35 yıldır KTÜ Farabi Hastanesi’nde Patoloji Teknisyeni olarak görev yapan 55 yaşındaki İbrahim Yılmaz’ın rutin muayenesinde, PSA (Prostat Spesifik Antijen) değeri yüksek olduğu fark edildi. 

Bunun üzerine ileri düzeyde araştırma amacıyla yapılan prostat biyopsisiyle hastaya Prostat Kanseri tanısı konuldu. 

Anestezi Bölümü hazırlıklarının tamamlamasını takiben hastaya Doç. Dr. İlke Onur Kazaz ve Dr. Öğr. Üyesi Fatih Çolak’ın başında bulunduğu ekip tarafından “Laparoskopik Radikal Prostatektomi” ameliyatı başarıyla yapıldı. 

ktü5-1

KONFORLU BİR TEDAVİ YÖNTEMİ

Doç. Dr. İlke Onur Kazaz  “Uyguladığımız bu kapalı yöntem sayesinde hastalar, 2-3 günlük hastane yatışı sonrası taburcu olabilmektedir. Hastalarımızın ameliyat sonrası ağrıları minimum seviyelerde olduğu için bu yöntem gayet konforlu bir tedavi şekli olarak öne çıkmaktadır. KTÜ Farabi Hastanesi Üroloji Kliniği’nde “Laparoskopik Radikal Prostatektomi” ameliyatlarını 2012 yılından beri büyük bir özveri ve disiplinle sürdürmekteyiz.” dedi.

AMELİYAT SONRASI TABURCU OLDU

Ameliyat sonrası şifayla taburcu edilen İbrahim Yılmaz “Erkeklerde prostatla ilgili şikâyetlerin yaşa bağlı olarak arttığını biliyordum. Doç. Dr. İlke Hoca’ya rutin kontrol için gittiğimde Prostat Kanseri olduğumu öğrendim. Önerilen kapalı ameliyatı gönül rahatlığıyla oldum. Bu kadar kolay bir süreç olacağını tahmin etmiyordum. Emeği geçen tüm mesai arkadaşlarıma teşekkür ederim. Risk grubundaki yani 45 yaşın üzerindeki tüm erkeklere başta Üroloji olmak üzere rutin sağlık kontrollerini düzenli yaptırmalarını tavsiye ediyorum.” dedi.

ktü4

PROTSAT, ERKEKLERDE EN SIK GÖRÜLEN 2. KANSER TÜRÜ

Doç. Dr. İlke Onur Kazaz, konu hakkındaki açıklamasında “Prostat Kanseri, tüm dünyada erkekler arasında ikinci sıklıkta görülen kanser türüdür ve kansere bağlı ölüm sebepleri arasında beşinci sırada yer alır. Prostat Kanseri; prostat dokusunu oluşturan bazı hücrelerin anormal seyir göstererek tümör yapıları oluşturması sonucu meydana gelir. Kanserler, prostatın sadece bir kısmından gelişebileceği gibi birden çok kısmında da gelişebilir. Genellikle 65 yaş üstünde görülen bu hastalık, erken dönemlerinde hiçbir belirti vermeyebilir. Fakat tedavi edilmezse zamanla büyüyerek idrar kanalına baskı yapabilir. Böyle hastalarda idrar yapmayla ilgili bazı şikâyetler meydana gelebilir. Tanı ve tedavide geç kalınmış bazı hastalarda kanserli dokular prostat içinde sınırlı kalmayıp etrafındaki dokulara yayılım (metastaz) gösterebilir.

ktü3-3

Üroloji Polikliniği’ne, idrar yapma güçlüğü sebebiyle gelen ya da tarama amaçlı bakılan PSA değerinin yüksek olan hastaların Prostat Kanseri olabileceğinden şüphelenilir. Şayet hastada PSA yüksekliği olmaksızın parmakla yapılan prostat muayenesinde, prostatta herhangi bir anormallik saptanması durumunda da Prostat Kanseri şüphesi ortaya çıkar. Bu hastalara, prostat biyopsi işlemi önerilir. Prostat biyopsisinin patoloji sonucunda kanser çıkması, hastaya Prostat Kanseri tanısını konmasında belirleyici olur. Biyopsi sonrası patoloji sonucu ile polikliniğe gelen hasta, öncelikle genel durum ve ek hastalıklar, geçirdiği cerrahiler açısından değerlendirilir. Hastalığın yayılımını değerlendirmek için evreleme görüntülemeleri istenmelidir. Uygun hastalara açık ya da Laparoskopik Prostat Kanser ameliyatı önerilir.  Ameliyata uygun olmayan ya da ameliyat olmak istemeyen hastalar Radyoterapi (Işın Tedavisi) açısından değerlendirilir.” ifadelerine yer verdi.

ktü2ktü-12