Trabzon’un Araklı ilçesinde otel ruhsatı için izin alamadığı gerekçesiyle, çatısına kurduğu ses sistemiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sesini yankılatan turizmci konuyla ilgili açıklama yaptı.
Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin açıklamasına yanıt veren Avni Bey Otel İşletme Sahibi Murat Sezgün, görüşme yaptığı Daire Başkanlığında kendisine yönelik ağır hareketlerde bulunulduğunu söyledi.
27 Mayıs tarihinde CİMER’e, 28 Mayıs tarihinde de Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu kaydeden Sezgün, bahçede 30 dakika polis beklediğini şahsın kendisine kullandığı son cümlenin ise ““Ben burada olduğum sürece o oteli sana kimse açtıramaz” olmuştur” şeklinde olduğunu ileri sürdü.
EKSİK VE TARAFLI BİLGİ VERİLMİŞTİR
Sezgün, “Trabzon Büyükşehir Belediyesi tarafından şahsım ve işletmem hakkında yapılan basın
açıklaması, gerçeği yansıtmamakta olup kamuoyunu yanıltıcı niteliktedir. Söz konusu açıklamaya cevaben bu metni hazırlama gereği doğmuştur. Bahse konu açıklamada, hukuki süreçler, teknik durumlar ve yatırımın geçmişi ile ilgili olarak kamuoyuna eksik, çarpıtılmış ve tek taraflı bilgi verilmiştir. Tüm proje; yapı ruhsatı, iskan belgesi, itfaiye raporu ve diğer yasal izinlerle birlikte tamamlanmış, kamu otoritelerinin bilgisi ve denetimi dahilinde yürütülmüştür” dedi.
2018’DE 1 MİLYON 800 AMERİKAN DOLARI…
Sezgün, açıklamasında oteli 1 milyon 800 bin Amerikan Doları turarında yatırımla yaptığını ifade ederek, “Tarafımdan, Trabzon İli Araklı ilçesine değer katmak ve bölgedeki konaklama ihtiyacını karşılamak amacıyla, 2018 yılında T.C. Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü’nce 26.02.2018 tarihli ve 135672 sayılı Yatırım Teşvik Belgesi düzenlenmiştir.
Bu teşvik kapsamında, yaklaşık 1.800.000 USD (Bir milyon sekiz yüz bin Amerikan doları) tutarında yatırımla, sıfırdan otel olarak projelendirilen yapı için, 08.06.2018 tarihli ve 2018/62 sayılı yapı ruhsatı Araklı belediyesince düzenlenmiş ve inşaat ruhsata uygun şekilde başlatılmıştır.
Yapı, 2020 yılı içerisinde tamamlanmış olup, 04.09.2020 tarihli ve 2020/53 sayılı yapı kullanma izin belgesi (iskan) tarafıma verilmiştir. Sonrasında, 03.03.2022 tarihli ve 23/329317 sıra numaralı işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı ile otelimiz yasal olarak faaliyete geçmiştir.
Bu süreçte, yapı ruhsatına, projeye ve iskana aykırı hiçbir işlem yapılmamış; otelimiz üç yıl boyunca herhangi bir teknik ya da idari sorun yaşanmaksızın, eksiksiz şekilde hizmet vermiştir” ifadelerini kullandı.
SEHVEN YAZILMIŞ YANLIŞ YAZILMIŞ OLABİLİR
Şubat ayında gerçekleştirilen denetimle ilgili olarak ise Sezgün, “Ancak, 10.02.2025 tarihinde Trabzon Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen denetimde, binada ikinci yangın merdiveni bulunmadığı gerekçesiyle ve bazı eksikliklerin varlığı öne sürülerek, sadece bir kontrol formu düzenlenmiştir. Söz konusu forma
göre, yangın sistemlerinin bazılarının otelde olmadığı belirtilmişse de, tarafımızdan sorulduğunda
“sehven yanlış yazılmış olabilir” yanıtı alınmıştır. Her şeye rağmen belirtilen eksiklikler derhal giderilmiş; 28.03.2025 tarihinde yeni denetim için başvuru yapılmıştır.
NİSAN AYINDA ÖNCEKİ EKSİKLİKLERE EK OLARAK 17 EKSİK DAHA…
10.04.2025 tarihinde düzenlenen yeni raporda, önceki eksikliklere ek olarak 17 yeni eksiklik daha tarafımıza iletilmiştir. Bu durumun nedenini öğrenmek ve açıklık getirmek amacıyla otel müdürümüz, Trabzon Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Önleme Şube Müdürlüğü’ne gitmiş; ancak burada alaycı bir üslupla karşılandığı, şahsıma telefonla bildirildiğinde, İlgili kurumu arayarak
kurum ciddiyetine yakışmayan bu davranış tarafımdan da dile getirilmiştir. Görüşme kayıtları, HTS incelemeleriyle tespit edilebilir niteliktedir. 10.04.2025 tarihli raporda yer alan tüm eksiklikler de tarafımızca tamamlanarak, 20.05.2025 tarihinde tekrar denetim talebinde bulunulmuştur.
