Trabzon’da bir süredir “Ekolojik Köprü” ismiyle gündemde…
Şehir güzel bir yatırım kazandı...
Estetik kattı mı? Evet,
Ulaşımı rahatlattı mı? Evet…
Ama gelin görün ki işin adı, yapılan işten daha çok tartışılır hâle geldi.
Çünkü köprü ‘Ekolojik mi? Değil mi?’

Evet ekolojik köprü, hayvanların hayatını da koruyan ekolojik sisteme katkı sağlayan köprülerdir...
Trabzon’da ekolojik köprü alanı neresi denilirse şüphesiz herkes dere boyu uzanan istinat duvarları, yaylalar, Sümela yolu der...

Çünkü oralarda gerçek bir sorun var:
Hayvanlar suya nasıl ulaşacak?
O duvarları nasıl aşacak?
Doğal yaşam nasıl devam edecek?

Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç de yaptığı paylaşım da ekolojik ifadesini kullanmadı. Çok da önemli bir ifade değil diye düşünüyoruz.

Başkan Genç, “Ganita ile Pazarkapı’yı birbirine bağlayan yeni köprümüzü ve Hanife Hatun Camii’nin yanında yer alan Minia Mescid-i Aksa projemizdeki çalışmaları yerinde ziyaret ederek incelemelerde bulunduk.
Şehrimizin estetiğine, tarihine ve manevi dokusuna değer katacak projelerimizi hayata geçirmeye devam edeceğiz” diye yazdı.

Bırakın ismi köprünün güzelliğini görün... İsim üzerinden yürütülen tartışmayla burayı gölgelememek lazım.

Trabzon’da özellikle sahil yolundaki bütün üst geçitler bu şekilde yapılmalı.
Soğuk demir parçaları değil, doğayla uyumlu, hem bisiklet, hem yaya yollarının kullanabilceği köprüler olmalı.

Unutmayalım.
Trabzon’da bir çok şehidimizin adı bu üst geçitlerde yaşatılıyor.

O üst geçitlerin şehitlerimizin adına yakışır şekilde dekore edilmesi, daha uygun olmaz mı?
Öte yandan Ekim ayında başlayan Kudüs Parkı, yani Minia Mescid-i Aksa Projesi de hız kesmeden devam ediyor. Proje tamamlandığında Türkiye’de bir ilk olacak.

Bu noktada şehre ayrı bir değer katacağı da kesin…