Trabzon'daki nadide yerlere bir bakalım. Sümela Manastırı, Uzungöl, Ayasofya, Sera Gölü, yaylalar.

Ali Kemal Aktürk olmasaydı Maçka'nın hali ne olurdu? Mekanı Cennet olsun. Allah nur içinde yatırsın. Peki biz ne yaptık Ali Kemal Aktürk'e? Suyunu kestik. 3-5 kuruş için rahmetliye olmadığını ettik. Ne oldu başımız göğe mi erdi. Ne kazandık? Sonuç olarak, Aktürk'ün yaptırdığı tesisler ve oteller olmasa Maçka bir hiç, Sümela Manastırı'na gelen turistin konaklayacağı doğru dürüst bir motel bile yok. Siyaset, fitne fesat, başarıyı kabullenmemek ve ödüllendirmek yerine saçma sapan cezalar. Büstü dikilecek adamdır Maçka'ya. Ali Kemal Aktürk şimdi aramızda yok. Ama aramızdayken yaptıkları ile Maçka dünya sıralamasında bir ilçe. Artık Aktürk'e yaşamında veremediğimiz vefayı ödemenin zamanı gelmed mi?

Ayasofya Müzesi… Kapısında basit bir çay bahçesi, brandalı çadırlarla dolu ufolu bir kafe… Etrafı yıkık, şantiye gafulluk kaldı. Bekle babam bekle… Yok o oda ben yaparım demişte, proje çizilecekte, uygulanacakta… Bekle babam bekle. Birileride etrafını imara açmanın gayreti içindeymiş. Varsa böyle bir şey gerçekten yuhhh. 

Sera Gölü, mükemmel bir tesis, mükemmel bir doğa… Uzungöl kadar nezih ama bir türlü kıymeti bilinmeyen bir doğa harikası. Devletin hep yan gözle bakdığı dışladığı, ama işletme sahibinin hep mücadele ettiği bir mekan. Bir doğa harikası. Ama gelde anlat. Sayın Valimiz Recep Kızılcık göreve geldiği tarihlerde basın mensupları ile Trabzon'un değerli bu tür müesseselerinde biraraya gelmek için büyük çaba sarfetmişti. Zigana Yörük Çadırı ilk olmuştu. Sihirbaz bile getirmişti Sayın Valimiz.  Ama o yaptı, öyle kaldı. Yine siyasiler bildik yerlerde bildik menfaat gruplarına kazandırma çabasıyla Trabzon'daki birçok işletmeyi hiçe saydı.

Yaylaları hiç sormayın, yazın kasap, kışın ulaşılması güç, yolları kapalı, tesis sahiplerinin isyan ettiği ama her turizm toplantısının baş gündem maddesi… Her gelen iktidarın laf dolaması…

Ya Boztepe… Otel yapılacaktı fiyasko, Sayın Asım Aykan Şelale yapacaktı… Fiyasko… Helikopter pisti yapılacaktı ki luzümsuz bir vaat ti, o da…. Fiyasko… Bu arada Sayın Aykan Belediye başkanlığı döneminde Maçka deresinde kayıkları yüzdürecekti. O da Fiyasko çıktı. 2 dönem vekillik yaptı bu işi bir kere bile gündeme getiremedi. Yakında HES'ler yüzünden balıklar susuzluktan ölecek ve biz Maçka deresinden kayık değil araba ile gidebileceğiz.

Boztepeye dönersek… Her akşam Ali Şükrübey Parkı'nın önündeki araç kuyruklarını görünce mutlu oluyorum.  İnsanlar sohbetini ediyor… Çayını yudumluyor, nargilesini tüttürüyor. Dev ekranlarda maçını izlerken birde Trabzon'u izliyor şöyle kuş bakışı. Işıl ışıl… Rengarenk. Hele birde limana girmek için sıra bekleyen bir kaç geminin ışıltısı insanı mest ediyor. Hemen yukarsındaki Boztepe Restaurant'a gelen Hülya Avşar'ın, İbrahim Tatlıses'in "Türkiye'nin en nezih mekanı. Bura insan kaynamalı sözleri" geliyor akıllara. Trabzon'un Boztepe'si en büyük çekim merkezi. Ama ne yazık ki siyasilerin ve bürokratların sırtını döndüğü, küstüğü, ihanet ettiği, terk ettiği kendi haline bıraktığı bir mekan.

Adamlar tuvalet yapacak… Olmaz… Burası SİT alanı dokunmayın…

E mescit yapacağız namaz kılmaya yer yok… Burası SİT alanı dokunmayın…

E şu kızlar manastırının oraya doğru arazi genişlesin gelen insanlar geri dönüyor…  Siz dokunmayın biz buraya proje yapacağız…

Yağmur, fırtına, turistler geliyor, mekanlar kısıtlı prefabrik bir şekilde üstünü kapatılam… Olmazzzzz. Dokunmayın, çalışmayın. Yasak. Ceza kezeriz.

E yapın o zaman kardeşim projenizi. Millet sizin keyfinizi mi bekleyecek. Ben neden Boztepe'ye gittiğimde oturacak yer bulamıyorum. Aracımı park edecek alan bulamıyorum. Ne proje yaparsınız, ne yapana destek olursunuz. Ancak korku imparatorluğu.  Yıkarız, ceza keseriz. Kapatırız. E Çukurçayır Trabzon'un anasını ağlattı. Seller, heyelanlar…  Ne yapabildiniz. Bakakaldınız. Kesseydiniz cezayı, kapatsaydınız belediyeyi. Gücünüz küçük balığa yetiyor. Zaten oda büyüğe yem oluyor değil mi?

Trabzon'un değerli Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu ve ekibi. Bu işlerin sürümcemede kalması, ne belediyeye, ne de Trabzon'a bir fayda sağlar. En kısa sürede Boztepe'deki işletmelerle biraraya gelinip oradaki trafik, altyapı ve tesislerin ihtiyaçları konusunda fikir birliğine varıllmalı. Oradaki işletmelere standartlar getirilmeli. Ayasofya ile ilgili yapılan ve yapılacak çalışmalar kamuoyuyla paylaşılmalı, İmara açılmak istenmesi hususunda bir durum var ise bu belirtilmeli yoksa yalanlanmalı. 

Kalkınma Mahallesi'ndeki işletmelerin yolu kesilmemeli, önü açılmalı. Eğer Tanjant yolu üzerindeki bir mekan bahçesini cam ile kapatabiliyorsa, Uzunsokaktaki bir işletme prefabrik branda ile yeni istihamın, yeni müşteri kitlesinin yeni katma değerin önünü açabiliyorsa… Bırakın bu milleti, eğer kimseye yoksa zararı ve eğer gerçekten nezih mekanlara kavuşacaksa bu şehir. Açın Trabzon'daki işletmeler ve işletmecilerin önünü. Uğraşacaksanız, bilim adamlarının dahi kabullenemediği Çukurçayır'daki o imar rezaletini önleyin. Şu parke taştan kurtarın Trabzon halkını. Meydandaki çin seddini indirin. Yıldızlıgüven'e, Forum AVM'ye kavşaklar açarak bu işletmeleri rahatlatmanın çarelerine bakın. Varlıbaş AVM'nin açık otopark alanını büyütecek projelere destek olun. Kazandırın, kazanın. Her geleni kaçırıyoruz. Yetmedi mi bu şehre ihanet ettiğimiz, yetmediği mi şehirdışına kaçırdığımız işadamları. Yetsin artık. Bitsin artık. Bu şehre ihanet etmyelim.