette iki adım geri, atacağın üç adamın bir temel gerekliliğidir. 

Soylu bunu gençlik kongresinde diyorsa, bir öğüt var birde Trabzon özelinde durum analizi yapanların anlık günlük tahlillerinin ne partiyi ne de kendilerine bir yarar sağlamayacağı mesajı var. 

Kongrenin hayatında önemli bir yeri olacağına dair söylemi ise siyasetin Ak Parti’de yeni bir döneme girdiğinin mesajıdır ki o dönem bugünkü mevkisinden ne bir adım geride ne de yerindedir. Üç adım ilerdedir.

Ve bu mesaj çuk diye yerine oturdu

“Trabzon’u çok seviyorum. Recep Tayyip Erdoğan’ın bir neferiyim. Hangi görevde olursam olayım Recep Tayyip Erdoğan’ın neferi olarak hayatıma devam edeceğim. Sadece bende şunu hatırlayın; Trabzon bana hayatımın en önemli ve şerefli görevini verdi. En önemli görev Trabzon Milletvekilliğidir. En çok özlediğim kızım ve oğlumdur. Allah inşallah çok yakın bir zaman içerisinde onlarla daha çok sık birlik ve beraber olmak nasip eder. Bu vesileyle bana ve çoluğuma çocuğuma vermiş olduğunuz bu asaletten dolayı size, kıymetli Cumhurbaşkanıma, her birine ayrı ayrı hürmet ve minnetlerimi ifade ediyor, hakkınızı helal etmenizi diliyorum."

Şimdi işte bu mesaj hani derler ya taşı gediğine oturmak.

Soylu diyor k;

Biz bu kervana makam için gelmedik. Biz bu kervana liderine olan inancımız ile geldik. Trabzon siyasette en büyük onuru bana verdi. Milletvekili yaptı. Davanın unvansız, rütbesiz neferi olacağını seçim bölgesinde ilan etti…

Soylu’nun bu açıklamalarından ders çıkarması gerekenler şu muhasebeyi yapsın;

-Ak Parti bir dava partisidir. Ve davada yer aldığın her pozisyon aynı derecededir.

-Ak Parti olmaz ise kimse bugün bulunduğu mevkide olmazdı, parti sadakati önde olmalıdır.

-Egolar, parti çıkarları üzerine konulmamalıdır.

-Ve ey Trabzon kısır çekişmelerden bıkmadın mı yorulmadın mı…?

Reis de Soylu’dan vazgeçmez…

O, Türkiye’nin en başarılı bakanı

O, Külliye’nin her ay düzenli yaptırdığı anketlerde halk tarafından sevilirliliği en yüksek oranda olan bakan

O, bakanlık teşkilatının en hakim bakan

O, özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgesinde, en sevilen bakan

O, Devletin gücünü sempatisini sevecenliğini en iyi hissettiren bakan

O, Güvenlik güçlerinin en büyük moral kaynağı.

O, aksiyon adamı.

O, derin siyasetçi

O, iyi bir stratejisi.

Ve o bir demokrasi kahramanı… Darbe gecesi bazı bakanlar oturdukları sitenin sığınağına indiğin, O,TRT’nin darbecilerle işgal edilmesinden sonra TRT’yi sivil güçlerle geri alan adam..

Bu özelliklerinin hepsi çeşitli anket çalışmaları ile tescillenmiş bir isim. Yani, bizim gerçeğimiz değil. Toplumun gerçeği.

Böyle bir adamından böyle bir dava arkadaşından, Reis de vaz geçmez..

Birileri dereyi görmeden paçayı sıvıyor ya hatırlatalım dedik

Soylu’ya Trabzon siyasetinden bir örnek.

Trabzon siyaseti zordur. İnsanı yorar. Kendi adamını da hırpalar.

Şimdi Ak Parti içinde, Soylu’ya dönük alttan alta oluşturulan yıpratma hamleleri, diğer partilerde de var.

Trabzon’un siyasi bir hastalığı bu.

Örnekleyelim.

İlk örnek CHP’den.

