Şehrin bir gözlemcisi olması lazım diyorum, gönüllü denetçisi, Adım adım gezmeli, eksikleri görmeli, ilgileri uyarmalı.

Hele meydan parkının, kamera ile belediye tarafından an be an takip edilmesi lazım diyorum. 

Meydan Parkı’ndan sorumlu bir memurun, bir amirin olması lazım diyorum.

Teknolojinin bu kadar ilerlediği bir çağda, imkanların böylesine bol olduğu bir dönemde, başkaları görmeden şehirdeki olumsuzlukları şehri yönetenlerin görmesi gerektiği düşüncesindeyim.

2 Hafta önce Trabzon Meydan Parki ile ilgili bir makale kaleme aldım. Adım adım gezdim, fotoğrafladım, ve yayınladım.

Aradan geçen zaman zarfında ne yazık ki şehri yöneten kimselerin gözüne sokamadık bu olumsuzlukları.

Olumlu olumsuz birçok yorum aldım.

Hatta bir yorum çok ama çok dikkatimi çekti.

Küçücük şeyler bile sorun ediliyorsa iyi işler yapılıyor demektir.

Avrupa’yı kendine hedef koyan bir ülkeyiz değil mi?

Her gidip geldiğimizde ne diyoruz, ‘Adamlar yere sigara atmıyor, şehir meydanında çöpçü yok, her taraf pırıh pırıl, yaya geçidine ayağınızı attığınızda bütün arabalar duruyor v.b.

Giden insanlar nereleri geziyor, önce şehrin kalbini yani meydanını. Yanlış mı diyorum?

Gittiğiniz her ülkede, meydanında bir fotoğraf çekilmek, geziye çıkma amaçlarından biri değilmidir?

Şimdi yorumu yapan Ak Parti’li olduğunu düşündüğüm kardeşim. Öncelikle yazımı okuma zahmetinde bulunduğun için sana teşekkür ediyorum.

Şöyle bir düşün.   
Bugün dünya markası olmuş şehirleri gezip anlata anlata bitiremiyorsak, bunun sebebi oraya giden insanların her geldiklerinde hayretler içersinde yaşadıklarını ve gördüklerini anlatmasından ve o şehirlerin turist çekmek için koydukları disiplin ve insanları cezbedecek kültür miraslarının yanındaki görsel objeler değil mi?

Arabanı yanlış parket cezayı yersin, yere sigara izmariti at cezayı yersin, dükkanını önüne salatalık kasası koy cezayı yersin, otobüs durağına bisikletini parket cezayı yersin.
Ceza yiye yiye öğrendiler. Demek bu iş böyle oluyor.

Ama bizde, o başkanın adım, bu merkez ilçenin adamı, şu memurun halasının oğlunun dükkanı derken herkes keyfine göre şehri yönetiyor.

Yönetecek olan kişiler ise izliyor.

Şimdi sana soruyarım küçük şeyleri göremeyen büyüğünü isteyen Ak Partili kardeşim.

Yurtdışından şehrimize gezmeye gelen bir insan, kalkıp senin -----Erdoğdu yolunu duble yaptığını mı taktir eder ve kendi ülkesine gidip anlatır, Meydan parkında su hortumlarını, elektrik ve anten kabloları ile çevrelenmiş yeşilliği, kırılan taşları, lambaları mı eleştirir?

-Kanuni Bulvarı’nımı gezip helal olsun Trabzon çok güzel bir şehir der, meydan parkında boyacının modern tezgahının üzerine astığı beyaz atletini, o modern kulubüsenini üzerine attığı kartonu, yola fırlattığı terliklerini veya park içindeki pisliği mi eleştirip hatta fotoğrafını çekip alay edercsine paylaşır.

-Boztepe yoluna yaptığın tretuvarı mı kalır aklında, 2 de Meydan parkında tuvalet bulamadığı için ağacın dibinde ihtiyacını görmek zorunda kaldığı mı?

 

Sıkıntı nerde biliyor musunuz?
Biz dedik, biz uyardık, biz gördük.  Onlar göremedi. Kendileri bu hizmete isimlerini yazdırmaycak. Sıkıntı bu.

E sizde görün, sizde uyarın, kolluk sizde. Ama gelmiyorsunuz ki, görmüyorsunuz ki, bakmayı bilmiyorsunuz ki?

Hani Cüppeli Hoca’nın meşhur bir sözü var ya:

Gençken işim var, yaşlıyken çişim var. Prostat oldu camiye gelemiyor. Gençken gelme, ihtiyarken gelme, ölünce geleceksin musallaya. Soracak hoca; Nasıl bilirdiniz? Camide hiç görmedik ki herifi nasıl bilelim.

-El ense yatıp, biz göreceğiz başkan görsün millet ona oy verdi, sevabıda günahıda onun, zaten görmesek ne olur seçimi öyle yada böyle alırız diyorsunuz. Yada size yönetenler duygusal davranıp vya başka hesapların peşinde koşup bu düzenden memnun olduklarını müdahaleye gerek olmadığını düşünüyorlar.

Birde şöyle düşünenler var.

 ‘Bir gazeteci yazdı diye kalkıp iş mi yapacağız, şimdi biz burayı düzeltirsek diyecekler ki, bak basın yazınca yapıyorlar’

 

Korkuyorum bize en temiz şehir ünvanını görmeden verenler bir gün gelip şu caddelerde gezecekler ve bu ünvanı geri alacaklar diye.

Verdiğimiz rahatsızlıktan ötürü özür dileriz fakat bir zahmet yazanların emeğine saygınız yoksa bu şehrin yaşayanlarına saygınız olsun.

Basının görevi sizleri uyarmak, görmediklerinizi görüp çözüm üretmenizi beklemektir.

Meydan parkını güzelleştirseniz ne olur, güzelleştirmeseniz ne olur sorumsuzluğu belki sizleri rahatsız etmiyor olabilir ama beni çok ama çok rahatsız ediyor.
Trabzon Belediyesi’nin çöpçüsünden, müdürüne, amirinden memuruna. Ceketimizi koysak büyükşehiri ve Ortahisar’ı alırız düşüncesiyle herkes kendi koltuğunu taşıyacak yeri aramanın telaşına düşmüş. Ama o koltuklarını yerini belirleyecek olan Trabzon halkıdır. Bunuda bilmenizi isterim.