Trabzon ile ilgili bir fıkrayı hatırlatacağım, kötü bir benzetme ama beni affedin.

‘Cehennemde kaynayan kazanların hepsinin başında bir zebani var, cezalarını çeken içindekiler yukarı çıkarsa kaçmasınlar diye ellerinde mızraklarla bekliyorlar, fakat bir kazanın başında zebani yok. Sorarlar neden yok diye, el cevap ne buyurursunuz? Bu kazan Trabzon kazanı, zaten burada kaçmak isteyenleri, diğerleri aşağıya doğru çekiyor’ 

Evet kötü bir fıkra olsa da Trabzon’da bir şeyler yapmaya çalışanlara karşı set çekenleri anlatan önemli bir espri konusu.

Nedir Trabzon’un Gündemi, Şehir hastanesi... 

Yapılsın diyen ve yer gösteren bir kişi var. Kim o. 

Bu şehrin Bakanı Süleyman Soylu. Ne diyor, 300 dönümlük kamu arazisini bulabileceğimiz tek yer Akyazı. Bu fırsatı tepmeyelim. Bunu buraya yapabiliriz. 

Tabipler Odası anketlerle, orası olmaz demiş saygı duyarız. Şehir için hassasiyetlerinden ötürü teşekkür ederiz. Neresi olur peki, önerileri var mı? 300 dönümlük bir arazi kamulaştırmasının 1 katrilyonu bulacağını biliyorlar mı? Böyle bir arazi gösterebiliyorlar mı? Hayır. 

Çıkıyor bazıları ‘Çimento’ diyor. Çimento Aşkale’nin ve istimlak en az 300 milyon TL. Hatta daha fazla çünkü zamanında orayı 80 milyon dolara alan firma sizde bugün kaça satar en az 150 milyon dolar. Yani 450 milyon TL. Hadi burayı aldık. 

Ölçüsü 80 bin metrekare, peki geri kalan 220 bin metrekare araziyi nereden bulacağız. 

Büyüksanayi Sitesi’ni kamulaştıralım diyorlar. Neredeyse 200 bin metrekare. 80 bin metre karenin 150 milyon dolar olduğu yerde o arazi eder 450 milyon dolar. Yani 1 milyar 1.35 milyar TL. El isnaf. Bu paraya tam 13 tane şehir Hastanesi inşa edilir.

Yazık günah değil mi? 

Bir mimar çıkıyor Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Numune yerleşkesini yıkıp, 19 Mayıs Spor Kompleksi ile birleştirip yolu kapatıp oraya şehir hastanesi yapalım. Bilmiyor musunuz Numune Hastanesi’nin tescilli bina olduğunu, yıkılamayacağını... 

Başka kim karşı çıkıyor, AK Parti Trabzon Milletvekili aday adayı olup, aday gösterilmeyen, EYOF ihaleleri tartışıldığında kendisini sıyırıp, bürokratını korumak adına dönemin Bakın Faruk Özak’ı topun ağzına atan, ulusal bir gazetede köşe yazmasına karşı her yazısında Trabzon’un bazı değerlerine sahip çıkarken bazı değerlerine ağır eleştiriler yönelten Sayın Mehmet Atalay. 

Ne diyor Atalay, olmaz, olamaz? Dağları ütüleyin, başka yerleri doldurun. 

Oldu, bir de dağları katlayıp mendil yapalım? 

Önerisi var mı? 

300 dönüm arazi şurada var buraya yapalım diyebiliyor mu? 

Hayır. Bunu demediği gibi kalkıp şehrin Bakanı Süleyman Soylu’ya karşı adeta orada başka emelleri olanlara alet olup bir örgütlenmeye çanak tutuyor. 

Sayın Atalay sormazlar mı size? 

7 Haziran Seçimlerinde, 1 Kasım seçimlerinde bastırılan seçim kitapçıklarında fotoğrafı ile birlikte projeler arasında Akyazı’da yer alan şehir hastanesine neden karşı çıkmadınız. 

