Geride bıraktığımız hafta, tarihi Aşağı Hisar Pazarkapı Surlarının doğusu, Kadınlar Pazarı ile yeni balıkhane binası  arasında bulunan tarihi kesme taş kemerli tünelin/menfezin tüm uğraşlara rağmen tescillenmemiş olması herkesin ortak merak konusu oldu. 

Tünelin geçtiği  güzergahın, tünelin üzerinde tarihi olmaları dolayısı ile dört adet tescil edilmiş yapı bulunmasına rağmen, yapılardan daha eski olan kesme taş kaplı  tünelin tescillenmemesi akıllara değişik ihtimaller ve soru işaretleri getirdi. 

Bunlardan en masum bir o kadar da ironik olanı;  tünelin binalar yapıldıktan sonra ve kimsenin haberi olmadan binaların altından  kazınmış olması. Yani bırakın buna inanmayı, bunu düşünmek bile insanın psikolojisini yoruyor. 

Diğer ihtimal ise daha vahim bir tablo ile karşılaştırıyor bizleri.  

Balıkhane uğruna tescil yapılmamış olması! 

Balıkhane inşaatı esnasında kuzey girişi gün yüzüne çıkan menfez o dönem şehrimizdeki sivil toplum örgütlerinin tüm gayretlerine rağmen tescile layık görünmedi ve balıkhane inşaatı için 20 metrelik bir bölümü , tavanı yıkılarak üzerine inşaat yapıldı. Girişi kapatıldı, içi harfiyatla doldurularak  üzerine beton döküldü. Tabiri caizse tarih betonlara gömüldü. 

 Eminim ki bu ihtimal sizlere de daha olası geldi. 

Tünelin/Menfezin 20 metrelik bölümü göz göre göre inşaata feda edildi. 

Evet kıymetli okurlarım. Menfez balıkhanede, 2m giriş merdiveni yerinden  2m daha geniş bir  dükkan daha kazanmak için betona gömüldü. Menfez zeminden daha  altta olduğundan, balıkhaneden sadece 2m lik bir iniş merdiven yeri kaybedilecek idi.  Millete izahı mümkün olmayan bu duruma sebep olanlar, Allah’a hesabını verebilirler inşallah.  

Her şeyi bir tarafa bırakalım. Gerçekten tescile layık bir eser olmadığını varsayalım. Böyle olsa bile ortaya çıkan bu yapının hem balıkhaneye hem de şehre katma değer katacak şekilde planlanması gerekmez miydi? Dünya’daki örnekleri irdelenmez miydi? Bu sivil toplum örgütlerini bir dinleyelim, dedikleri belki doğrudur denmez miydi? Turizmcilerin fikri alınmaz mıydı? 

Ne olurdu balıkhanede bir dükkan 2m  eksik olsa? 

Ne kaybederdik?  

Kaybımızın hesabı kolay.  

2m bir dükkan yeri. Fiyatı belli. 

Ne kazanırdık?  

İşte bunun hesabını yapabilmemiz imkansız.  

O menfezin merak ederek gelecek turist sayımız kaç olurdu? 

Trabzon'un  toprak altına  tarihine ışık tutan galeri, müze olarak düzenlenmiş tüneli  görmüşken kaçı Bedesten’e, Alacahan’a giderdi? 

Kaç tanesi bakırcılar çarşısından alışveriş yapardı? 

Kadınlar pazarının arkasında ortaya çıkan ve Büyükşehir Belediyemizce turizme kazandırılması için çalışma yürütülen En az 2000 yıllık tarihe sahip Roma rıhtımını ve anıtsal kapıyı, kalıntıları  kaçı  merak ederdi? 

Kaç kişi “tarihi Bir tünel  galeri, müze için geldik bir günümüz burada geçti. Bir gün daha Trabzon’da kalalım” derdi. 

Sayısı çokça artırılabilecek bu soruların cevabına ulaşıp ne kazanabileceğimizi hesaplamak imkansız.  

Hesaplayabileceğimiz; kentimiz kültür ve turizmi ile birlikte  ekonomik  kazancımızın, kaybımızdan! Fazla olacağıdır. 

Peki gelinen süreçte ne yapılabilirdi? Yapıldı mı? 

Bu süreçte Tünelin/menfezin geri kalan 70 metrelik bölümüne sahip çıkmaktan başka yapacak bir şeyimiz kalmamıştı. 

Bu gaye ile tünelin tescillenmesi için tekrar başvuru yapıldı. 

Şehrin dinamiklerine dilekçeler ve ikili görüşmeler ile bilgilendirmeler yapıldı. 

Yerel basının destekleri ile kamuoyu bilgilendirdi. 

Şimdi hep birlikte sürecin neticelenmesini ve  o tarihi taş kemerli tünelin tescillenip, restore edilerek şehre, turizme kazandırılmasını bekleyeceğiz.