Biz kamu görevlisiyiz. Kamu görevlileri toplumun ödediği vergilerle, toplumun ihtiyaçlarını, sosyal bir devlette başta eğitim, sağlık, sosyal güvenlik olmak üzere kamu hizmetini yürütmekle yükümlü kişilerdir. Bizden şunu istiyorlarsa yapmayacağız arkadaşlar. Hükümet memuru olmayacağız. AK Kadrolardan olmayacağız. İş güvencimizi hiç kimseye teslim etmeyeceğiz. Bundan vazgeçmeyeceğiz. Bütün bunları, buradan bir kez daha ifade edeyim. Bugün iktidarda bulunan AKP Hükûmeti üyelerinin çocukları ve torunları için de istiyoruz. Herkes için istiyoruz.
Kentimizin yakın tarihinde tanıklık etmediğimiz, bu kararı erteleme kararını, bir utanç vesikası, Türkiye demokrasisi açısından utanç vesikası olarak değerlendiriyoruz. Sayın Vali karar vermelidir. Bu ülkede ki yurttaşların tamamının güvenliğinden, esenliğinden, Anayasal Temel Hak ve Hürriyetlerini kullanmalarına uygun bir şehir yaratmakla yükümlüdür.
Mevzuatı kenara koymakla, Anayasa’da tanımlanan haklarımızı engellemekle yükümlü ve vazifeli değildir. Eğer bize şu ifade deniliyorsa, “Trabzon güvenlik şehir değildir”, “Trabzon’da kamu düzeni yoktur” sayın vali çıkıp bunu kamuoyuyla paylaşmalıdır. Trabzon halkı kendi kendine sahip çıkmasını hiç kuşkusuz bilir. O nedenle bu türden darbe dönemi uygulamalarıyla bu toplumu karşı karşıya bırakmak hiç kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum” dedi.