Taraftar da diri tutulmalı..!

Artık yeni dönem futbol mantığında her ne kadar takım taraftarlığı gönül ve özveri işiyse, kulüplerin taraftara dönük sponsorluğu da var.

Dünya kupası bunun bir örneği.

Koca koca büyük firmalar, ülke federasyonlar ile iş birliği yaparak, yüzlerce, binlerce taraftarı dünya kupasına getiriyor. Yediriyor, içtiriyor. Yatırıyor.

Artık, süreç bu yöne doğru evirildi.

Mesela, Acun Ilıcalı takımını Antalya’ya getirdi. Kombine alan taraftarlar arasında 100 kişiyi de Antalya’da misafir ediyor. Kombine mükafatı olarak.

Hal böyle olunca, Trabzonspor ile yapılan hazırlık maçında, kombine avantajlı taraftarlar tribünde yer aldı. Trabzonsporlular ise kapıda kaldı.

Artık, Trabzonspor’da özellikle özverili sorumluluk taşıyan taraftarlarına belli avantajlar sağlamalı.

Bunu da ülkede yapan ilk takım olmalı.

PEKİ NE YAPILABİLİR?

Trabzonspor özellikle kombine alan taraftarlarına, forma hediye edebilir.

Bazı deplasmanlara kura çekerek, kombine sahibi taraftarların maça davet ederek getirebilir.

TS Club’dan belli rakamın üzerinde alış veriş yapanlara, ekstradan bir hediye verebilir.

Taraftar futbolcu  buluşması yapabilir..

Bu konuda çok fikir üretilebilir. 

İlk aşamada benim aklıma gelen bunlar.

Gelelim madalyonun bize bakan yüzüne

Trabzonspor kamp tarihinde belki de bir ilk yaşanıyor.

Yönetimden kimse kampta yok

Danışman Ali Kemal Denizci var.

Peki, doğru mu?

Bence değil.

Yönetimden biri mutlaka orada olmalı.

Her anlamda.

Anında bir kriz yaşanır, o yönetici olaya müdahale eder.

Mesela taraftar hazırlık maçı için otele dayandı.. Kimse onlarla muhatap olmadı.

Oysa, bir yönetici olsa, o taraftarın gönlünü alın, işi tatlıya bağlardı.

Kamp demek her en her saniye, yönetimi ilgilendirecek bir kriz yaşama anıdır. Yönetimi temsilen bir  yöneticinin olması yaşanacak krizi büyütmeden çözer.

Başka gerekçeler için de gerekli.

Mesela, kamp yapılan şehrin mülki amiri, kampı ziyaret etmek ister. Yönetici yoksa, kimle muhatap olacak.

Mesela, kamp yapılan otelde futbol odaklı bir sempozyum yapılır, Trabzonspor buradayken onları da davet edelim derlerse Trabzonspor’u kim temsil edilecek

Mesela, kampta bir sorun oluştu, yönetim kimden rapor alacak?

Yönetimsiz kamp bana göre Avcı’nın kulübü, baştan aşağı teslim aldığının kanıtıdır.

AÇ”lık ne demek?

Muhalefet, özellikle ilk öğretim çağındaki çocukların okula aç geldiklerini, okul kantinlerinden alış veriş yapamadıklarını iddia ediyor.

Bu iddia büyükşehirlerde kısmen olabilir.

Kısmen de olması, koca bir ayıp.

Peki, Trabzon’da da okula aç giden öğrenci var mı..?

Orta öğretimde, taşımalı eğitim kapsamındaki 26 bin öğrenciye sıcak yemek verildiğini Milli Eğitim açıkladı.

Çok iyi, çok güzel.

Peki ya taşımalı eğitim dışındakiler.

Üç önemli okulda (İsmini vermiyorum) ben bir araştırma yaptım.

Trabzon’da metropol şehirlerdekinin aksine öyle “Aç” öğrenci yok.

Niye?

Çünkü, Trabzonlunun köyü var. Temel gıda maddelerini oradan sağlıyor. Okul önündeki bazı fırın ve lokantalar de ihtiyaçlı öğrencileri okul yönetimlerince tespit etmişler, ücretsiz beslenmelerini sağlıyor. 

Bu Beşirli’de yapılıyor.  

Bir de Trabzon’un en iyi yönü, yardımlaşma var. Konuştuğum öğrencilerin çoğu, benim amcam, dedem, dayım okul masrafımı karşılıyor dediler.

Hakikaten Aç olan var mı..?

Rastlamadım.

Ama rastladığım bir kitle var.

Üniversite öğrencileri.

Aç değil ama yeterli beslenemiyorlar.

Ve burada bütün görev Büyükşehir ve ile ilçe belediyelerinde. Onlarda sıcak yemek verme konusunda iki arada bir derede. Verseler, öğrenciler aç  söylemlerine dolaylı destek vermiş olacaklar. Vermiyorlar, üniversite öğrencileri hakikatten yeterli beslenememelerine temel oluşturuyorlar.

Hadi ulu orta, açıktan gıda yardımı yapmayın. 

O zaman, devreye gençlik merkezleri sokulmalı.

Gençlik Merkezleri ne güne duruyor.

Merkezlerin bir bölümünü yemekhaneye çevirebilir siniz?

Bu çocuklar 20 yıl sonra..!

Fotoğraftaki manzara meydan parkında her an ve saat yaşanıyor.

Mülteci çocukları.

Bir an için şöyle düşünün.

20 yıl sonra bu çocuklar, Trabzon’da ne olacak?

Valla ben diyemiyorum, siz deyin.

Demografik yapımız ile ilgili bazı endişelere bu fotoğraf tam anlamı ile hak veriyor.

Trabzon sokakları da korkarım, 20 yıl sonra tehlikeli sokaklar haline gelecek.

Bu çocuklar okulda olmalı.

Bu çocuklar devletin kontrolünde yaşamalı.

Bu çocuklar topluma entegre edilmeli.

Bu çocukları sokağa böyle bırakan aileleri ciddi şekilde uyarılmalı.

ZAYTUNG

Emekliye yılbaşı ikramiyesi olarak düşünülen 30 cm.lik çam ağacı ve bir kutu tombala, oy çokluğu ile meclisten geçti...