Haluk Pekşen, ön seçimle ilk sırada yer aldı. Ön seçim ha.. Tepeden gelmedi. Vekil oldu, CHP içinde hemen yıpratma politikası başladı. Örgütler son kurultayda, PM’sine ön seçimle ilk sırayı verdiği milletvekilini aday göstermedi. O da kendi aday oldu listeyi deldi. CHP milletvekiline sahip çıkmadı.

Yine CHP’den örneklemeye devam.

Akif Hamzaçebi

Trabzon milletvekilliği yaptı.

Tepeden geldi, Trabzon’u mu tanıyor. Kimin adamı. Nereden çıktı.

Bir seçim dönemi boyu yıpratıldı durdu.

İstanbul’dan aday oldu.

Şimdi İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı..

Ya Volkan Canalioğlu’nun başına gelenleri hiç anlatmayayım.

MHP’ye gelince.

Koray Aydın bakan ve Ankara milletvekili. Trabzon bakanı gibi çalıştı. Trabzon’u hiç ihmal etmedi. Trabzon vekilliği de yaptı. Ülkücülüğün Trabzon sokaklarında tarihi yazdı. Son seçimlerde niye Trabzon’a geldi diye yıpratıldı. 7 Haziran’da zar zor seçildi. 1 Kasım’da seçilemedi. Trabzon itti, kabullenmedi. Yıprattı.

Geçmiş dönemde ANAP’da da oldu. Fahrettin Kurt bakan oldu. Bir daha siyasette bir yere gelemedi. Zira parti içi çekişmelerden bıktı, siyaseti bıraktı.

AK Parti’de de aynı oldu.

İlk dönemi güçlü vekiller birbirinin ayağın çekti, ilk AK Parti hükümetinde Trabzon’dan bakan çıkmadı.

Özak bakan oldu, Ak Partili değil dendi yıpratıldı.

Erdoğan Bayraktar Bakan oldu, Özak ile kavga ettirildi.

O nedenle, Soylu’nun teşkilat bazında çektiği sıkıntı, siyaseten Trabzon’un sıkıntısı.

Ak Parti’ye özel değil.

Ak Parti milletvekilleri ve OFG Soylu’nun konuşmasını nasıl yorumladı?

İçişleri Bakan Süleyman Soylu o konuşmasını yaptığında salonda üç milletvekili vardı

Ayşe Sula Köseoğlu

Adnan Günnar

Salih Cora

Bir de Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu.

Soylu, konuşmasını bitirip, kürsüden indiğinde hemen A.Sula Köseoğlu’nun yanına gittim.

Yorumun nedir dedim.

Bana çok sürpriz geldi diye cevap verdi.

Beklemiyor muydun dedim.

Başını salladı hayır beklemiyordum dedi.

Oysa Külliye’de her şey güzel diye mesaj verilmişti diye sordum…

Şaşkındı ve “valla hiç anlamlandıramadım dedi.

Sonra Adnan Günnar’a aynı soruları sordum.

O da hemen hemen A. Sula Köseoğlu gibiydi.

Şaşkın ve hayretler içinde.

“Çok sürpriz geldi” dedi.

Sizin, bilmediğiniz bir şey mi var dedim… Yorumlamadı.. Yüz mimikleri ile yok der gibiydi.

Salih Cora’yı Sürmene’de yakaladım.

Ona da Soylu’nun bu konuşması sürpriz gelmiş. Olayın sıcaklığı hala üzerinde. Bir hatalı yorum yapmamak içir dikkatli. Kelimeleri seçerek dedik ki…” Vallahi, hiç beklemediğim bir şey oldu…”

Ve Orhan Fevzi Gümrükçüoglu’nu da VİP’te yakaladım. Soylu’nun VİP’e girmeyip direk aprona makam aracı ile girip uçağa binmesinden ötürü o da şaşkın.

Yanına yaklaştım…. O konuşmanın yorumun sordum.

Dedi ki

“Bakan bizim bakanımız. Bakan Trabzon’un  siyaseten lideri patronu. Bakan bu şehir ve ülke için çalışıyor. Trabzon’

Onu seviyor o da Trabzon’u birlikte güzel işler yaptık, yapacağız…”

ZAYTUNG

Rapor: Kışın Balkonda Site Manzarasına Karşı İt Gibi Titreyerek Sigara İçmek, Evli Erkeklerde İntihar Eğilimini Tetikliyor...