Boşuna dememişler, “Top yuvarlaktır”

-O nedenle futbol böyle ilginç.

Futbolun istatiki rakamlarla değerlendirilmeye başlandığı yıllarda, Metin Türel diye bir teknik adam Trabzonspor’un başına çok kısa süreli gelmişti. Bugünün deyimi ile eski kafaydı. 

Futbolda günümüzdeki o istatiki tespitler var ya onlara hiç inanmazdı.

-Topu en fazla tutma

-Topla en fazla oynama

-3’ üncü alanda en fazla bulunma

-Kaleye isabet eden en fazla şutu çekme

Falan filen.

Neyse, hiç birinin galip gelmek için bir gerekçe olmadığını söylendi.

Ve de şöyle bir örnekleme yapardı.

“Senin takımın bütün istatiki rakamlarla rakibinin üzerine çöktü. Hagi( O dönemin en ünlü futbolcusu. G.Saray’da da oynamıştı) gibi biri orta alandan 90 takar  istatiklerin yerle bir olur..”

Adam haklı.

Bizim böyle istatiki rakamlarda rakibi boğduğumuz çok maçımız oldu.

Hele biri vardı ki, hala aklıma geldikçe çıldırıyorum, ağlıyorum.

Vanspor maçı.

1-0    yenildik şampiyonluk gitti.

Dünkü Göztepe maçı da aynı oldu.

Bütün istatikler bizden yana.

Aklınıza ne gelirse.

Ama Beto diye biri kalesinde devleşince, işte skor…

Rakiplerinin puan kaybettiği yerde 12 puanlık maçtan 1 puanla ayrılıyorsun.

Top yuvarlaktır.

Dört köşe olsaydı bu maçı alırdık.

Kesin.

Ne derler eski teknik adamlar.

Top da seni sevecek.

Top da kaleyi isteyecek.

Top da istediğin yere gidecek.

Ama topun da bir canı var ve ona vurduktan sonra kaderini kendi belirliyor.

Ya kaleciye teslim oluyor.

Ya da direklere.

Burak Yılmaz olsaydı, böyle olmazdı diyenler var.

Belki ama.

Trabzonspor Burak Yılmaz değil ki.