Erol Tuna… İsmi şehirde herkes tarafından bilinir… Trabzon’da doğmuş, büyümüş, ticaret yapmış bir isim… Esnaf bir dedenin torunu… Babasının Maraş Caddesi’ndeki ilk mağazayı açması ile başlayan bir başarı öyküsü... Şimdilerde ise 800’e yakın çalışanıyla, Türkiye’nin en büyük 394. şirketi…

Başarı öyküsünün öncüsü Erol Tuna ile şehrin ticaretinden, sorunlarına kadar herşeyi konuştuk.

İşte o röportaj…

Trabzon sizce yönetiliş tarzıyla, inşasıyla, mimarisiyle, estetiğiyle, deniziyle iyiye mi gidiyor?

Erol Tuna: 62 yaşındayım. Trabzon’da doğdum. Eğitim hayatımı burada geçirdim. Şehrin 55 yıllık bir geçmişini biliyorum. Trabzon çok büyüdü. Nüfus 80 bin yazıyordu. Şimdi 800 bin civarında. Dönem dönem çok iyi işlere imza attı şehir, dönem dönem beklenen gelişmeyi gösteremedi. Üzülerek ifade ediyorum. Şehrimiz beklenen gelişmeyi gösteremedi. Sadece Trabzon merkez değil ilçeleri de dahil... Sosyal ve kültürel anlamda şehre bakar tahlil ederim. Sosyal anlamda, kültür seviyesinde neredeyiz. İş insanımız, sanayicimiz ne kadar… Kaç tane resim sergimiz var, heykel sergimiz var…. Böyle sorular sorarım eğer onların cevabı dolgunsa iyi yoldayız derim eğer değilse çalışmamız lazım derim.

Ekran Resmi 2022-09-23 11.26.48

Trabzon beton kent haline doğru ilerliyor. Bunu durdurmak imkansız mı, önüne geçilebilir mi?

Erol Tuna: Dünyada birçok ülke gezdim. Tamamında her şey doğa prensibi ile yola çıkılmış. Bütün planlamalar onun üzerine yapıldı. Boztepe’den Atatürk Köşkü’nün olduğu Soğuksu sırtlarına kadar yer gözümüzün önünde. Her yer beton yığını. Boztepe’nin oradaki korunan bir alan var. Askeriyenin olduğu yer… İyi ki var diyoruz. Onun haricinde her yer kapanmış. Şehrin imar planlarının doğru elde olmaması demektir. Şehri yönetenler çağdaş yönetememişler demek ki… Bunun içerisinde ben de varım. Böyle bir hale geldi. Yanlıştan dönülür mü, tabi ki dönülür. Yapılacak olan tek şey var. Yeni yerleşim alanları üretilir. Burada yaşam daha kolay olursa, kötü yaşamda yaşamaktansa orada daha iyi yaşarım deyince buralar terk edilir. Yeni imar planları ona göre yapılır ve değerlendirilir. Bu bir süreçtir. Zaman alacaktır. Konu böylece çözülür, çözümsüz diye düşünmüyorum. Gerçekçi olmamız lazım. Gelişmiş ülkelerin yaptıkları belli yeniden iş keşfedecek bir şey yok. Bize bırakılan mirası hep daha iyiye getirmemiz lazım. Ayasofya Müzesi’nin camii diye açılması polemik oldu. Kentte eski yaşayan insanlar böyle bir şey yaptılar. Bin yıl gelmiş bize… İyi mimarlarımız, ustalarımız, mühendislerimiz var. Biz de bin yıl sonra miras bırakacağımız eserler yapalım. Benim bakış açım böyle. Rekabet ortamında daha iyisini yapabilirizi yapmamız lazım.

WhatsApp Image 2022-09-23 at 10.33.01

Şehirdeki en büyük sorun sizce imar mı?

Erol Tuna: Şehrin imarı iyi olur ama ticareti iyi olmaz veya tersi olur... Bunların hepsini yöneticilerimiz, birbirleriyle istişareli ve bağlantılı işler yaparsa bu sefer şehirdeki imar da ekonomi de iyi olur. Gelişmiş ülkelerin böyle yaptığına şahidim…

Mağazacılıktan vazgeçemiyorsunuz, bu bir tutku mu?

