Bir önceki yazımızda Ak Parti 7 Haziran seçim çalışmaları sonuçları ve sonraki süreci değerlendirmiştik. 

Ak Parti’den sonra Trabzon’da en fazla oyu alan parti Trabzon’un ana muhalefet partisi Milliyetçi Hareket Partisi idi.

Aslında MHP üzerindeki ölü toprağını yerel seçimlerde silkinerek attı. Partiye yeni bir heyecan ve hava geldi. Hiç olmadığı kadar iddialıydı MHP yerel seçimlerde. 

Hüseyin Örs ismi ile önemli bir ivme kazandı, gerek AK Parti gerekse CHP’lilerin pastasına uzanacak tek isimdi Örs.  

Fakat Örs isminin Büyükşehir değil de Ortahisar Belediyesi’nde değerlendirilmesi gerektiği gerçeği yalnızca MHP’liler tarafından değil, diğer tüm siyasi partililer ve Trabzon halkı tarafından defalarca dillendirildiğini hepimiz biliyoruz. 

Genel seçimlerde de benzer olay vuku buldu. Evet MHP Yavuz Aydın sayesinde batıda Beşikdüzü’nde büyük bir darbe vurdu.

Ak Parti’ye, oylar iki kat arttı fakat MHP’li belediye olan Şalpazarı’nda da oylar düştü. Tonya’da çok az bir artış oldu. Yani atılan taş ürkütülen kuşa değmedi. 
Burada bir gerçeği gözden kaçırdı MHP yada belli nedenlerden ötürü görmezden geldi. 

Arık seçmenin yüzde 80’i merkezde. İlçelerde oy oranları çok geriledi.  

Bu nedenle merkez ağırlıklı seçim ve aday kampanyalarının yürütülmesi gerektiği kanısındayım. 

Çünkü merkezi alan seçimi alıyor. 

MHP’nin yaptığı diğer bir hata ise proje odaklı siyasetten öte eleştiri ve ülke geneli odaklı siyaset gütmesi. 

Bunun yanında oy alınacak karşı hedef kitlenin kucaklanamaması da önemli bir faktördü. 

Sadece bunlar değildi tabi ki, profesyonel bir seçim koordinasyon merkezinin kurulamaması, sadece seçime odaklı basın koordinasyonun geçici süreyle aktif edilip seçim sonrası bu önemli olgunun göz ardı edilmesi büyük bir hata. 

Köy kahvesine çevrilen, insanların yanaşmaktan imtina ettiği bir hava yaratıldı Trabzon meydanındaki SKM’de. 

İl yönetiminde 5 kişiden başkanının doğru dürüst sahaya inmemesi, sorumluluk almaması, elini taşın altına maddi manevi koymaması, ilçe yönetimlerinin gerektiği heyecanı kendi bölgelerinde sağlayamaması, ve sahaya genelde öğleden sonra inilmesi....

Bunlar rakiplerin gerisinde kalmanın çok önemli etkenleridir. 
Bunların yanında artık MHP’liler bazı itici alışkanlıklarından da vazgeçmeli. Asık surat görmekten, sert, korkutucu insanların geren ifadeler kullanma alışkanlığından vazgeçilmeli.

Şikayet eden değil çözüm öneren olunmalı. Alışkanlık en iyi hizmetçidir ama çok kötü bir efendidir, bu nedenle MHP’liler alışkanlıklarından vazgeçmeyi bilmelidir. 

Ayrıca herkes komutan olmaktan da vazgeçmeli. Bu partinin askerlere ihtiyacı var askere. Yeterince komutan zaten var. 
 
Koray Aydın’ın öngörüsü sayesinde en etkili yerde, en etkili şekilde yapılan seçim propagandasında MHP’den olmayanlara yer yoktu adeta. 
Partinin ilk 2 ismi dışındakilere ‘Ne halin varsa görün’ dendi kendi başınızasınız. Bu nedenle 4 5 ve 6. Sıradaki adayların çalışmaları hiç hissedilmedi desek yeridir. 
Bu önemli bir hata idi, ama bu hatayı Koray Aydın’ın geçmişi, şehirle olan bütünleşmesi, basınla olan sıkı diyalog ve münasebetleri, Hüseyin Örs’e olan yoğun ilgi ve sempatinin yanında Yavuz Adın’ın finansal gücüyle bir nevi aşıldı gibi görünse de bu 3 isimden sonrasını bırakın vatandaşı partililerin kendileri bile hatırlayamadı şu anda sorsanız yine hatırlamaz. 
Trabzon ağırlığı Atatürk Milliyetçisi ve muhafazakar bir şehir olarak görülür ama yeri geldiğinde en koyu sosyal demokrat da olabilirler adamına göre. 
Trabzon halkı hak edene hakkının teslim edilmesini ister.  Her şeyi eleştireni, yapılanları görmeyip bir teşekkürü çok görenleri sevmez. Kendi eğrisini görmeyip başkalarının eğrisine dil uzatanlara sırt çevirir partisine bakmadan. 
O nedenle MHP’liler yapılan hizmetleri görmezden gelmeden, rakip parti oy verenlerini dışlamadan, aşağılamadan, yaptıkları ve yapacaklarıyla halkın ayağına gitmeli. 
Gelelim genel başkan sorununa. Bu, partide milletvekili adaylarının en çaresiz kaldığı ellerinden gelmeyen fakat en önemli sorunların başında gelen bir mesele. 
Seçim öncesi gezdiğim 18 ilçenin birçoğundaki görüntülü röportajlarda hepimizin izlediği gibi MHP’ye oy verenlerin sırf Devlet Bahçeli yüzünden yeniden MHP’yi oy vermeyecek olmasını defalarca söylemesini görmezden gelemeyiz.

