Trabzon küçük bir şehir, nerede ne oluyorsa hemen duyulur, konuşulur, tartışılır, dedikodu yayıldıkça yayılır, haber yapılır. 

Yetkililer ortalığa düşer; bu haberi kim yaptı, neden yaptı, niye yaptı, kim yaptırdı, kim yazdırdı. 

Olay doğru mu halk için şehir için bir zararı var mı, yok mu? İlk düşünülmesi gereken konu bu iken hemen telefon ile gazetecileri aşağılama, tehdit etme, küçük görme, hakaret etme cihetine giden bazı yöneticiler yok değil. 

Biz şehirdeki bürokratlar gibi, veya seçilmişler gibi günü birlik değil, daimi bir şehir hassasiyetini, planlamasını ısrarla tekrar etsek de günü kurtarmaya yönelik icraat ve açıklamaların ötesine geçemiyoruz.

Çünkü bürokratın gözü makamda, kulağı Ankara’da atamalarda. Nasıl olsa yarını yok. Bugün herkese şirin olayım yeter!

BİZ GEREKENİ YAPIYORUZ SİZ DE YAPIN

Trabzon’un sorunlarını kaleme aldığımızda, yerel yöneticilerden genelde ‘Hiç mi iyi bir şey yapmıyoruz’ sitemini alıyoruz. Zaten sadece bizim yayın organımızda değil Trabzon’un tüm basın yayın organlarında her gün servis ettiğiniz hizmet odaklı bir değil birden fazla haber yer alıyor. Bu noktada Trabzon basını hak edilenden fazla titizlik gösteriyor.

Bir hizmetin haberini 10 kere yayınladığımız oluyor. Yani biz iyi yaptıklarınızı fazlasıyla görüyoruz ama yapmanız gereken ve aciliyeti olan konuları atladığınız, görmediğiniz, bu konularda ekibinizce bilgilendirilmediğiniz için sizlere katkı sağlamaya çalışıyoruz. 

-Trabzon’un bugün en büyük en önemli, en ‘Yeter artık’ dedirten iki ana sorunu trafik ve dilenci sorunudur.
 
Dilenciler artık insanlardan para istemek yerine zorla para alma, ısrarla kavgaya sürükleme gasp olayına kadar gitmektedir. Kavşaklarda küçük küçük çocuklar araçların önüne atlayıp trafik güvenliğini ve kendi canını tehlikeye atmaktadırlar. 1 tane Suriyeli bu nedenle can vermiştir.  

Biz bunu defalarca yazsak da, aldığımız en ciddi açıklama ‘Ne yapalım kamplar doldu, biraz katlanmak zorundayız’ şeklinde oldu. 
Artvin’den bir esnaf arkadaş geldi, bizim orada böyle görüntüleri barındırmaz önce halk karşı çıkar dedi. 

Rize’den o kadar kavşaktan geçtik bir tanesinde böylesine yoğun bir kavşakta 10 dilenci çoluk çocuk anne baba göremedik. 

Göz göre göre devlet eliyle dilencilere müsaade eder pozisyonunda bir şehir olduk. 

Meydan esnafı ile sohbet ediyoruz, ‘Dilenciler zabıtalarla yan yana geziyor’ sözüne takıldık. 

Oturduk bir restorantın önünde gerçekten de zabıtalar gezer iken masamıza tam 1 saatte 8 dilenci geldi. Kimisi Suriyeli, kimisi Antep’ten, kimisi Ağrı’dan. 

Turistlere illallah dedirten dilenciler insanların çantasına kadar uzanıp insanı yediği yemeğe pişman eder duruma getiriyor. 
Gelelim trafik meselesine, Trabzon’da trafik sorunu yoktur diyenler milleti ahmak yerine koyuyor demektir. 

Trabzon’da artık sadece şehir içi değil Karadeniz Sahil Yolu’nda da, trafik sorunu sadece yazın değil kışında baş göstermiştir. 

Fakat sorun genelde yolların yetersizliğinden ziyade yollardaki kavşak ve trafik düzenlemelerinin yetersizliği plansızlığından kaynaklanmaktadır. 

Trabzon’da kavşaklar, trafik ışıkları, sorun çözmek değil sorun yaratmak üzere adeta dizayn edilmiş. 

