Hollanda doğumlu, kökleri Trabzon’a dayanan Burcu Alkurt, Japonya’nın Kamakura kentinde açtığı “Pide” adlı fırınla Türk ekmeğini Japonlara sevdiriyor. Çocukluk anıları ve Karadeniz kültürü, onun en büyük ilham kaynağı oldu.

Ailesinin emeğiyle yoğrulmuş bir çocukluk

İki abisi, bir kardeşi ve göçmen ebeveynleriyle Hollanda’da büyüyen Alkurt, çocukluğunu kalabalık sofralarda geçirdi. Babasının gece gündüz fırında çalışması, annesinin misafirlere hazırladığı yemekler, ona paylaşmanın ve emek vermenin değerini öğretti. Yazları Trabzon’un Hamsiköy’ünde geçirdiği günlerde tattığı Vakfıkebir ekmeği ve pide, hayatında unutulmaz tatlar bıraktı.

Fırın4

Moda kariyerinden fırıncılığa uzanan yolculuk

Eğitimini moda ve stilistlik üzerine alan Alkurt, yıllarca görsel düzenleme alanında çalıştı. Oslo’da yaşarken pandemiyle birlikte mesleğinin kendisini mutlu etmediğini fark etti. Norveç’te staj yaptığı bir ekşi maya fırını, ona yeni bir yön çizdi.

Fırın3

Komşularla başlayan ‘Pide’ serüveni

Eşi Aziz’le birlikte Kamakura’ya taşınan Alkurt, evde yaptığı ekşi mayalı ekmekleri komşularına ikram etti. Komşusu Chie’nin ısrarıyla yerel pazarlarda ekmek satmaya başladı ve gördüğü ilgi, ona özgüven kazandırdı. Ardından bir dükkan kiralayarak “Pide” adını verdiği fırınını açtı.

Karadeniz mutfağını Japonya’ya taşıyor

Alkurt’un fırınınını açtıktan sonra ilk olarak komşularıyla iletişim kurmak için Lahmacun ve ayran ikramında bulundu. Şimdi fırınında ise simit ve pidenin yanı sıra yaz aylarında babaannesinin Hamsiköy’den topladığı çayı ve Rize çayını da sunuyor. İleride Karadeniz’in geleneksel yemeklerini de tanıtmak istediğini belirtiyor.

‘Ekmek bir kültür köprüsü oldu’

Hazırladığı ekmekleri tatmak için 2-3 saatlik yolculuk yapan müşteriler olduğunu söyleyen Alkurt, fırının sadece bir işletme değil, dayanışma ve dostlukla büyüyen bir topluluk haline geldiğini vurguluyor. “Babamın ekmekle kurduğu bağ hâlâ en büyük ilhamım” diyor.

Alakurt’un hazırladığı ekmekler için 2 - 3 saatlik yolculuk yapan müşteriler, sıcak yaz günlerinde sırada bekleyen insanların olması aslında bu noktada ekmeğin kültür köprüsüne dönüşmesine vesile oldu.
Tatile gittiklerinde fırının 3 hafta kapalı kalacak olması nedeniyle bir çok kişinin de ekmek stokladığı da kaydediliyor.

Fırın2

Burada komşuları ve arkadaşlarıyla kurduğu bağı anlatan Alakurt, "Japonya’da küçük bir kasabaya taşınıyorsunuz ve size inanan, güvenen bir komşu sayesinde siz de kendinize güvenmeye başlıyorsunuz. Sonra her şey yavaş yavaş gelişiyor. Yerel üreticilerle tanıştım, onların unlarını ve malzemelerini kullanmaya başladım. Yangın sigortasından tutun, resmi belgelerin ayarlanmasına kadar her şeyi adım adım birlikte çözdük. Arkadaşlarımızdan biri defalarca telefon görüşmeleri yaptı, yanlış giden şeyleri düzeltti. Komşularımız fırına taşıyamayacağımız kadar ağır olan fırını birlikte kaldırıp yerine koydular. Gerçekten onların yardımı olmasa bu noktaya gelemezdik. Buradaki fırıncılarla tanıştım. Hiç kıskançlık ya da rekabet görmedim, herkes birbirine yardım ediyor, bilgi paylaşıyor, motive ediyor." ifadelerini kullandı.

Fırın5Fırın

Kaynak: MİLLİYET