20 ODALI ONAYLANDI, 15 ODAYA DÜŞÜRÜLDÜ
Bu çerçevede, 26.05.2025 tarihinde Trabzon Büyükşehir Belediyesi’ne bizzat giderek; binamızın yapı ruhsatlı ve iskanlı olduğunu, iskan belgesine göre otelimizin 20 odalı olarak onaylandığını, ancak yeni yangın yönetmeliğine göre bu sayının 15 odaya düşürüldüğünü, Anayasa'nın 2. maddesi uyarınca kazanılmış hakkımın ihlal edildiğini, bu konuda idari olarak ne yapılabileceğini öğrenmek amacıyla yetkililerle görüşme talep ettiğimi belirttim.
“SÖZÜM KESİLEREK… "
Bunun üzerine, 27.05.2025 tarihinde saat 09:00 için, İtfaiye Daire Başkanı’ndan tarafıma randevu alındı. Aynı gün, 08:40 civarında İtfaiye Daire Başkanlığı binasına giderek 09:00’da görüşmeye katıldım. Ancak, görüşme esnasında Başkan tarafından sert bir tavırla karşılanmış; binamızın yapı ruhsatlı ve iskanlı olduğunu, iskan belgesine göre otelimizin 20 odalı olarak onaylandığını söylemeye başladığımda, daha ilk cümlelerimde sözüm kesilerek, “Kes sesini be! İlk kelimen iftira, devletin kurumunu kötülemek!” ifadeleriyle üzerime gelinmiş; kendisine bu üslubun bir
kamu yöneticisine yakışmadığını ve etik kurallar çerçevesinde olması gerektiğini ifade ettiğimde, şahsıma yönelik ağır hakaretlerde bulunmuştur.
Konuşmanın tamamı ve ayrıntıları, 27.05.2025 tarihli CİMER başvurumda, Kamu Görevlileri Etik Kurulu, Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsmanlık) ve Trabzon Büyükşehir Belediyesi nezdindeki şikayetlerimde ve 28.05.2025 tarihli Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı başvurumda detaylı şekilde yer almaktadır.
“POLİS ÇAĞIRMASI GEREKTİĞİNİ BİRÇOK KEZ İFADE ETMİŞ BULUNMAKTAYIM”
Söz konusu kamu görevlisi, hakaretlerini sürdürerek beni makamından kovmaya çalışmış, bunun üzerine kendisine burasının bir devlet kurumu olduğunu, beni kovamayacağını ve kolluk kuvvetlerini, polisi çağırması gerektiğini birçok kez ifade etmiş bulunmaktayım.
Ancak sekreterine çağrı yaparak, güvenlik personellerini çağırmasını ve beni zorla dışarı atmaları talimatını vermiştir; bu esnada fiziki müdahale tehdidi ile karşı karşıya bırakılmışım, varsa güvenlik kameralarıyla teyit edilmesi mümkündür.
“30 DAKİKA BOYUNCA BAHÇEDE POLİS BEKLEDİM"
Odasından ayrıldıktan sonra yaklaşık 30 dakika boyunca bahçede polis beklemiş bulunmaktayım. O esnada Trabzon Büyükşehir Belediyesi’ni arayarak, randevu aldığım yetkilinin şahsıma karşı kullandığı hakaret ve tehdit içeren ifadelerini sözlü olarak iletmiş, 1-2 saat içerisinde de yaşananları yazılı olarak bildirdim.
HTS kayıtları ve TİKOM başvuruları incelenerek ulaşılabilir. Başkanın odasından ayrılırken şahsıma kullandığı son ifade ise; “Ben burada olduğum sürece o oteli sana kimse açtıramaz” olmuştur.
İKİNCİ YANGIN MERDİVENİ YAPILDI ODA SAYISI 15'E DÜŞÜRÜLDÜ
Bu ifadenin anlamı, 29.05.2025 tarihinde gerçekleştirilen denetimle açıkça ortaya çıkmıştır. Denetim heyeti içerisinde üst düzey yöneticiler de yer almış; otelin eksikliklerinin neredeyse tamamı giderilmiş olmasına rağmen (ikinci yangın merdiveni yapılmak sureti ile oda sayısı 15’e
düşürülmüş olarak ), bu defa ilave 15 eksiklik daha tespit edilmiş, ayrıca oda sayısının 10’a düşürülmesi gerektiği sözlü olarak tarafımıza iletilmiştir. Söz konusu değişiklik, açık bir keyfiyet ve kurumsal baskı anlamı taşımaktadır. Tarafımıza rapor henüz sunulmamıştır.