Artık MHP’de Bahçeli sayfasının kapanması gerektiği 7 Haziran seçimlerinden sonra yaşanan süreçte de bazı partililer tarafından tekrar dillendirilmeye başlandı. Bazıları ise Bahçeli’nin dik duruşuna tam not verdi.  
Devlet adamlığına diyecek yok. Özellikle sokaklardan MHP gençliğini uzak tutması yönündeki üstün başarısına diyecek yok.  Türkiye siyasetinin en kibar, en beyefendi, ahlaklı siyasetçisi diyebileceğimiz bir isimdir Sayın Devlet Bahçeli. 
Fakat...

Artık çoğu partililere göre miyadını doldurmuştur. Kendisini ve ülkesinin sömürge anlayışını pek sevmesem de ABD Başkanı Obama’nın Afrika’da yaptığı konuşmayı izlemesini öneririm. 

Tamam demesini bilmeli lider, yeniliklerin, yeni isimlerin önünü açmalı lider. Ben alternatifsizim derse beceriksiz bir yönetici olduğunun resmetmiş olur, deler ki ‘Sen nasıl bir parti yönettin ki kimleri seçim parti yönetimine koydun ki, kimleri genel başkan yardımcısı, milletvekili yaptın ki kimse bu partiyi yönetecek seviyeye gelemedi senin gözünde.   
 
Tabanın şikayetlerine ve genel başkanı itici gösteren unsurlara gelirsek.
El öpen değil el öptüren, gülmeyen, güldürmeyen, en sert söylemlerde bulunmasına rağmen yeri geldiğinde koltuk derneği görüntüsü veren, partinin önemli değerlerini bir çırpıda  silip atan,  kendisine rakip olacağını düşündüğü partinin en sempatik isimlerinin kellesini alan, yaptığı gaflar ve Cumhurbaşkanlığı seçimindeki tavrı nedeniyle eleştiri oklarını üzerine çeviren Devlet Bahçeli’nin değişmesi gerektiğini artık rakipleri değil çok sayıda MHP’liler de dile getirmektedir. 
Tabi ki partinizin genel başkanıdır. Gittiğiniz yerlerde, onu eleştirin, ‘ya ne yapalım bizimki de böyle’ deyin demiyorum. 
Ama millete bu değişimin gerekli olduğu, yeri ve zamanı geldiğinde gerçekleşeceğini kabullendirin. Vatandaş diyor ki eleştirilen, kabul edilemeyen bir genel başkanınız var iken sizin diğer partilerin genel başkanlarını eleştirerek milletten oy istemeniz çok da samimi değil .

Tabi ki dere geçerken at değiştirilmez. Tabi ki Bahçeli bugün istifa etsin demiyorum.

Ama partililer diyor ki 'ARTIK GENELBAŞKANIMIZ BU SEÇİMDEN SONRA' kendisi ve parti yönetim kadrosu ile ilgili bir değişimin sinyalini şimdiden vermeli. 
 
Bunun yanında seçim çalışmalarında partinin eskileri, önemli değerleri sahaya daha fazla çıkmalı MHP.  Nerede Nail Çelebi, Nerede Süleyman Latif Yunusoğlu, nerede Zeki Vardaloğlu, nerede Muhammet Öztürk, nerede Nihat Birinci.

Nerede Mehmet Öztürk, nerede eski belediye başkanlarınız, nerede eski o makam mevki sahibi yaptığınız bürokratlarınız, nerede ‘Dava adamıyız’ deyip seçim zamanı köşe bucak kaçanlar.
Partinin değerlerine değer veriniz, bu davayı kurup yüceltenleri yüceltiniz ki onlarda davalarına kaldıkları yerden devam etsinler. 
Gelelim MHP’nin listesine, değişir mi? Bence değişmez aynı kalır. Zaten 1. Sıranın Koray Aydın olduğunu 3 gün önceki kulislerimizde yazmıştık ve 2 gün öncede de  İl Başkanı Muammer Demeli açıkladı. 

E seçim yardımı yok, ilçesinde de başarılı oldu, yine emek ve para denkleminden eşittir Yavuz Aydın sonucuna varılır bence 2 sırada. Tabi ki merkezin önemine varılırsa, seçimin merkez odaklı kazanılacağı birileri tarafından anlaşılırsa iş değişir. 
Hüseyin Hoca ise partiye olan sadakat sınavını yine 3. Sıra ile geçer. Sorumluluktan asla ama asla sıralamaya sebep kaçmaz. 
Sıralamada mutlaka bir bayan olmalı. MHP’yi yansıtan bir bayan olmalı. Sokağa çıktığında, konuştuğunda ‘Helal olsun tam Trabzon kadını’ denecek bir ablayı aday göstermeli. 

İstemem yan cebime koycular yerine, seçim bitti ben köyüme gideyim diyenler yerine partinin 7. Sıra adayıyım diyen Hüseyin Kıran gibi isimler mutlaka değerlendirilmeli ve Yılmaz Odabaş gibi Coşkun Dilber gibi şehrin geçmişinden geleceğine STK ve diğer birçok alanda söz sahibi olmuş isimleri tercih etmelidir. 
MHP için 7 Haziran’a göre daha zor bir seçim olacak. 
Son söz. 

“Kullanılmayan maddi kaynaklar muhakkak kaybolmuş sayılmaz, fakat kullanılmayan insani kaynaklar daima yok olmuş demektir.”
MHP’nin insani kaynaklarını kullanın, yok olmanızı durduracak yegane yol budur.