Trabzonspor'un eski futbolcusu ve teknik direktörü Tolunay Kafkas, Trabzon Büyükşehir Belediyesi'nin Spor Söyleşileri programının konuğu oldu.
DEVAMLI OYNAYAN OYUNCU OLDUM
Trabzonspor’a gelişiyle ilgili konuşan Kafkas: Hayatımın dönüm noktalarından bir tanesi de çok değer verdiğim, sevdiğim, saydığım bir abim Karaman. O dönem onun şeyi de çok oldu. Çünkü Konya Spor Yönetimi'nde arkadaşları vardı, tanıdıkları vardı. Trabzonspor'a gelmemizde çok büyük rol oynadı. Onun sayesinde aslında çok daha başka türlü de değerlendirebilirdik. İyi ki de buraya geldik. İyi ki de onun önderliğinde Trabzonspor'a geldim. gelir gelmez oynamaya başladım. Takımın 5 numaralı formasıyla devamlı oynayan oyuncusu olmuştum.
BEDAVA GİTMEDİM
95-96 sezonunda kaçan şampiyonlukla ilgili konuşan Kafkas, ‘Özellikli bir kadroydu. Hem oyuncu hızı vardı, hem de birbirini tamamlayan çok önemli oyuncular vardı. Yani durdurulması çok zor bir takımdı. Zaten Hami’si, Şota'sı, Arçil’i, Büyük Orhan'ı, Küçük Orhan'ı, Abdullah'ı, Ogün'ü, Tolunay'ı... Lemis'i takıma baktığın zaman olağanüstü bir takımdı. Zaten takımın Ünal Abi ve Hami takımının lokomotifleri, bunlar dünya çapında oyuncular. Bir de ifade etmeye çalıştığım takımın teknik özellikleri çok üst düzeydi. Fakat çok dramatik bir şekilde o takım şampiyon olamadı. O takımın, bırakın 95-96'daki kaçırdığı şampiyonluğun dışında, daha önce ve sonrasında da mutlaka bu takımın şampiyonu olması lazım. Bu da bizim beceriksizliğimiz. Bunu başkalarının üzerine söylemek, başkalarının üzerine hatayı bulmak değil. Oyuncu kadrosu, olamayan oyuncu kadrosu sonuçta. Çok dramatik bir şekilde oynadığımız dönemde şampiyon olamadık. Bu da bizim hatamız. Van maçı 10-1 bitmeliydi. Oyuncularımız özellikli takımdı, Van maçına çıkmadan önce 5 puan öndeydik. Fenerbahçe maçını önde getirmemiz lazımdı. Burada genç insanlar bilmezler. Kenan İskender diye bir genel kaptan vardı o zaman. Bizi o tutuyordu burada. Kolumuza giriyordu. Hadi oğlum, paramız yok, imza atıyorduk . O zaman çok büyük fedakarlıklar yaptık biz. Bu kulüpte kaldık. Yarı paralarla kaldık. E peki, ben bu kulübe giderken en az 5 milyon dolar para kazandım. Bedavada gitmedim. 3 milyon artı 2 milyon dolardan Fethi diye bir kardeşimiz, arkadaşımız geldi. Bir sürü şeyler yaptı bu takım. O dönemin oyuncuları. Başta Ömer abi olmak üzere. Hami olmak üzere. İşte Ogün , Abdullah, benim kendi bunlar arkadaşlarım yani. Ben şahidim. Fedakarlık yaptılar. Bu camiada bir sürü çok büyük paralar verdik de buralarda da kaldı. O zaman Trabzonsporluyduk da. Şimdi mi değiliz ya? Hikaye masal anlatmayı seven birisi değilim. Severek ve isteyerek kaldık" dedi.
BENİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN SEVGİYİ KAYBETMEMEK
Bu tutkuyla burayı sevmemi sebep olan bu taraftar. Ben bir çıkar ve menfaat gözetmeksizin konuşuyorum. Bir beklentim olmadan bazı şeyleri ifade etmeye çalışıyorum. Beklentim yok, onu da açık açık, altını çizerek ifade edeyim. Benim oynadığım dönemde ben taraftardan kendimle ilgili bir tane olumsuz bir şey gördüm. Antrenörlüğümde 3-4 ay burada zor bir dönemde yaptım. Olsa bile benim için hiç önemli değil. Onu da söyleyeyim, insanlar her şeyi taraftar söyleyebilir. Benim için önemli olan bu sevgiyi kaybetmemek, bir ömür boyu, son nefesime kadar yaşamak.
