Yürüyüşün ardından açıklama yapan Furkan Lemahmutoğlu, “Gazze’de insanlığın gözleri önünde yaşanan katliam, artık hiçbir bahaneyle gizlenemez, örtülemez, meşrulaştırılamaz bir noktaya ulaşmıştır” dedi. Lemahmutoğlu, Han Yunus’taki Nasır Hastanesi’ne yapılan saldırıyı insanlık suçu olarak nitelendirerek, uluslararası topluma sessiz kalmamaları çağrısında bulundu.
Yapılan açıklamada;
"Bismillahirrahmanirrahim
Esselamu aleyküm ve rahmetullah.
Gazze’de insanlığın gözleri önünde yaşanan katliam, artık hiçbir bahaneyle gizlenemez, örtülemez, meşrulaştırılamaz bir noktaya ulaşmıştır. Uluslararası hukukun, savaş hukukunun, en temel insani değerlerin çiğnendiği bu süreçte katledilen sadece Filistinli çocuklar değildir. Katledilen, insanlığın ortak vicdanıdır.
25 Ağustos 2025’te Han Yunus’taki Nasır Hastanesi acil servis binası vurulmuş, en az 20 kişi hayatını kaybetmiştir. Ölenler arasında 5 gazeteci, 4 sağlık çalışanı ve bir sivil savunma görevlisi bulunmaktadır. Bu saldırı tek bir amacı hedef almıştır: Kurtarmak için koşan elleri, gerçeği yazmak için çalışan kalemleri ve hayata tutunmaya çalışan bedenleri yok etmek.
Gazeteciler susturulursa, gerçeği kim haykıracaktır? Gazeteciler öldürülürse, bizleri kim bilgilendirecek, hakikati dünyaya kim ulaştıracaktır? Gazetecilere yönelen saldırılar, sadece bireyleri değil, bütün insanlığın haber alma hakkını hedef almaktadır.
Saldırının niteliği, dünyada “çifte saldırı” olarak bilinen vahşi yöntemdir. Önce hastane vurulmuş, ardından yardıma koşan ekipler ve siviller ikinci bombardımanla hedef alınmıştır. Bu, apaçık bir savaş suçudur. Bu, apaçık bir insanlık suçudur.
Ne yazık ki bu yeni değildir. 13 Temmuz 2024’te El-Mevasi’de 90 sivil öldürüldü. 18 Ekim 2023’te Cibaliya’da, yaralı bir çocuğa yardım etmek isteyen kalabalık ikinci saldırıyla vuruldu, onlarca insan katledildi. 23 Mart 2025’te Refah’ta, aralarında BM çalışanlarının da bulunduğu 15 yardım görevlisi öldürüldü.
Gazze’nin her sokağı, her hastanesi, her kampı kanla ve enkazla doludur. Çocuklar gözlerimizin önünde ölmekte, anneler evlatlarının cansız bedenlerine sarılmakta, sağlık görevlileri canlarını ortaya koyarak görev yapmaya çalışırken öldürülmektedir.
Bu tablo karşısında bütün dünyaya sormak istiyoruz: Daha ne kadar susacaksınız? Daha kaç çocuk ölünce harekete geçeceksiniz? Daha kaç doktor öldürülünce “dur” diyeceksiniz? Daha kaç gazeteci hedef alınca gerçeğin öldürüldüğünü fark edeceksiniz?
Bugün artık gerçek apaçık ortadadır: Devletlerden umut kalmamıştır. İslam ülkeleri dahil hiçbir devlet Gazze için etkili ve cesur bir adım atmamaktadır. Kimi çıkarlarını korumakla meşgul, kimi sessizliğiyle zulme ortak, kimi de ikiyüzlü açıklamalarla suçu örtbas etmektedir.
Gazze için umut, artık sadece sivil inisiyatiflerdedir. Halkların vicdanında, erdemli insanların ortak iradesindedir. Bu noktada insanlığın önünde tarihi bir görev durmaktadır: 1897’de Basel’de toplanan Siyonist Kongre nasıl ki İsrail’in temelini attıysa, bugün de insanlık bir araya gelip tam tersini yapmalıdır. Dünyanın dört bir yanından halkların temsilcilerinin katıldığı Anti-Siyonist Kongre acilen toplanmalı, sadece söz değil, somut bir hareket planı ortaya koymalıdır.
Bu kongre, şunları içermelidir: İsrail’i ayakta tutan ticaret damarları kesilmeli, şirketler ve markalar ifşa edilmeli. İsrail’in yalanlarını boşa çıkaracak küresel medya ağı kurulmalı. Sokaklardan üniversitelere, işyerlerinden kültürel alanlara kadar halk inisiyatifleri örgütlenmeli. İsrail’in işlediği suçlar uluslararası mahkemelere taşınmalı, belgeler sistematik şekilde toplanmalı. Bütün vicdan sahipleri aynı masada buluşmalı.
Bugün Gazze için hazırlanan Küresel Sumud Filosu’nu selamlıyor, bütün yüreğimizle desteklediğimizi ilan ediyoruz. Bu filo, halkların vicdanının dalgalara yazdığı bir isyan, insanlığın ortak umudunun somut adımıdır. Gemilere binen her gönüllü, sadece Gazze’ye değil, bütün insanlığa nefes olmayı hedeflemektedir.
Artık mesele sadece Filistinlilerin meselesi değildir. Artık mesele sadece Müslümanların meselesi değildir. Artık mesele insanlığın varlık mücadelesidir. Çünkü İsrail’in saldırganlığı sadece Gazze’yi değil, bütün bölgeyi ve dünya barışını tehdit etmektedir. Nükleer silahların varlığı, deneysel silahların siviller üzerinde denenmesi, komşu ülkelere yönelik yayılmacı tehditler, insanlığın geleceğini karartmaktadır.
Bu nedenle bizler çağrımızı yineliyoruz: Gazze için, insanlık için, dünyanın geleceği için bir “Erdemliler İttifakı” kurulmalıdır.
Bugün Gazze’de öldürülen her çocuk, sadece bir ailenin değil bütün insanlığın çocuğudur. Hastanede parçalanan her beden, sadece bir halkın değil bütün dünyanın yarasıdır. Sessiz kalan her devlet, bu suça ortaktır.
Biz, bu basın açıklamasıyla ilan ediyoruz: Gazze’de yaşananlar savaş değil, soykırımdır. Dünya ya bu utancı durduracak ya da tarih önünde mahkûm olacaktır. Gazze için umut, devletlerin diplomasi masalarında değil, halkların meydanlarında, vicdanların haykırışındadır.
Bugün insanlık ya Gazze’nin yanında olacaktır ya da sonsuza kadar bu utançla anılacaktır.
Zalime öfkeyle, duayla ve boykotla kalın..." İfadeleri kullanıldı.