40 sefer söyledik, Çömlekçi’deki tünel çıkışı kavşağını günün belli saatlerinde veya tamamen kapatın dedik, haklısınız diyen yerel yöneticilerin yüzde 90’ı ‘Halk biraz daha bu konuda ısrar gösterirse belki olabilir’ diye garip bir açıklama yaptı. 

İnanın böyle sistemsiz, beceriksiz bir trafik düzeni daha bir yerde rastlamadım desem yalan olmaz. 

Biz iki yıldır Kaşüstü ile ilgili bas bas bağırıyoruz, ama her olayda ikiye bölünen şehir trafik konusunda da aynı parçalanmışlığı gösterdi. 

Yok Karayolları üstten dedi, belediye alttan dedi, mühendis hemzemin dedi. 

Kardeşim en kötü karar kararsızlıktan iyidir. Önünüzde Reşadiye gibi rezil bir tablo var iken Kaşüstü’ne de tabi ki böyle bir ucubeyi dikmeyi düşünmez kimse. Düşünmüşse de yanlış düşünmüştür.

Fakat her ne ise. 

Kaşüstü acil olarak başlamalıdır, nasıl olacaksa, nasıl çözülecekse. 

Yarını düşünülerek hesaplanıp başlanıp bitirilmelidir. 

Ankara’da Melih Gökçek her ay yeni bir viyadüğü, alt veya üst geçidi hizmete açarken biz 2 senedir Kaşüstü’ne ne yapacağımızın kararını veremedik. 

Nedeni tek ama tek nedeni o öyle istiyorsa bende böyle istiyorum. 

Kanuni Bulvarı ne oldu, plansız başlandı, para bitti, yol durdu. 

Değirmendere kavşağı, sağlı sollu parklar yüzünden insanları illallah ettiren bir yer haline geldi. Evet buralar ile ilgili planlamalar var ama ne zaman. 2023’te mi? 

Yapılacak, ihaleye çıkacak, çözülecek. Yaptık, ettik, bitti dediğimiz neresi var? 

Gelelim Trabzon Meydanı’na. Burada koca koca şehirlerarası otobüslerin ne işi var. 

Yurt dışına gittiğinizde hangi meydana koca otobüsle giriyorsunuz. Sizi 1 kilometre yürütüyorlar. 

İki tane tabela koyup merkeze otobüs çıkışını yasaklayamıyorsanız, polisler ile zabıtalar ile bir meydanı kontrol altına alamıyorsanız... Bu koca şehri nasıl... nasıl düzenleriz, dizayn ederiz. 

Büyükşehir Belediye Başkanımız Sn. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’na konuyu aktardığımda ‘Zaten meydanda park etmeleri, merkeze girmeleri yasak’ demişti. Peki Suluhan’ın önünde koca tur otobüsünün yarım saat beklemesini hiç mi bir zabıtanız veya bir polisimiz görmüyor. 

Lütfen Sayın Başkan, eğer kadrolarınıza iş yaptıramıyorsanız, veya yetersiz kişileri istemeyerek bir yerlere getirmek zorunda kalmışsanız,  bu halk her zaman sizin arkanızda seçimlerde durduğu gibi durur, bıçağı vurun ve kangren olan kadrolarınızdan kurtulun ve bu şehri meydanımızı kurtarın. 

Şehir meydanında her taraf şantiye, çöp toplama sistemine itibar etmeyen esnaf yüzünden kaldırımların üzeri leş gibi kokan çöp bidonları ve torbalarından görülmüyor, kaç tanesine ne kadar ceza kesildi diyoruz cevap yok, trafik berbat, şoför esnafı korna işinden vazgeçemediği ve bu konuda tam eğitilemediği için inanılmaz bir gürültü kirliliği var. 

Gazipaşa, Cumhuriyet Caddesi, PTT önü, meydan parkı civarı, Tanjant’ın meydana olan girişi, Çömlekçi Taşbaşı’nın Meydan’a olan bağlantısı. Her gün buralarda insanlar birbiri ile kavga ediyor. 

Buralardaki görüntüleri bir gün 17.30 da çıkın ve yarım saat izleyin. Bize inanın hak vereceksiniz.  
KAMUYA ÇEKİ DÜZEN VERİLMELİ 

Trabzon Valisi Sayın Yücel Yavuz. Trabzon’da bürokrasinin başısınız. Geldiğiniz günden bu yana yaptığınız her işte destekçiniz olacağımıza söz verdik, şehir için atacağınız her iyi adımda yanınızda, her kötü adımda karşınızda olacağımızı söyledik.  