5 MAYIS GÜNÜ
Tabii bizim için travmatik olan 95-96'ydı. Şampiyonluğu kaybettiğimiz 5 Mayıs günü ve daha sonrası yaşadığımız bir üzüntü, travmaydı bence, yani üzüntüden fazla. Çünkü o takımın, bence o kırılma noktasıydı. O kırılma noktasından sonra çok uzun yıllar, bence takım kendine gelemedi ki, ta ki Fatih Tekkeler'in, işte Gökdenizler'in o dönemine kadar, çok iyi bir dönem var, Tolgalar'ın geldiği döneme kadar.
SADRİ ŞENER VE ERTUĞRUL DOĞAN
Sadri Başkan, Bu kulübün bence Ertuğrul Doğan'la çok önemli başkanlarından bir tanesi. Çünkü bunlar verdiler abi. Ben hani şahit olduğum için bunlar almadılar, veriyorlar. Trabzonspor ile 3,5 yıllık bir imzaladık biz o dönem. Fakat işte biraz önce anlattım ya, geldi şimdi mevcut Federasyon Başkanı işte beni internetten gönderdi, işte eşimle bir yerde otururken. Adam bizi gönderdi, mesleki onurumuzla oynadı. . Yani o süreç böyle çok kabul edilebilir bir süreç değil. Şimdi geliyorsun, ben başkanım, ben yaparım. Yaparsın ama ben de bir onurum var, mesleki onurum var. Ben sana onu çiğnetmem. Ne olursan, kim olursan ol yani. Dışarıda da ben yine Federasyon Başkanı'na Trabzonluğundan dolayı laf söyletmem. Kendi aramızda konuşuruz, düzgün konuşuruz, söyleriz. Ama dışarıda da bir şey söyletmem yani. Başkalarına onu laf söyletmesine izin vermem. Benim edelim, öğrendiğim Trabzonsporluluğu veya Trabzonluluğu bana bunu gerektiriyor. Bu ayrı bir mesele. Ayrılmak durumunda kaldık, şık olmadı benim ayrıldığım. Bunlar hoş değil. Faruk Özak ile yemek yedi diye insan gönderilir mi? Kendime göre değerlerim var. Özak bu kulübün önemli değerlerinden birisi. Kimsenin. Adamı değiliz, hiçbir zaman taraf da olmadı. Mehmet Ali bey bizi göndermiştir cenazesine gittim, rahmet okuyorum. Başkandır bizim için. Bir adamlık durumu varsa Trabzonspor’un adamıyız.
TAZMİNAT KONUSU
Çok az konuştum ama tarafta şunu bilsin, mesleki onurumuzla oynadı. 6 yıl içerisinde bizi kimsenin aradığı, sorduğu olmadı. Ya şöyle bile olsa, gel oğlum şurada teknik direktörlük yap, 3 ay, 5 ay, neyse, o paran kalmaz. 6 ay içerisinde bir Muharrem Usta aradı, onunla da çok çirkin bir konuşma geçti eşim de yanımda. Bakın burada eşim oturuyor, ben bunları mesela anlatmıyorum, söylemiyorum. Asıl amaç buradaki de, o 6 yıllık dönemimin içerisinde bu parayı vermemekti. Yine konuşsalar, ta ki ne zaman, yumurta kapıya dayandı, Ama bu süreç içerisinde, bakın %99 değil, %100 haklı olan taraf biziz. %100 yani. Daha doğru bir şekilde bu iş ilerlemiş olsaydı, daha başka yürüseydi sonuç farklı olurdu. O dönemde de ben eğer bir yanlış yapmışsam, o da küçük bir hata, onu da ben burada söylerim, o dönem Mahmut Aksu bir devredeydi, biraz da Mehmet Yiğit Alp vardı, küçük bir yanlışımız olmuşsa onlara olmuştur.
