Trabzon burası, sırlar dünyası, sağ gösterip sol vuran memleket, yeri geldiğinde en acımasız, yeri geldiğinde en merhametli şehir. 

Bizde yaşıyoruz, adına yaşamak denirse Trabzon’da.  Mücadele ediyoruz her insan gibi, yaradılmış olmanın zorunluluğu ile... 

Ne biz istedik bu topraklarda doğmayı, ne de biz dedik ki bu hayatı yaşayalım.

Çok şükür yaratana verdiği nefese... 

Şikayetçi misin derseniz, son dönemlerde inanın rahatsızlık duymuyorum değil, Trabzon’un gidişatından.. 

O ismiyle anılmaktan onur gurur duyduğumuz şehir,

Plakasını dünyada kutsal rakam haline getirdiğimiz şehir 

Hiç olduk, piriç olduk, karıştık bulaştık...

Ne tam Trabzonsporlu olabiliyoruz, ne tam bordo diyebiliyoruz, ne tam mavi.

Kendi ürettiklerimizden, kendi değerlerimizden bile uzaklaşır olduk.

Tereyağımızdan,  ekmeğimizden, hamsimizden şüphe eder olduk.

Ne tam muhafazakar, ne tam milliyetçi ne dam demokrat. Ortaya karışık olduk, herkesin karıştırdığı bulaştırdığı herkesin istediği gibi istediği kitleleri kullanabildiği bir şehir olduk. 

Yaşananları birlikte izliyoruz... 

Genel seçimler, ardından Trabzonspor kongresi, ardından peşi sıra STK ve diğer seçimler... 

Kimler geliyor başa, kimler oturuyor o koltuğa. Hak eden mi, yapabilecek olan mı, yoksa birilerine itiraz etmeyecek olanlar mı? 

Lobi’nin desteklediği mi?, halkın veya taraftarın istediği mi? 

Ben size söyleyeyim, dedim ya bazen en acımasız, bazen de en merhametli şehiriz. 

İşte böyle oluyor, merhametimize sığınıp mağdur gördüğümüzün parasına puluna, lobisine, şuuruna bakmıyoruz. 

İbrahim Hacıosmanoğlu’nu istediğimiz gibi istemiyoruz Muharrem Usta’yı, veya Volkan Canalioğlu’nu seçtiğimiz gibi seçmedik Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’nu.... 

Artık tercihlerimiz algı operasyonlarının kurbanı oluyor birer birer...  Aman battık gidiyoruz projeci geldi, ne yaptı... 

Aman kupamızı gasp ettiler kurtarıcı geldi, ne yaptı? 

Aman bu işi ancak o yapar, seçtik gitti ne oldu? 

Hiç bir şey olmadı.. Dün Ak Parti Trabzon İl Başkanı Haydar Revi’yi dinlerken güldüm ahvalimize... Somut ‘Tamam şuna şu zaman başlıyoruz’ diyemedi hiçbir proje için. Çünkü hiçbirinin içinde kendi yok... 

Samsun uçmuş, Ordu uçuyor, Rize kalktı gidiyor...

Bizim hala bir teleferiğimiz yok, bizim hala bir raylı sistemimiz yok, bizi hala bir adam akıllı parkımız, adam gibi bir meydanımız yok...  Bizim merkezimizdeki otopark alanlarını becerip özel sektöre yap işlet devret ile yaptıramayıp, bu sıkışıklıkta o alanı ticari alana çeviren belediye meclis üyelerimiz var.

Bizim şehrimizde imarı, 6 ayda bir güncellenen Google Maps’ten takip eden meclis üyelerimiz var.

Tarihi turistik yerlerimizin hepsi inşaat halinde.. Sümela kapalı, Ayasofya’da inşaat sürüyor, Uzungöl’de her gün yeni bir imarsız yapılaşma... 

Şehrin merkezi rezalet, çöpler bir tarafta artık restoranlarla otak çalıştığından şüphelendiğim belediyeler her nedense bu rezalete göz yummaya tüm uyarılara rağmen devam ediyor. 

Köy minibüsleri bir tarafta, yol ortasına park etmiş araçlar bir tarafta, isteyen istediği gibi kat atıyor, tabela takıyor, yol kesiyor...

Motosikletli sürücüler trafiğe kapalı alanlarda insanların canına kast ediyor, zabıta ekipleri ile ilgili Ortahisar İlçe Belediyesi haber geçiyor ‘Esnafa göz açtırmadık... Bakıyoruz bize aktarılan bilgilere, kaç işletmeye ne ceza kesilmiş, nereyi neden denetlemişler bilgi yok. 

İşine geldiği zaman ‘Büyükşehir padişahlıktır’ diyenler Suriyeli olmasa da ajitasyon olsun diye Suriyeli mülteciler dedikleri  dilenci konusunda ‘Valilik Göç İdaresi Müdürlüğü’nü suçlamaktan da geri kalmıyor... 

Sanki birisi bu şehrin Valisi yok mu dedi?

Var var,  resmi prosedür gereği kanunlarda belirtilen görevlerini layıkıyla yerine getirerek makamımızda bir vali oturuyor diyebiliyoruz çok şükür.

Recep Kızılcık (Rammetle anıyorum) Nuri Okutan, veya Adil Yazar gibi yetki sınırlarını aşmayan bir vali! 

İyi niyetinden zerre kadar şüphe etmediğim Trabzon Valisi Abdil Celil Öz’ün tek şansızlığı siyasi otoritede güçlü isimlerin Trabzon’da kendisine pek manevra şansı tanımaması.

Seçimler döneminde diğer siyasi partileri linç etmesi o boy boy afişleri YSK’nın açık  uyarılarına rağmen söktürememesi tamamen siyasi otorite ile ilgili.

Fakat bazen hakikaten çok ufak şeylerde de TAMAM demesine rağmen peşinin gelmemesi beni şaşırtıyor.  

Novotel’deki turizm toplantısında çok basit bir öneride bulunulmuştu kendisinde taktirle karşıladığı... Bu konuda ne yaptığını sormak isterim... 

Nedir bu giderli tavırlar diyeceksiniz?

Ama inanın bizi yönetenler gibi kısa süreli bu şehirde olmayan sürekli yaşayan herkesin şikayeti bunlar.

O nedenle sitem ediyorum.

Ben bu şehirde yaşıyor ve yaşlanıyorum, çok sayıda vali, milletvekili belediye başkanı karşıladık, ağırladık, uğurladık,

Allah ömür verirse buna devam edeceğiz.

İşini layıkıyla yapana eyvllah yapmayana da haydi Yallah diyeceğiz. Bunu yapmazsak birileri bize de bu halka da gelir haydi Yallah der...   

NOT//

MİLLETVEKİLLERİMİZ, SEÇTİKLERİMİZ, MECLİSE GÖNDERDİKLERİMİZ, ARTIK İŞ BAŞINA....
BU MİLLET SİZDEN HİZMET BEKLİYOR, NE ÇEKTİĞİNİZ SELFİLERİ, NE YEDİĞİNİZ YEMEKLERİ, NE GİTTİĞİNİZ GEZDİĞİNİZ GÖRDÜĞÜNÜZ YERLERİ, NE AĞIRLADIĞINIZ MİSAFİRLERİ...

BU MİLLET HİZMET BEKLİYOR HİZMET BIRAKIN FUZULİ İŞYLERİ...