Erol Tuna: Babam rahmetli 1925 doğumlu. Cumhuriyetin imkanlarından faydalanarak Işıklar Köyü’nde ilkokulu’nda okuma yazmayı öğrendi. Askerliğine gitmiş. Zamanında başbakanlık da yapılacak olan Bülent Ulusu ile beraber İngiltere’ye gemi almaya gidiyorlar. Orada birkaç ay kaldı. Köye geliyor sonrasında… Dedem de 1918’li yıllarda esnaf. Babam köye gelince işin başına geçiyor. Köylerden kentlere göç oluyor. Bunlardan biri de bizim ailemiz. Babam akrabalarıyla yaptığı işten iflas ediyor sonra toparlayınca Maraş Caddesi’ndeki mağazayı açıyor. İlk işimiz burası oluyor. Bugün halen daha devam ediyor. Çocukluğum döneminde başladık ticarete. Konak sineması vardı. Oranın önünde Teksas-Tommiks satardım. Babam İstanbul’a mal almaya giderken beni de götürüyordu. Çok şey öğrendim bu süreçte de. Çok güzel bir çocukluk ve gençlik dönemim oldu.

WhatsApp Image 2022-09-23 at 10.33.01 (1)

Babanızın unutamadığınız bir öğüdü var mıydı?

Erol Tuna: Babam hiçbir zaman nasihat etmezdi. Ancak hep subniminal mesajlar verirdi. Babamızın yanında bacak bacak üstüne atmazdık ama o demezdi mesela. Evde çok samimiydik ancak dışarı çıkıp dükkana gittiğimizde asker gibi dururduk. Bunu o demezdi ama mesajları çok etkiliydi ve çok iyi bir öğretmendi.

Şu andaki şirket yapısından bahseder misiniz?

Erol Tuna: Babamın ölümünden sonra kardeşlerimizle birlikte ortak olarak yürüttük ve 8 yıl sürdü. 1988 yılında kardeşler ayrıldı. O yıla kadara manifatura ve beyaz eşya işi yapıyorduk. Ben biraz evirdim işi halı koydum falan… 1986 yılında Koç ailesi ile yollarımız kesişti Beko markasıyla beraber. 1989 yılında Ford bayiliğini aldım. Koç ailesi iyi bir aile. Ticaretleri gayet ahlaklı ve etik. Bize çok büyük bir önderlikleri oldu. Şu anda 800’e yakın çalışanımız var. Otomotiv, kiralama, turizm, sigortacılık, yazılımda şirketleri olan bir topluluğuz. 2021 cirosu itibariyle Türkiye’nin en büyük 394. firmasıyız. Özkaynaklar bakımından 200 firma arasındayız. Hep sabırla, hedefleri tutturmakla, inatla beraber geldiğimiz nokta... Kökenimiz Trabzon. Yaklaşık 50 tane şu anda kiralama ofisimiz var şehir dışında. Rent Go markası da bize ait. Adımız global, kendimiz yerli ve milli diyoruz. 62’ye kadar çıkaracağız bu ofislerimizi. İstanbul’da en çok şubesi bulunan 3.markayız. Ancak hedefimiz 1.’liğe çıkmak. Rent Go markası olarak araç kiralamada akla gelen ilk 4 isimden biriyiz. Müşteri memnuniyetinde yüzde 98 çıktı yapılan araştırmada. Rakiplerimizin tamamı batılı şirketler. Mücadelemiz daha da alevlenecek. En çok önem verdiğimiz noktalardan birisi, yazılım konusunda yol almamız. Biz daha kolay ulaşabiliyoruz rakiplerimize oranla müşteriye. Kurallarımız Türk müşterisine göre. Türk müşterisine hitap ettiğinizde Avrupa müşterisini daha kolay memnun edebiliyorsunuz. 10 yılda aldığımız yol planlarımızın önünde çıktı. Aile olarak gurur duyduğumuz bir konu…

WhatsApp Image 2022-09-23 at 10.33.02

Para parayı mı çeker? Buna inanıyor musunuz?