ÖNEMLİ OLAN TRABZONSPOR
Yoksa ben kulüple onunla bununla bir durumumuz asla söz konusu olmaz yani, bir şey olmaz. Ben şunu da altını çizerek söylüyorum. Ben bir daha hiçbir dönemimde Trabzonspor'un bir tarafında da olmayacağım. Hiçbir şekilde olmayacağım, bu bizi çok yaraladı. Alıp almama meselesi değil. Kayınpederim Trabzonlu şehri terk ettiler. Kolay değil, uzun süre bu işi hazmedemedik. Hiçbir şey söylemeden kovuyorsun olur mu böyle bir şey. Muharrem Usta ile diyalog oldu ama hoş bir konuşma olmadı. Şenol ağabeymiz Fatih kardeşimiz. Aslında ifade etmeye çalıştım ne söylediysem arkasındayım. Beklentinin arkasında kaldığını ifade ettim. Kötü oyuncu demedim, Trabzonspor beklentisinin altında kaldı. Her oyuncu bazen her kulübe uymuyor. Bunu ifade etmeye çalıştım. Cevap verdi, benim için önemi yok verebilir. Önemli olan Trabzonspor.
FATİH TEKKE SORUSUNU YANITLADI
Fatih Tekke genç jenerasyonun en iyi hocası. Tahammül etmek lazım, bir süreçten bakmak lazım. Ne yapmaya çalıştığını anlamak çok önemli. Bir dalgalanma geçiriyor Trabzonspor. Fakat elinde şimdi burada olan bir kupa var. Bu kupayı kazanırsak Trabzonspor ifade ettiğiniz gibi Avrupa'ya gidecek. Gitmese de çok önemli değil. Böyle düşünmek lazım. Zaman zaman her büyük kulübün başına gelebilecek işler Trabzonspor'un da bu dönem başına geliyor. Teknik adamına sahip çıkmak lazım. Çünkü çok sık sirkülasyonlar kulüplere hiçbir şey vermiyor. O gidiyor, bu geliyor, o gidiyor ve bir sürü oyun anlayışı, oyuncular değişiyor. Şimdi yapılacak en önemli şey tekrar Trabzonspor'un istediği oyun anlayışına göre bir takım oluşturmak. En önemli konu bu.
TRABZONSPOR VASİYETİ
Büyük bir haksızlık var. Son 2-3 yıldır da İskoçya Ligi'ne çevirdiler bu ligi. Diğer klüplerle olan arasındaki makas çok açık. Bu iki takımdan ibaretmiş gibi de bir durum söz konusu Türkiye'de. İki takımdan ibaret değil bu lig. Bu lig 19 takımdan ibaret. Geçen sene, gelecek, ondan sonra 18 ligde. onun için 2'den büyük 17. Yani şu andaki mevcut durumu söylüyorum. Bunlar büyük camialardır. Tıpkı bizim camiamız gibi büyük klüplerdir. Saygı görmesi gereken klüplerdir. Bugün var olduysa, Trabzonspor. Trabzonsporlu futbolcularla var oldu ya. Veya işte dışarıdan gelmiş 3-5 tane de insan var. Ünal abi gibi, Orhan Çıkırıkçı gibi, İskender Gönen gibi. Kendimi de bu kategoriye koyuyorum. Bugün bu kulübün büyüklüğü Trabzonsporlu futbolculardandır. Ya bu kulüp onun için büyük olmuştur. Özelliği de budur. Yani İspanya'daki bask bölgesi gibidir ya Trabzonspor. Veya Sociedad Bilbao gibidir ya. Dünya çapında futbolculardır. Onun için kendi çocuğuna bence daha hoşgörü göstermesi lazım taraftarın. Bu anlayışı bu şehirde değiştirmek lazım. Fatih Tekke bu süreç içinden çıkabilir mi sorusunu yanıtlayan Kafkas ‘ya bu soru, bunu kabul etmem bile mümkün değil. O kadar inanıyorum, ben güveniyorum. Hocalığına, adamlığına, dürüstlüğüne, çalışkanlığına’ Kendi adıma söylüyorum. Taraftar bize her şeyi söyleyebilir. Bizim için, benim kendi adıma bir problem yok. Sevgisi de, nefreti de. Onun için zaten Trabzon güzel. Onun için sevgisi ve nefretini en şeyde yaşıyor. Onun için bu şey özel yani. O soruyu da kabul etmiyorum Fatih'le ilgili. Çok rahat bir şey halleder. O halletmezse de kimse halledemez. Bu kadar da kesin.