Tarım sektörü insanların beslenmesi, ekonomiye katkısı ve ihracat kapasitesi bakımından önem taşımaktadır.Özellikle Avrupa birliğine uyum sürecinde, kırsal alandaki sorunların tespit edilmesi ve çözülmesi öncelikli sorundur.Üretimde bulunan çiftçilerimizin , iç ve dış pazarlar için üretim yapar hale gelmeleri , daha iyi gelir düzeyine kavuşabilmeleri açısından üretim kaynaklarının çeşitlendirilerek kullanılması her yönüyle çok önem taşımaktadır.Onun için sürdürülebilir üretim , kalkınma gibi eylemlerin temelini ilin mevcut kaynaklarının, fırsatlarının ve önündeki engellerin (Kısıtların) analiz edilmesi koşuluyla  kaldırılması yönünden ele alınmalı ve hayata geçirilmelidir.Bu temelde varolan potansiyel ortaya çıkarıldığında verimli kullanılmasına yönelik stratejiler, projeksiyonlar ve projeler belirlenerek çiftçilerin önüne konulmalıdır.

Daha bağlayıcı bir yaklaşımla ; kurum, kuruluş, üniversite, sivil toplum örgütleri ve özel sektör temsilcilerinin katılımları sağlanarak tarımın kısa, orta ve uzun vadede kalkınma faaliyetleri planlanarak problemler yerelde ćözülmelidir.Bu çerçevede ilde yaşayan 816 bin ve gelecekte gittikçe artacak nüfusun yaşam standardını yükeltmek için ciddi bir sorun yaşanmaması bağlamında ihtiyaçlar tespit edilerek çözüme kavuşturulması gerekmektedir.Ancak; Tarımda bir üretim planlaması olmadığı için eskiden yürürlükte olan ve çiftçinin geleneksel kültüründe varolan aynı zaman da talep gören üretimden uzaklaşarak "tek tip üretime" doğru gidilmektedir.

Konvansiyonel tarım aşırı kimyasalların kullanıldığı(Gübre, İlaç Katkılı yemler vs.)  bir model olup; girdi fiyatlarının artması sonucu çiftçi tarımdan uzaklaşmakta ve gıda 'ya erişim gittikçe tüketiciyi zor duruma sokmaktadır.Daha açıkçası bu yöntem aşırı kar marjına dayandığından toplumsal karşılığı, insanların refahı ve alım gücü gibi hususlar tamamen gözardı edilmektedir.Neticede bu süreç içerisinde en büyük zararı toprağın cansızlaştırılması ile toprak görmekte ve elde edilen gıda maddelerini kullanan insanlarda zaman içerisinde ciddi ssğlık sorunları yaşamaktadırlar.

Son yıllarda iklim kaosuda dikkate alındığında burdan kaynaklansn üretim azlığını telafi etmek için aşırı kimyasallara baş vurulması tarımın çeşitlilikten çıkıp tek bir cinsle ürrtim yapılması sonucu dışarıda kalan alanların bir daha geri kazandırılamayacak şekilde elden çıkması toplumun üretimsizliğe doğru hızlı bir gidişin göstergesidir.Onun için emperyal bir proje olan tek tip üretimden kaçınarak çok çeşitli(Polikültür) tarıma yönelmekte ciddi faydalar bulunmaktadır.
 

İLİMİZ TARIMINDA NELER OLUYOR; 

●--Zamanla hayvancılığın azalması sonucu kendisine yetwrli olan ilimizin hayvansal ürünlerin çok önemli bir kısmını dışardan alıyor olması,

●-- Meraların bakımsızlık va amacı dışında kullanımlarından dolayı ve talan ediliyor olmaları karşısında engel olunmsması,

●-- Kuş gribi gerekçe gösterilerek kırsal kesimin geleneksel kültüründe sınırlıda olsa varolan yumurta tavukculuğunun bidirilmesi,

●-- Ata tohumunun yasaklanarak ithal (Hibrit)  tohumdan üretim yapmanın zorunlu hale getirilmesi,

●-- Kamuya ait süt ve balık unu yağı fabrikaları özelleştirme adı altında satılması,

●-- Kırsal kesimde bir sektör haline gelen kültür balıkçılığının(Yavru, Yem , İlaç, Malzeme vs.) aşırı artması ve HES(Hidro Elektrik Santralı)  lerin kurulmasıyla  su sıkıntısı çekilmesi sonucu bir çok üretim tesisinin kapanması,

●-- Hayvan beslenmesinde ciddi öneme sahip çayır alanlarının tamamen ağaçlık ve fundalığa dönüşerek elden çıkması, 

●--Tütün( 12bin dönüm ürwtim alanı) 'ün yasaklanarak insanların başta geçim kaynağı olmsk üzere yıllardır devam ettirdikleri üretim kültürüne son verilmesi ve bu alanlarda çiftçinin başka bir üretim yapması konusunda teşvik edilmemesi sonucu bu alanların tarım yapılamaz şekle dönüştürülmesi,

●--Sebze üretim alanlarının imara açılması sonucu aynı alanların tütünde yaşanan duruma düşürülmesi, neticesinde ilimiz insanının sebze ihtiyacının tamamına yakın kısmının dışardan karşılanır hale gelmesi, 

●--Son yıllarda tekelleşme sürecine giren üreticiyi ve tüccarı(Toplayıcı,Kırıcı,Aracı vs.) benzeri dıger kesimlerin yaşadığı sıkıntı yüzünden fındığın başına gelenlerin önlenememesi. 

Trabzon da kala, kala fındık alanları ve kısmen çay alanları kalmış olup; bu durum tamda konvansiyonel bir manzara aynı zamanda da emperyal zihniyetin istediği bir projedir.Bugün itibariyle 816 bin nüfusu sadece fındık ve az miktarda çay üretimi gibi iki ürüne sıkıştırmak ve zamanla Trabzonda tek tip üretimi hakim kılmak isteyenlerin arka planları pek şeffaf görünmemektedir.Onun için Trabzonun iç dinamikleri (Kurum, Kuruluş sivil toplum örgütleri ve Siyasiler) bir an önce harakete geçerek tek tip üretime doğru gidişattan kurtulup eskiden olduğu gibi ürün deseni çeşitlilik ihtiva eden üretime geçmeyi sağlamalıdırlar.Yoksa elimizdeki fırsatlar bittiğinde çare üretmekte imkansızlaşacaktır.

ÜRETİM TOPLUM İÇİNDİR ÜRETMEYEN TOPLUMLAR BATARLAR.