Erol Tuna: Şu anda dünya farklı bir yere evrildi. Instagram hesabı açıyorsunuz milyonlar akıyor oraya. Kabiliyet, teknoloji, zeka var. Teknoloji şu anda önemli… Para parayı elbette ki her şeyin başı finansman. Her şey finansman değil ancak. Doğru kullanırsan yapacağın işlere daha kolay zamanda gidersin.

Bugünkü tecrübenizle üniversitede yine Makina Mühendisliği’ni mi tercih ederdiniz?

Erol Tuna: Ben o konuda çok katıyım. Halen daha Makina okurum. Bir tercih hakkım olsa yine onu tercih ederim. Sıradan bir bölüm değil. Analitik düşünmeye yönelten, matematik, fizik, yorum… Hepsinin bir arada olduğu bölüm. İnsanların zor dediği şey hoşuma gidiyor. Zoru başarmak önemli olan…

Aile bağlarınız başarının neresinde?

Erol Tuna: Bizim inandığımız bir şey var. Akıl birliği. Bildiklerimizi bir araya getiriyoruz. TZX firmamızın ismini de danışmanlık aldık. Bu şirket bunu önerdi bize. Rent Go ismini de oğlum buldu ama bir danışmanlık aldık. Ortaya istişare ile çıkan işler. İsim önemli değil, altını doldurmak lazım. İsimler hiçbir şey olmaz. Önemli olan bunun altını doldurabilmek. Anlaştığımız tek nokta akıl birliği. Ona da ortak akıl diyoruz. Çocuklarımın sözü hiçbir zaman geçmez, benim de geçmez. Sözü geçilecek olan cümleyi bulmayı çalışıyorum. Bütün profesyonel kadrolarımız da öyledir. Toplantı odalarımız da demokrasi alanıdır. Asla orada patronun dediği olmaz. Ortak fikir etrafında toplanırız.

WhatsApp Image 2022-09-23 at 10.33.02 (1)

Trabzon’un ticareti, ekonomisi nereye gidiyor? Beğeniyor musunuz?

Erol Tuna: Şehrimizin böyle bir sorunu var ve çözüme ulaştırılması lazım. Eğer bulunduğumuz şartlar altında merkezi hükümet tarafından yönetiliyorsak merkezi hükümetin temsilcisi valilik ve merkezi hükümet, milletvekiller ve bakanlarımız vesilesiyle beraber şehrimizin swot analizi yapılacak. Bizim coğrafi konumumuz nedir… Senede şu kadar yağmur yağar bu kadar güneş açar, bu kadar ekip biçilebilir toprağımız var. Bunların hepsini tek tek ortaya çıkarıp bu işten danışmanlık alacaklar. Devlet planlama teşkilatı vardı. Böyle bir kuruma gidip müracaat edeceğiz. Elimizde böyle bir malzeme var. Adı Trabzon. Şu özellikleri var. Bu şehirde ekonomiyi artırmak istiyorum. İstihdamı artırmak istiyorum ama ne kadar… Onun da sınırı olmalı. Danışmanlık şirketine getireceksiniz, onlar da size okuyacak alternatif sunacak. Şehirde arazi yokmuş. Doğru. Japonya’da, İsviçre’de var mı arazi? Şehirde kollektif bir anlayış yokmuş o zaman bireyselden faydalan. Şehrin ekonomik kalınlığı yok. Bunun farkında olalım. Şehrimizi birkaç konu başlığı altında toplayacağız. Turizmde bir yer aldık, tarımda ve hayvancılıkta bir yer aldık. Bunun dışında bir veya bir iki dal daha koymamız lazım. Bunlara odaklanacağız. Var olduğumuz konularda da en iyi seviyede olmamız lazım. Trabzon’u da lokal değil dünyanın önemli köylerinden birisi haline getirmemiz lazım. Evrensel kafalarla düşüncelerle ancak yapabiliriz.

TTSO, yapması gerekenleri yapıyor mu? Gidişat iyi mi, iyi değilse ne olabilir? Yarışma girmekten kaçan bir Erol Tuna mı var?