Sormazlar mı? 

Eğer Milletvekili olsaydınız seçimde karşı çıkmadığınız bir meseleye vekil olunca nasıl karşı çıkacaktınız. 

Sormazlar mı? Trabzon’un arazi yapısını ne kadar biliyor sun? 300 dönümlük arazi başka nerede var. 

Siz hangi şehirden bahsediyorsunuz?

Evet bu şehir için zamanında verdiğiniz mücadeleler için sonsuz teşekkürümüzü ettik ve desteğimizi de sonuna kadar verdik?

Ama sormazlar mı? Akyazı’nın 400 dönümü spor kompleksi olarak düşünüldü diğer 500 dönüme ne planlamıştınız da, şimdi oraya yapılması neredeyse kesinleşen Şehir hastanesine karşı çıkıyorsunuz?
Nereye yapalım, hadi bağışlayın 300 dönüm arazi de Akyazı’ya sizin ve size fikir verenlerin istediği bir şey yapalım, 

Bağışlamayın mantıklı bir öneri yapın tartışalım. 
Böyle olmaz Sayın Atalay, böyle olmaz!

Diyelim bu şehir hastanesi sizin gayretleriniz ile Akyazı’ya yapılmadı, ve Rize’ye Giresun’a başka bir ile kaydırıldı. 

Bu şehre ne cevap vereceksiniz Sayın Atalay. 

Açıklamalarınızda ‘Bir hukuki engel olduğunu nasıl görmezler’ diyorsunuz. 

Akyazı yapılırken de bir hukuki engel yok muydu Sayın Atalay. 

Bu hukuki engel kanunlarla aşılmadı mı? O zaman aşılabilen engelin şimdi aşılmaması için neden dönemi AYM Başkanı Haşim Kılıç’ı zan altında bırakıyorsunuz, Trabzon’a yapılacak bir yatırımın engellenmesi için AYM’ye kadar göz kırpıyorsunuz. 

Eğer bu şehrin dostu iseniz ‘Yasalar çerçevesinde bunun bir çözüm yolu bulunur’ demek yerine neden toplumun gözü önünde şehre önemli bir katkı sağlayacak yatırım için yasadışı imajı veriyorsunuz? 

Hazıra konmayın demişsiniz, kimin hazırı, kimin babasının malı, Akyazı kimin sizin mi?  Kimin hazırı, yada buraya yapılacak yatırım kime hizmet edecek, buraya yatırım yapılmasını isteyenler kimler ki siz onlara hazıra konmayın deme  cüretini gösteriyorsunuz. 

Şehrin Belediye Başkanı, milletvekilleri, valisi, rektörü, birçok STK’sı şehir hastanesinin Trabzon’a kazandırmak için gayret gösterirken neden siz, neden 8 ay sonra, neden karşısınız Sayın Atalay. 

Siz eğer bu şehrin dostu olsanız, bu şehre bir yatırım yapılmasını isteseniz, birlikte seçim çalışması yaptığınız, birlikte aynı proje ile oy istediğiniz kişi ile görüşür, her yerde Trabzonlular kendi kuyularını kazar, kendi adamlarını eleştirir bakın Atalay’da şimdi şehrin bakanını toplum önüne atıp bunu yapıyor söylemlerinin önüne geçerdiniz. 

Seçim dönemi koltuk beklerken, milletvekilliği için Ankara’ları aşındırırken sustunuz da, Akyazı’ya şehir hastanesi projesi için oy istediniz de, o zaman Trabzon’a Trabzonspor’a ihanet olmadı da, şimdi mi 8 ay sonra mı Trabzon’u sağlık turizminde bölgenin çekim merkezi yapacak, başka alternatif yer bulmanın mümkün olmadığı bir yatırıma ‘Kesinlikle olmaz’ dağları ütüleyin, başka yer doldurun diye kıyameti koparıyorsunuz. 