MAKAMINI KULLANARAK TAFIMA YÖNELİK GERÇEKLEŞTİRDİĞİ…
Tüm bu süreçte, kamu gücünü elinde bulunduran bir görevlinin, makamını kullanarak tarafıma yönelik gerçekleştirdiği hakaret, tehdit, fiziksel saldırı teşebbüsü, görevi kötüye kullanma ve kamu gücünü baskı ve tehditle kullanma fiilleri açık bir şekilde suç teşkil etmektedir.
Araklı Belediyesi’nce ruhsatlandırılmış, projeye uygun şekilde tamamlanmış ve iskan verilmiş bir yapıya, yönetmelikler nedeniyle, faaliyetten men edilmesi ve bu gerekçeyle mühürleme işlemi uygulanması, açıkça hukuka aykırı ve kazanılmış haklara zarar verici niteliktedir. 2018 yılında proje onaylanmadan önce ikinci yangın merdiveni ihtiyacı tarafımıza bildirilmiş olsaydı, inşaat sürecinde bu ihtiyaç rahatlıkla karşılanabilirdi. Ancak bugün itibarıyla hiçbir çözüm imkânı kalmamış durumdadır.
Yani Yangın Yönetmeliği’ne uymaya çalıştığımızda mevcut olan 20 oda şimdide 10’a düşecek, 10 oda kaybımız olacak, iskana aykırılık oluşacak, Turizm Bakanlığı yönetmeliğine aykırı bir yapı haline dönüşeceğiz. Diğer taraftan, iskana ve bakanlık yönetmeliğine uyduğumuzda ise bu kez İtfaiye Yönetmeliği’ne aykırı bir bina olduğumuz gerekçesiyle faaliyetimiz durdurulmaktadır. Sonuç olarak; her iki durumda da hiçbir türlü kazanımı olmayan, ticari, hukuki ve kurumsal zararı büyüyen bir çıkmaz içerisindeyiz.
ŞAHSIMA VE İŞLETMEME SADECE MAL EDİLMESİ…
İlgili Belediyelerin yapmış olduğu hatanın şahsıma ve işletmeme sadece mal edilmesi, oluşan zararın bana yüklenmesi; ne vicdana ne de etik kurallara uygundur.Yapmış olduğum eylem, otelin açık veya kapalı olması ile alakalı bir süreç değildir, yapılmış olan eylem; Devletin makamını meşgul eden Kamu Görevlisinin hizmet etmekle mükellef olduğu vatandaşa karşı sergilemiş olduğu tavrı protesto etmektir.
Yapılan Eylemde kullanılan sözler tamamı ile Cumhurbaşkanımızın Kamuoyu önünde söylenmiş olan sözleridir. Sayın Cumhurbaşkanımızın 26.05.2025 tarihinde yapmış olduğu konuşmasında ifade ettiği gibi:
“Kamunun yararı diğer her şeyin üzerindedir. Her bir vatandaşımızın kamu hizmetlerinden eşit, adil ve etkin bir şekilde yararlanması bizim en temel önceliğimizdir. Bu anlamda görevini ve yetkisini kötüye kullanan, milletin talep ve beklentilerine cevap veremeyen, çözümün değil, sorunun bir parçası olan, devletin saygınlığına, itibarına, kerim devlet kimliğimize hale
getiren, kamunun mallarını ve kaynaklarını israf eden, hele hele Beytülmal’e el uzatan kimsenin gözünün yaşına bakmadık, bundan sonra da bakmayız. Koltuğundan güç devşirerek, hizmet etmekle yükümlü olduğu vatandaşa zulmeden hiç kimseye müsamaha göstermeyiz. Devlette de, toplumda da nizamı sadece yasalar değil, vicdan da sağlar. Dolayısıyla bir eylem veya işlemin yasalara uygun olması, onun her zaman etik ve meşru olduğu anlamına gelmez.
Kimsenin mevzuattaki boşluklardan faydalanarak ‘ben yaptım oldu’ diyerek milletimizin tek bir ferdinin bile hak ve hukukunu çiğnemesine müsaade etmeyiz. Milletimiz, kamu hizmetlerini ulaştırmakla görevli kamu personelimizin bu noktalarda azami hassasiyet göstermesini beklemektedir. Kamunun yararını ilk planda tutan, hukuka ve etik davranış ilkelerine uyan, vatandaşın derdine derman olmak için uğraşan, üstün bir vazife şuuruyla çalışan her bir kardeşimin bu milletin başının üstünde yeri vardır.”
Trabzon Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan basın açıklaması gerçeği yansıtmamaktadır. Kamuoyunun yanıltılmasına ve yaşanan hukuksuzlukların üstünün örtülmesine izin vermeyeceğimi; tüm yasal haklarımı sonuna kadar hukuk çerçevesinde arayacağımı kamuoyuna saygıyla bildirir, takdiri yüce Türk mahkemelerine ve milletimizin vicdanına bırakırım”