Erol Tuna: Benim konumum itibariyle ve anlayışım itibariyle yarışmaktan hoşlanmıyorum. Bir seçime girip de bana oy vereceklere nasıl diyeyim ona verme de bana ver diye. Yapamam ben bunu yani. Bir konsensüs oluşur. Başkanımız biridir, beni tercih ederseler o görevi seve seve kabul ederim tabi. Trabzonspor yönetiminde Özkan Sümer’in istifasının ardından kural olarak benim başkan olmam lazımdı. Bu kuralı uygulamadım. Yönetim kuruluna dedim ki eğer içinizden bir kişi bana itiraz ederse ben başkanlığımı ilan etmem. Ama oy birliği ile olursa kabul ederim dedim. Aslında yazılı kuralları etik kurallar haline getirmiş oldum. Projeciyim. Hedefçiyim. Ne yaptığımı bilirim, yönetmeyi olduğu kadar yüksek derecede yapmaya çalışırım. Bir yere girmek için de bir rakip görüp onu değil de beni tercih edin diyecek bir yapım yok. İş insanıyım dünya kadar ürün satıyorum. Nasıl diyebilirim o da benim müşterim. Gelişen Türkiye’de bazı kurallar oluştu. Atatürk de oluşturdu bunları. Onlar da iyi çalışmıyor yöneticiler farklı bakış açısında olursa. TTSO’nun istişare kurulu var mesela. Erol Tuna neden burada yok diye yönetime sorulabilir. Trabzonspor’un istişare kurulu başkanıyım. Bugün ben varım yarın başkası olacak. 43 yıldır vergi ödüyorum. 43 yıldır SGK’ya çalışanlarım adına prim ödüyorum. TTSO’ya en çok aidatı ödeyen 2-3 firmadan birisiyim. Buna rağmen bana Trabzon’un sattığı otomobil kadar bizim şirketlerimiz araba satıyor. Trabzon’un otomotiv yüzde 30’unu bizim şirketler yapıyor. Otomotivle alakalı bana kimse hesap kitap sormuyorsa bu benim ayıbım değil. Bu orada olan kişilerin ayıbıdır. Turizmde, kiralamada bana bir şey sorulmuyorsa bu benim ayıbım değildir. İyi yolda olduğumuzu düşünüyoruz, rakamlar da onu gösteriyor…

WhatsApp Image 2022-09-23 at 10.33.03

TTSO’nun hedefi ne olmalı?

