61saat.com'un 20 Mayıs tarihli Politik Güğüm köşesinde yer alan haberde şu ifadelere yer verildi:

AK Parti Trabzon Milletvekili ve TBMM Kültür ve Turizm Komisyonu Başkanı Adil Karaismailoğlu’nun başkanlığında geçtiğimiz günlerde Trabzon’da turizm toplantısı düzenlendi...

Toplantının yankıları sürerken en dikkat çeken çıkışlardan biri, CHP’li Beşikdüzü Belediye Başkanı Cahit Erdem’den geldi.

Erdem, yapılan toplantıya ne kendi belediyesinin ne de ilçesinin diğer temsilcilerinin davet edilmemesine sert tepki gösterdi. Açıklamasında Beşikdüzü’ndeki teleferiği örnek göstererek şu ifadeleri kullandı:

“İlgililere sesleniyorum… Beşikdüzü’ndeki teleferik, Trabzon’da son 20 yılda yapılan tek turizm yatırımıdır. Bakanlığın devasa bütçelerine rağmen parasal anlamda yapamadığı bu yatırımı Beşikdüzü Belediyesi yapmış ve işletmektedir. Ekonomik zorluklara rağmen bu yatırımı ayakta tutmak için büyük çaba sarf ediyoruz. Ancak ne belediye başkanı, ne kaymakamı, ne TÜRSAB temsilcileri, ne de fahri olarak sektöre katkı sunan STK’lar toplantıya davet edilmedi.”

Belediye Başkanı Erdem, bu durumu eleştirerek, karar alma süreçlerinde kapsayıcılık çağrısı yaptı:

“Trabzon’da gerçekten turizme hizmet etmek ve katkı sunmak istiyorsanız, kendiniz çalıp kendiniz oynamayın. Yatırımlara bir bakın, yatırımcıların sesine kulak verin. Bizlerin misafiri olun, ne düşündüğümüzü bir dinleyin, önerilerimize kulak verin. Görevlerinizi bizlerin basın yoluyla size anlatmak zorunda kalmamamız gerekiyor. Benden söylemesi…”

Cahit Erdem’in sözleri, sadece bir sitem değil, aynı zamanda bölgesel turizm politikalarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğine işaret ediyor. Trabzon gibi doğal ve kültürel zenginliği yüksek bir şehirde, kamu ve yerel yönetimler arasında sağlıklı bir diyalog kurulamaması, potansiyelin heba edilmesi anlamına gelir. Özellikle Beşikdüzü gibi turizme somut yatırımlar yapmış ilçelerin bu tür toplantılarda dışarıda bırakılması, sadece yerel yöneticileri değil, yatırımcıları ve turizm emekçilerini de küstürebilir.

Erdem’in açıklamaları, “katılımcı yönetim” anlayışının sadece seçim dönemlerinde değil, karar alma süreçlerinde uygulanması çağrısı gibi oldu.

Şimdi gözler, bu açıklamaya karşılık Kültür ve Turizm Komisyonu ile ilgili kurumların nasıl bir yanıt vereceğinde.

20-8