Siz önce olimpiyat döneminde yapılan ve 4 sene bile dayanmayan o projelerin nasıl kabul edip teslim alındığının hesabını sorun. 
Övündüğünüz tesislerin, 5 senede nasıl çöktüğünün, o tesisleri kimlerin nasıl teslim aldığının, şimdi 5 senesi dolmadan tesislerin yeniden neden onarım ihalesine çıkarılıp devletin zarara uğratıldığının açıklamasını bu millete yapın. 

Biz bu şehirde yaşıyoruz sayın Atalay, sizde yaşadınız gittiniz? Ama buyurun sizde buyurun yaşayın, bu şehirde bir çivi çakmanın ne kadar zor olduğunu kendiniz anlatıyorsunuz. Peki şimdi yaptığınız ne? 

Trabzonspor’u kullanarak Trabzon’un değerlerini halkın önüne atmak. 
Yazıktır günahtır, bu şehir size sonuna kadar sahip çıkmıştır, bu şehrin milletvekilleri sizlere sonuna kadar sahip çıkmıştır, Trabzon basını sizlere her zaman değer vermiştir, farklı bir yere koymuştur. Hakeza bizde öyle. 

Ama Trabzon için gecesini gündüzüne katan, sabah namazlarından gece yarılarına kadar bu şehrin en samimi şekilde yüreğinde hissedip, el uzatan herkesin derdini dinlemeye çalışan, programdan programa yetişmek için, ekmek arası iki köfte ile Trabzon’da bir konuyu daha çözüme kavuşturmanın gayretini gösteren Trabzon’un bakanına bunu yapmayın Sayın Atalay. Evet biz makine boynumuzda takip ediyoruz, ve bu şehri sahiplenişini görüyoruz. Siz bunu oradan göremez hissedemezsiniz. Ama sizde bu şehri ve şehrin değerlerini sahiplenin lütfen. 

Adnan Günnar gibi, Muhammet Balta gibi, Ayşe Sula Köseğlu gibi, Haluk Pekşen gibi, Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu gibi, Ahmet Metin Genç gibi, Turgay Güngör gibi, o ilk günleriniz gibi, gazetecilik yaptığınız yıllardan, genel müdürlük yaptığınız dönemler gibi bu şehre sahip çıkın Sayın Atalay. 

Faruk Özak’sız, Erdoğan Bayraktar’sız günleri hatırlayın. Bu şehrin bakansız dönemlerini hatırlayın. Yetim bir çocuk gibi, Giresun’a, Rize’ye gelen bakanları karşılama memuru gibi havalanın da karşılayıp uğurlamaktan başka birşey yapamayan ve şehre bin şey kazandıramayan bürokratları, siyasileri biz gazetecileri düşünün. 

Giresun’un bakanı Trabzon’daki gazeteler değil Giresunlu gazeteciler haber geçsin diye Trabzon’a açıklama yapmadığı günleri biliyoruz Sayın Atalay. Bakansızlığın ne demek olduğunu sizler bizlerden daha iyi bilirsiniz.  

Bu şehrin bir bakanı var iken, kabinedeki onca bakana rağmen Trabzon’un bakanı her gün açıklamalarıyla, tespitleriyle, icraatlarıyla Türkiye’nin gündemine geliyor iken, 81 il beklerken haftanın iki gününü zaman zaman 3-4 gününü Trabzon’a ayırıp meseleleri jet hızıyla çözüme kavuşturuyor iken, kusura bakmayın ama bu şehre ve şehrin değerlerine ihanet derecesine varan açıklamalarınızın kabul görmesini sakın kimseden beklemeyen. 

Trabzon’un Trabzonludan başka dostu yoktur, bari siz bu şehrin değerlerini halkın gözünde düşman edecek açıklamalarınızla daha fazla düşman yaratılmasına vesile olmayın. 

Elinizi vicdanınıza koyun ve bu şehre yeni bir yatırıma vesile olun da bizde size Allah razı olsun diyelim.