Evet zamanlama biraz kötü oldu, pek icraata yönelemediniz. 

Takip ettiğimiz kadarıyla da samimiyetiniz, ciddiyetiniz ve otoriter tavırlarınız ile şehre sahip çıkıyor, iyi şeyler yapma gayreti gösteriyorsunuz. 

Darbe girişimi ve sonrasındaki performansınızı birkaç kez de taktir ettik. Halk da sizi çok sevdi. 

Ama bu bürokraside bir çeki düzene artık ihtiyaç var. 

Size şehirde konuşulan bazı iddialardan bahsedeyim. 

Siyaseten bazı kadrolara yerleşmiş insanlar, kimi işe 10.00’da gider, kimi gitmez, kimi Cuma günü 10.00’da namaza gidiyorum diye işyerinden ayrılır bir daha akşam imzaya gelir. Mesai konusunda bir laçkalık sözkonusu olduğu yönünde şikayetler var.  

Bunlar bizim kulağımıza gelen şikayetlerin bazıları. Bu konuda valilikteki şikayet kutularının, il müdürlüklerindeki şikayet kutularının sayısı arttırılmalı var olanlar gözden geçirilmeli. Nizami olarak kontrol edilmeli.

Ayrıca Trabzon Valiliği internet sitesi daha aktif, güzel oldu, buradaki dilek ve şik
yet bölümü ön plana çıkarılmalı. İnsanlar Trabzon özelindeki şikayetlerini BİMER gibi sizlere de iletebilmeli. 

OKULLARDA BAĞIŞ VE PARA İŞİ 

Eğitim öğretim sezonu yaklaştıkça, kayıt parası çılgınlığı alıp başını gidiyor, ayrıca bağış ve servis araçları konusunda da Milli Eğitim Müdürlüğü’nün standart bir fiyat kilometre başına belirlemesi gerekiyor. 

Bir partili bir okul müdürünün yanına gidip bu okulun servisini bu arkadaş çekecek diyememeli. 

Veya okul müdürü servisi çeken kişilerden aylık 100 TL-150 TL para talep ediyormuş. Okul aile birliğine alıyoruz diyormuş. 

Yani o servisçi okula o parayı veriyorsa bunu öğrenciye yansıtmayacak mı? 

Neden öğrencinin sırtına sırf müdürün istediği para veya kişi yüzünden daha fazla bedel konulur, eğitim öğretim kurumlarındaki bu tür suiistimaller velileri de sor durumda bırakmaktadır. 

Sağlık noktasında özellikle devlet hastanelerinde medikal cihazlara ihtiyaç duyulan alanlarda bazı doktor, sekreter veya görevlilerin, kişileri belirli özel sektör firmalarına yönlendirdiği yönünde şikayetler alıyoruz. 

Tabi ki burada tek tek insanların başına memur dikemezsiniz, ama gelen şikayetlerin en ciddi şekilde soruşturulup özel sektörde haksız rekabete yol açan vatandaşı da tek fiyata alternatifsizliğe zorlayan kişiler hakkında gerekli idari işlemin anında yapılması gerekir. Aksi taktirde bu işin önünü alamayız. 

Adalet kavramı ortadan kalkar ve özel sektör arasında anarşi başlar. 

Yine, bazı devlet kurumlarına eski yeni bazı siyasi parti yöneticilerinin ihale için sık sık gittiği, ihalelerin belli kişilere davetiyeyle verildiği söylentileri çaycının bile dilinde. Bu konular önemli Sayın Valim. 
Gelelim asayiş meselesine, Trabzon’da bir asayiş sorunu var mı derseniz, evet rakamlara bakıldığında, ekiplerin olaylara müdahale hızına samimi gayretlerine bakıldığında yok.

Fakat Trabzon’da gizli bir şeyler oluyor. İnsanlar borç batağında tefecilerin elinde canlarına kıyıyorlar. Gizli tefecilik Trabzon’un kanayan yarası, Ve yıllardır bu böyle. Bunun önüne geçmeliyiz. Bunun önüne geçemezsek daha belki de yüzlerce insanımız tefeciler yüzünden canına kıyacak yüzlerce aile dağılacak. 

Asayiş noktasında bu konu çok ama çok önemli.