61SAAT HABER SERVİSİ - "Kadıralak yaylasına gittim dün. Gitmez olaydım” diyerek yazısına başlayan Çavga, "Sözde koruma altına alınmış alanda o güzelim çiçeklerin üzerine park eden araçları, farklı noktalarda kurulmuş canlı müzik sahnelerini, horon halkalarını, her köşe başından çıkan mangal dumanlarını, izdihamı, kalabalığı, düzensizliği ve birçok aksaklığı gördüm. Trabzon ve Tonya Yıldız çiçekleri, çiğdemler, çuha çiçekleri ve daha nice bilinmeyen endemik ve diğer  bitkilerle bezeli muhteşem ötesi bir doğal güzelliğe sahip güzelliğin nasıl yok olmaya terk edildiğini gordum. Altyapı ve üst yapının, insan hareketlerinin , yaylanın taşıma kapasitesinin  planlanmadığını gördüm” dedi. 

Bölgede yöre halkının kendi imkanları ile bir düzen kurmaya çalıştığını ifade eden Çavga, "Koruma altına alınmış bir alanda korunmasız-savunmasız kalan çaresiz doğayı, çiçekleri, yayla halkını gördüm.
Yöre halkına ve belediyenin gayretini de gördüm. Kontrolsüz ancak kendi imkanları ile bir düzen kurmaya çalışmışlar.” ifadelerini kullandı. 

Çavga, sözlerine şu şekilde devam etti: "Görünen o ki Kulaklara hoş gelen ve beyanatlara etkileyicilik kazandıran! sürdürülebilir turizm ve eko turizm kavramlarını artık ciddi anlamda ele almamız gerekmektedir. Kadıralak yaylası ve benzeri doğal güzelliklerimizin sonunun her fırsatta  eleştirilere maruz bıraktığımız Uzungöl ve Ayder gibi olmaması için devlet devletliğini, turizmci turizmciliğini halk halklığını yapması gerekmektedir.


Devlet uzungöl ve ayder de vaktinde yapması gerektiğini yapsa idi şuanda ayder ve uzungöl de kentsel dönüşümü tartışmıyor olurduk. Kentselini mentselini bilmem. Bildiğim bir şey var ki nasıl dönüştürürsen dönüştür orjinaline, doğalına dönüştüremezsin” 

Konuyla ilgili bir de öneride bulunan Çavga, "Bundan sonra Kadıralak yaylası ve benzeri doğal güzelliklerimizde düzenlenecek etkinlikler kesinlikle ve kesinlikle Trabzon Valiliğinin himayelerinde Turizm il müdürlüğünün onayına sunulmalıdır. Gerekli koruyucu tedbirler alınmadan hiçbir yerde festival izni verilmemelidir. Yayla şenliği, festival vb. etkinliklerle doğal ve koruma altındaki alanlarımızın zarar görmesinin önüne geçilmelidir. Belediyeler, milli parklar ve ilgili kurumlar bu hassasiyetin öncelikle farkına varmalıdır. Bilinmelidir ki bölgemizin turizm geleceği için bu alanlarımız olmazsa olmazdır.


Her ne kadar bu bölgelerin korunması 1.derecede turizm il müdürlüğünün görevi değil gibi görünse de bölge turizminin gelişimi için önem arz eden bu alanların korunmasında turizm il müdürlüğü 1. Derecede sorumlu konumuna getirilmelidir. Sayin valimiz acil olarak ilgili tüm kurumlar, yararlanıcılar, STK ları bir araya toplayarak Kadıralağı sürdürülebilir koruma ve turizmmin geleceğini masaya yatırmalıdır.
Sürdürülebilir turizm için Tüketecek değil koruyup yaşatacak önlemleri almamız gerekli” diyerek bitirdi.