Geçen salı günü, Ahmet Suat Özyazıcı stadyumundaki maçı yönetenin daha doğrusu maçın içine edenin adı Bülent Üçüncüoğlu mesleği hakem hem de 1. Lig hakemi, doğru da benim bildiğim hakem adalet dağıtandır. Öğretmendir, eğitimcidir, öğrencilerine şefkat ile yaklaşır davranır. Terazisini eşit tutar, düdüğünü ona göre çalar. Hey hat gelin görünki bizim iftihar ettiğimiz kendini dev aynasında gören gelene geçene posta koyan Bülent!

Arada takım gözetmeksizin elinin tersi ile itti ve sille attı. Oyuncunun iddiasına göre arkadaşına kırmızı kart gösterirken yumruk da attı. Kısacası bir küfretmediği kaldı. 

Yetmedi bir eli sarısında bir eli kırmızısında maç boyu futbolcuları tehdit etti.

Yetmedi 2 kırmızı gösterip sayısını unuttuğum sarı kartlar havada uçuştu. 

Yetmedi, kartları yiyen takımın son dakikada penaltısını vermedi. 

Maç boyu iki takıma da hakem değilde sokak kabadayısı davranış biçimi sergiledi. 1. Lig hakemi olmuş ama adam olamamış.

Bu maçtan bir sonraki gün ASKF’de içeriğini bilmediğim için yorum yapamıyorum hakemler dövüldü. Şimdi ilgilileri sorumluları biraz daha ciddiyete sorumlu olmaya davet ediyorum. Bir de merak ediyorum bu hakemin gözlemcisinin raporunu yetkililer okudu mu? Okuduysa ne yaptıkları oldu ya da olacak. 

Bakın beyler böyle giderse vahim sonuçlar olur. Benden söylemesi. Bundan böyle de hakemlerin takipçisi olacağım. 

Bu gibi hakemlerin yaktıkları canlar, çaldıkları emek yanlarına kalmayacak. Şayet amatörleri umursamıyor iseler maçlara çıkmasınlar. Binleri hor görmeyecekler bundan böyle. 2 kartı cebine koyan ali kıran başkesen olmayacak. Bu arada yöneticilere de seslenmek istiyorum. Bakın efendiler, atalarımız bana dokunmayan yılan bin yaşasın diye bir söz söylediklerine inanmıyorum. Onun için hiç kimse bana ne demesin. Çocuklarınıza sahip çıkın maddi manevi bir sürü emek sarf ediyorsunuz buna sahip çıkın. 

Takımlarınızın haklarını arayın bugün komşuya yarın da senin canın yanacak. Trabzon’da spor mahkemesi var mı bilmiyorum yoksa dahi bu gibi hallerde mahkemeye gidin. Ben bir takımın hocasıyken bunu yaptım. 

Hakemliği bırakma zorunda kaldı o zat!

Peygamber Efendimizin “Haksızlık kaşında susan dilsiz şeytandır” sözüyle yazımı bitirmek istiyorum.