Erol Tuna: Sayın başkana ve aday olacak başkanlara soruyorum. Başkan olduğunuz dönemde Trabzon’un nüfusu ne idi şimdi ne? Gayri safi yurt içi hasılatı ne idi şimdi ne? Trabzon’un toplam ihracatı kaç dolar idi şimdi ne oldu? Ticari işletme sayımız ne idi şimdi ne oldu? Sanayi işletmelerimiz kaç adetti şimdi kaç adet? Ticari ve sanayi işetmelerde çalışan sayımız ne idi şimdi ne? Ticari ve sanayi işletmelerimizin geldiğinizdeki dolar bazında ciro olarak neydi şimdi ne? Alınan teşvik sayısı kaç idi şu ana kadar kaç teşvik aldınız? Teşvik alanlarımız ne idi ne oldu? Aldığınız teşviklerin tutarı kaç dolardı şimdiki tutarlar ne kadar? Teşvikler hangi sektörlere aitti şimdi hangi sektörler? Hangi sosyal sorumluluk projelerini yaptınız, yeni adaylar ise hangi projeleri ele alacaklar? Yurt dışından veya ülkemizdeki ekonomistlerle yapılan paneller var mıdır veya planlıyor musunuz? Oda olarak kaç defa yurt dışına ziyaret ettiniz, hangi konularda ve ne kadar ilerleme sağladınız? Şehrin markası Trabzonspor olurken şehrimizin bir marka olması yolunda atılan adımlar var mıdır? Trabzonspor Süper Lig’de ise hala Trabzon bekleneni veremediğimiz için Trabzon’umuz hala 3.ligdedir. Merkez yönetim ve büyükşehir belediye başkanları ile ilçe belediye başkanları ile görüşmeler yapılıp her ilçenin ayrı kalkınmasını sağlayacak projeler yaptınız mı? İşsizlik oranı ne idi şimdi ne? Gelecek olan başkan adayları oran için ne yapacaklar? Dışarıdan herhangi bir yatırım geldi mi getirmeyi planlıyor musunuz? Tarım ürünlerimizden fındığın rekoltesi ne idi şimdi ne oldu? Fiyatları dolar bazında ne idi şimdi ne? Fındığa alternatif tarım ürünü planlanacak mı planlandı mı? Ferrero’nun yaptığı üretim tekniği üreticilere aktarılırken acaba bunu bizim yapmamız gerek diye düşündünüz mü? Bu bizim odanın sorumluluğunda değilse sorumlulara köprü vazifesi yapmayı planlıyor mu gelecek olan yönetim. Turizmi şehrimizin en önemli gelir kalemi olduğuna göre bu konuda gelen turist sayımız ne idi, bıraktığı döviz ne idi şimdi ne? Turizme katkılarınızı anlatır mısınız? Balıkçılık konusunda alınan teşvikler meyvelerini vermeye başladı sevinerek ve heyecanla görüyorum ki endüstrisinde de büyük bir yol alacağız. Trabzon’a ticaret ve sanayi alanında master planı yapılmalı. Bu odanın ikiye ayrılmasını düşünüyorum. Trabzon Ticaret Odası, Trabzon Sanayi Odası veya bölge odalarıyla birleşerek Karadeniz Sanayi Odası olmasını planlıyorum. Master plan ülkemizin ve dünyanın saygın şirketlerinden danışmanlık alınarak yapılmalı. Şehrimizde yapacağımız modellerde daha doğrusuna karar verecek olan bu modellerle fazla konu başlığına girmeden birkaç konu başlığında ihtisaslaşmamız lazım. Trabzon’un istihdamını sağlayacak bir amaç olmamalı. Ucuz bir iş gücü olur. Standartlar düşük olur. Tarihimizde Osmanlı döneminde iki şehir olan İstanbul ve Trabzon. Trabzon ülkemizin lider şehirlerinden biri olarak görülmemektedir. Altyapısı güçlü olan bu şehre dokunmamız gerekiyor. Artık bir turizm kabiliyetimiz oluştu. Doğusunda ve batısında en az iki tane kongre salonları inşa edilmeli. Sosyal ve kültürel aktiviteleri artırılmalı. Kollektif olmama sorununu faydaya çevirmemiz gerekiyor. Turizmde de şehrimizin turizmine Arap turizmi önderlik yapıyor. Çeşitlendirmek gerekiyor. Şehrimize mutlaka teşvikli işler getirmeliyiz. Mücevher ve kuyumculuk işi… Bu şehrin mal ve hizmet üretiminde rekabet edecek olacaksa yetiştirdiğimiz çocukların il dışına gitmemesi lazım. Burada işlerinde başarılı olacak alanlar yapmamız lazım. Trabzon’un gastronomide yer alması lazım. Trabzonspor’dan şehrin faydalandığını düşünmüyorum. Onu değerlendirmiyor. Trabzonspor’un hep nimetlerini yiyor şehir ama hak etmek için ne yapıyorsun? Yaptığınız yönetim kurulu üyelerinin yaş ortalaması kaç? Geride başkan adayları bırakıyor musunuz, eğitim seviyeniz nedir, kurulda kaç tane yabancı dil bilen, eğitim almış insan var? 2 dönem yapacaksın, 3 dönem olmamalı. Büyüklere rica ediyorum gençlere güvenin dünyanın sonu gelmez merak etmeyin. Bizden daha iyi şeylere imza atacaktır…

WhatsApp Image 2022-09-23 at 10.33.03 (1)

Trabzon’da bulunmaktan çok keyif aldığınız bir yer var mı? Öfkelendiğinizde öfkenizi nasıl yeniyorsunuz?

