Memur-Sen Trabzon İl Temsilcisi Mehmet Kara, kamuda ücret politikalarına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Kara, toplu sözleşme sürecinin hemen ardından üst düzey bürokratlara yönelik maaş iyileştirme girişimlerinin, Türkiye’de “bürokratik oligarşinin zaman zaman devreye girdiğini” açıkça gösterdiğini söyledi. Bu tür adımların, toplumun geniş kesimlerinin yaşadığı ekonomik sıkıntılardan kopuk bir anlayışı yansıttığını vurgulayan Kara, “Bu girişimler hükümete atılabilecek ciddi bir darbedir” ifadelerini kullandı.

Kara, sendika olarak bu tabloya karşı net bir duruş sergilediklerini belirterek, söz konusu girişimlerin Cumhurbaşkanı’nın da desteğiyle şimdilik geri püskürtüldüğünü, ancak Ankara’daki bürokratik yapının sahadan, özellikle de Trabzon gibi şehirlerde yaşayan vatandaşların gerçeklerinden uzak olduğunun görüldüğünü dile getirdi.

“Rakamlar Artıyor Ama Alım Gücü Artmıyor”

Açıklamasında maaş artışlarının alım gücüne yansımadığına dikkat çeken Kara, Aralık ayından itibaren yapılan zam müdahalelerinin, Ocak ayında oluşan ücret dengesini kısa sürede bozduğunu söyledi. “Bir standart oluştuğunda, bu standardın birkaç ay içinde erimesi kabul edilebilir değil” diyen Kara, Türkiye genelinde açıklanan enflasyon verilerinin, şehirlerin kendine özgü hayat pahalılığını yeterince yansıtmadığını ifade etti.

Emeklilik Sistemi ve EYT Eleştirisi

Emeklilik meselesinin yıllardır çözülemeyen yapısal bir sorun olduğuna işaret eden Kara, mevcut ücret düzeyi nedeniyle birçok çalışanın emekli olamadığını belirtti. Çalışma dönemindeki gelirle emeklilik sonrası gelir arasındaki keskin düşüşün ciddi bir caydırıcılık oluşturduğunu vurgulayan Kara, EYT düzenlemesi gündeme gelirken bu başlığın yeterince tartışılmadığını söyledi.

“Dünyanın hiçbir yerinde 10–15 yıl çalışıp 40 yıl maaş alınan bir sistem sürdürülebilir değildir” diyen Kara, çalışan–emekli dengesinin bozulduğunu, bu durumun uzun vadede sistemi daha kırılgan hale getirdiğini ifade etti.

Toplu Sözleşmeye Neden İmza Atılmadı?

Kara, Memur-Sen’in toplu sözleşmeye neden imza atmadığını da net bir şekilde açıkladı. Taleplerinin, emekliliğe yansıyan kalemlerin güçlendirilmesi ve çalışanlar arasında oluşan ücret dengesizliklerinin giderilmesi üzerine kurulu olduğunu belirten Kara, hükümete bu doğrultuda kapsamlı bir zam skalası sunduklarını söyledi.

Ancak bu talepler karşılanmadan, kısa süre sonra üst düzey bürokratlara yönelik iyileştirme adımlarının gündeme gelmesini “adalet duygusunu zedeleyen bir tablo” olarak değerlendirdi.

“Sorun Para Değil, Dağıtım”

Kamuda çalışanlara ayrılan toplam kaynağın az olmadığını vurgulayan Kara, asıl sorunun bu kaynağın adil ve rasyonel biçimde dağıtılmaması olduğunu dile getirdi. Ücretlerin; hizmetin niteliği, riski ve atanma şartları dikkate alınarak düzenlenmesi halinde, emekliler dâhil olmak üzere çok daha geniş bir kesimin memnun edilebileceğini savundu.

Bu noktada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’na önemli sorumluluklar düştüğünü ifade eden Kara, sendika olarak bu konuda somut çalışmalar yürüttüklerini ve çözüm üretmeye devam edeceklerini belirtti.

Denetim Vurgusu: “Sadece Kamuya Değil, Piyasaya da”

Açıklamasının sonunda denetim mekanizmasına dikkat çeken Kara, alım gücünün korunabilmesi için piyasada fiyat denetimlerinin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Aynı ürünün farklı noktalarda ciddi fiyat farklarıyla satılabildiğini belirten Kara, denetimlerin sadece kamu çalışanlarına değil, doğrudan sahaya ve piyasaya da yönelmesi gerektiğini ifade etti.

Kara, sosyal devlet anlayışının gereği olarak önümüzdeki dönemde, özellikle 2026’dan itibaren emeklilik sistemi ve gelir dağılımı konusunda daha kapsamlı adımlar atılması gerektiğini sözlerine ekledi.