İlk olması itibarıyla şehir protokolünün yoğun katılım göstermesi bekleniyordu. Katılım zengindi fakat Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, AK Parti’nin il başkanları toplantısı nedeniyle Ankara’daydı. Protokolde eksikler olsa da festivalin ruhunu eksiltmedi. Altın Taka’nın bu yılki hâli açık konuşalım: sınırlıydı. Ama bu bir eksik değil, bilinçli bir tercihti. Bu yıl bir “kendini sınama” yılıydı. Organizasyonun ayakları yere bassın diye yapılan ilk adımdı…
Uzun metrajlı filmler bu yıl yoktu. Sadece kısa filmler ve belgeseller yarıştı. Ama bu bir geri adım değil, bir hazırlık evresiydi. Çünkü seneye uzun metrajlar da devreye girdiğinde, Trabzon fiilen Türkiye’nin yeni uluslararası film festivali şehirlerinden biri hâline gelecek.
Asıl kazanım ise başka bir yerde… Samsun’dan Artvin’e kadar İletişim Fakültelerinde okuyan öğrenciler için bu festival büyük bir fırsat oldu.
Çünkü ilk kez kendi bölgelerinde bir film festivalinde yarışma şansı buldular. Bu çok kritik. İstanbul’da, Ankara’da, Antalya’da yarışmak kolay değil. Ama Trabzon’da sahne bulmak; Karadeniz’in genç sinemacıları için kapı araladı. Ve bu kapı bir daha kapanmayacak gibi görünüyor. Toplamda 400 başvuru…
Bu, “kimsenin ilgilenmediği küçük bir etkinlik” olmadığının kanıtı. Yılın son festivali olması da etkili oldu elbette. Ama buna rağmen bu sayı, organizasyonun karşılık bulduğunu gösteriyor.
Altın Taka bu yıl bir festivalden çok bir niyet beyanıydı. “Biz bu işi yapacağız” deme biçimiydi. Eksikleri vardı. Sınırlıydı. Protokol yoktu. Bütçe sınırlıydı. Ama doğru soruyu sormak lazım:
Bu iş hiç başlamasaydı mı iyiydi, yoksa böyle başlaması mı?
Politik güğüm der ki: İlk adım küçük olabilir ama yönü doğruysa, yol büyür. Altın Taka yola çıktı.Şimdi mesele bu yolu gerçekten büyütüp büyütemeyeceğimizdir.