Erol Tuna: Geçen zaman içinde sabırlı olmayı öğrendim. Gelen zamanda evrilmem oldu. Meselelere bakış açım çok farklı oldu eskiye göre. Çok konuşan tekrar eder dinleyen çok şey öğrenir… Güzel bir söz. Bunları öğreniyorsunuz. Karşınızdaki insanı dinlemek, sorunlarını anlamak… Farklı pencereden bakıyorum. Karşı tarafı dinlemek lazım. Yurt dışında öğrendim. Demokrasi orada çoğunluğun azınlığa hükmedişi değil. Azınlığa da hak veriyorlar. Sabırlı olmak lazım. Öfkeyle bir şey kazanılmıyor. Trabzon’a çok çıkmak istemiyorum. Sadece kendi mekanlarımıza uğramayı tercih ediyorum.

Peki şehirde en çok eleştirilen Boztepe’ye yapılan viyadükler hakkında sizin görüşünüz nedir?

Erol Tuna: Evet onu bende çok eleştiriyorum. Hatta söyledim de bir kaç kişiye... Mesela hangi amaçla yapıldı? Orası güzel bir mekan. Şehrin alt yoldan gidince o şekilde olması doğru değil. Şöyle eleştiri hakları görüyorum: Çömlekçi’de yeni yapılan binalar modern gece kondu oldu. Çağdaş şehri yansıtmıyor. Yoldan biraz daha geri çekilip. Daha farklı mimari olabilirdi. Neden olmadı? Bunu ben düşünüyorsam, bu şehrin İmar Müdürleri, Etik Kurulu var onlarda düşünüyordur diye tahmin ediyorum. Çözemedik ama, her halde ortaya çıkınca göreceğiz ne olduğunu. Şehrin esas sorunlarından bir tanesi ulaşım.. Kentin Moloz mevkiinde, şehrin doğusu, batısı ve güneyi orada birleştirilmeli. Oradan yaya trafiğiyle Uzunsokak ve Maraş Caddesine kitlelerin ulaştırılması lazım. Çok basit bir yöntem. Burada sponsorluğunu bizde yapabiliriz. Açıklıkla söylüyorum. Şehrin Cumhuriyet Caddesinden, Özel İdarenin kavşağına kadar olan raylı hattını biz yapabiliriz. Aynı hattı Gazipaşa Caddesi’nde de yapabiliriz. Bunlar şehri modernleştirir, kitlelerin ulaşımını sağlayabilir. Şehrin içerisinde şu anki toplu taşıma araçları çok uygun görünmüyor. Modern şehri yansıtmıyor. Ama o araçlar Moloz mevkiinde toplanılırsa, kolay da terzih olur. Vatandaşlarımız rahatlıkla gidebilir. Şehrin merkezine araç trafiğini sokmamamız lazım, yaya trafiğini açmamız lazım. Ancak onları da yürütmememiz lazım. Oradan raylı sistemle sağlamalıyız. San Francisco Trabzon’un aynı modeli. 1950 yılından beri çalışıyor. Orada Cable Car dedikleri alet çalışıyor. Aklın yolu bir. Onu ücretsiz de yapabilirsin, ücretli de yapabilirsin…

Kısa bir turizm önerisi yapın desek ne söylersiniz?

Erol Tuna: Yıllardan beri şehrin belli noktalarına turizm danışma büroları açılsın istiyorum. Şehrimizin buna ihtiyacı var. Şehrimizi hem gelen turistleri rahatlatmak, hem de tanıtmak açısından güzel bir uygulama. Bu dünyanın her yerinde var. Biz turizme daha yeni girdik. Turizmci değiliz. Daha gidecek yolumuz, öğreneceklerimiz var. Bunun memurunun maaşından falan imtina ediliyorsa ben hatırlatma yaparım. Bugün Trabzon’a ne kadar turizm geliri geldi. Bunu lütfen bize açıklasın. 1 milyar dolar mı, 500 milyon dolar mı? Bu kaynaklardan onların hepsi karşılanır…

Geçmişte de yöneticiliğini yaptığınız Trabzonspor hakkında neler söylemek istersiniz?

