Türk Eğitim-Sen Trabzon Şube Başkanı Coşkun Dilber, 2014’ten itibaren bu sürecin derinleştiğini ve bugün gelinen noktada liyakat ilkesinin tamamen devre dışı bırakıldığını vurguladı.

Dilber, “2014’te esas kıyım yapıldı” sözleriyle başladığı açıklamasında süreci şöyle anlattı:

“Yakın tarihteki değişimlerde dahi tablo değişmiyor. Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı’na Araklı İlçe Milli Eğitim Müdürü getirildi. Araklı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne de Eğitim-Bir-Sen’in Araklı temsilcisi atandı. Eski temsilci mi kalsın yeni mi atansın diye konuştular, yeni temsilciyi atadılar. Hiçbir tercih hakkı yok, dar bir kadro tarafından yönetim yapılıyor. Şube müdürleri sınavla geliyor ama eskiden mülakatta çok kişi elenirdi. Şimdi sınav puanına geçildi, çok fazla eleyemiyorlar. Ancak diğer tüm tercihler aynı sistemle yapılıyor.”

Dilber, bu durumun kişisel çıkar ya da dar bir çevrenin etkisiyle değil, sistematik bir anlayışla sürdürüldüğünü belirterek şunları ekledi:

“Elazığ’a giden Milli Eğitim Müdür Yardımcısının gidiş nedeni de aynı; orada İl Milli Eğitim Müdürü olan kişinin sendikal geçmişi. Bize gelen yeni milli eğitim müdürü de İstanbul’da yine aynı sendikanın çalışmalarını yürüten bir isim. Araklı’ya ilçe milli eğitim müdürü diye verdikleri kişi de Eğitim-Bir-Sen’in ilçe temsilcisi. Bu etik olarak doğru değil.”

Trabzon’un insan kaynağı açısından zengin bir şehir olduğunu vurgulayan Dilber, “Trabzon’da yurtdışında akademik düzeyde insanlar var, davet edin gelsinler. Gelmezler mi? Gitmezler mi? Ama siz dar bir kadroyla belli bir yere mensubiyet üzerinden yönetim yaparsanız bu liyakat olmaz” dedi.

Proje okullarına yapılan atamaları da eleştiren Dilber, “Proje okullarına yönetici alımlarında da aynı tabloyu gördük. Tercihli, keyfi atamalar yapıldı” ifadelerini kullandı.

Bu tabloyu zaman zaman Vali ve İl Milli Eğitim Müdürü’ne ilettiklerini söyleyen Dilber, sürecin Trabzon yerel yönetiminin de ötesinde olduğunun altını çizdi:

“Vali Bey tetkik edeceğini söylüyor, Milli Eğitim’in yaptığı işleri de büyük ölçüde onaylıyor. Ancak bu, Vali Bey’i de aşan bir durum. AK Parti içinde de bu konuda rahatsızlık var, vekiller de aynı şeyi söylüyor ama sonuç değişmiyor. Çünkü bu dar mensubiyet alanı bir iktidar yükü taşıyor. Milli Eğitim Bakanlığı adeta Milli Eğitim dışından yönetiliyor. Akşam beşten sonra çeşitli çay ocaklarında mutabık kalınan konuların ertesi gün resmi yazı haline getirilmesi kabul edilemez.”

Dilber, Trabzon’daki 18 ilçeden yalnızca Vakfıkebir hariç 17’sinde aynı sendika mensuplarının yönetici olmasının “hayatın doğal akışına aykırı” olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu kadar dar bir kadroyla bu kadar çok ilçeyi aynı hiyerarşik silsileden yönetmek mümkün değil. Kariyer ve liyakat esaslı bir anlayıştan tamamen uzaklaşıldı. Trabzon insanı liyakati hak ediyor.”