Erol Tuna: Ben transferler tarafına çok bakmam. Biraz makro seviyeden bakıyorum. Maçları tabi takip ediyorum. Gidiyorum, geliyorum, izliyorum.. Makro seviyede şöyle: Ahmet Ağaoğlu ve yönetimini tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum. Uzun yıllar sonra Trabzonspor’umuza hak ederek şampiyonluk kazandırdılar. Gerçekten gurur duyduğum işlere imza attı bu yönetim kurulu… Mesela, Fenerbahçelinin, Beşiktaşlı ve Galatasaraylının ki bütün futbol paydaşlarının beğendiği ve takdir ettiği şampiyonluk kutlamalarını gördükçe herkes “Biz yapamadık, Trabzonspor bunu ne kadar güzel yaptı” şeklindeki doğru tespitleri bende takdir ediyorum.
Kulüp performansı bu yönetim geldiğinden beri yukarılara çıkarttı. Kupalar aldı, şampiyonluğa oynattı. Bu sene de geldiğimiz noktada yönetim bence transferler de doğru şeyler yaptılar ama fazla maç oynamadan, şansızlıktan bir dünya oyuncumuz sakatlandı. O nedenle Trabzonspor şansız döneminde. Ama ben hala Trabzonspor bu yıl şampiyonluğun en güçlü adayı olarak görüyorum. En iyi oyuncularımız şu anda maalesef sakat. Hocamız iyi işler çıkarttı, iyi işler yapıyor. Yönetim kurulu iyi şeyler yapmış. Bize desteklemekten başka bir şey düşmüyor. Benim de görevim var. Eleştirel gözle bakıldığında: Yapılacak olan her şeyi yapıyorlar. Ama bunun sonu yok. Yaptığınız her şeyin bir eksiği oluyor. O bakımdan ben yönetimi kutluyorum. Taraftarı da kutluyorum. Çok bilinçlendi, çok akıllandı. Şu anda Trabzonspor’un başkanı var, yönetim kurulu var, sağlıklı ve çalışıyor. Öyle gördüğü gibi değil. Uzaktan sevmek yok, bu işin içine gireceksin. Takım sahaya çıkıyor, “Neden bunu oynatmadın” diyor. Ya arkadaş, hocam bunu 1 hafta antrenmanda seyrediyor. Sen bir tek maçtan maça seyrediyorsun. Onun kadar yorum yapmana imkan yok. Yönetim de aynı. Her gün adam işin içinde duruyor. Biz ikimiz gücümüzün başındayken, onlar kulübün basında duruyor. Tüzük tadilatıyle ilgili de, “Trabzonspor başkanı 3’er yıllık 2 dönem halinde seçilmeli. Şampiyonluk olursa ona bonus veriyoruz. Bir adaylık daha koyabilirsin diyoruz.”
Özendiriyoruz da.. Başkanımız tüzük tadilatı olursa, zaten şampiyon yapmış bir dönem daha olabilir.

WhatsApp Image 2022-09-23 at 10.33.18

Trabzonspor’u sadece sevmiyorsunuz aynı zamanda sponsorluğunuzla da destekliyorsunuz?

Erol Tuna: Rent Go bizim şirketimiz. Şort sponsorumuz var. 3 yıllık anlaştık. Bu yıl 2. yılımız. Onlara maddi katkıda bulunuyoruz. O sponsorluğun anlaşması var. 25 tane aracımız var. Şimdi bir kaç tane daha vereceğiz. Araç sponsoru biziz Trabzonspor’un.. Biz de o dalda yardım ediyoruz. Benim görevim itibariyle de fikir alışverişi oluyor. Yönetim kurulu üyeleri ile direkt irtibat kurabiliyoruz. Başkan ile görüşmelerimiz oluyor. Bir araya geliyoruz. İstişareye önem veriyor ama ben bunu kamuoyuna aksettirmiyorum. Aksettirmem de gerekmiyor. Kendi içimizde konuştuklarımız değer buluyor ve Trabzonspor bugün geldiği noktada Türkiye’nin saygın kulüplerinden birisi…

Tabi şehrin önemli bir ismi, önemli bir tecrübesisiniz. Gençlere neler söylemek istersiniz?

Erol Tuna: Gençlere en büyük nasihatim büyüklerin lafını dinlesinler. Kendilerine, ülkemizde veya dünyada saygın kişilikleri tespit edip, idol belirlesin. Onlar hangi yoldan gidiyorsa o yoldan gitmeye çalışsınlar. Dünya Klasiklerini okumaları lazım. Beyaz Zambaklar Ülkesini okumaları lazım. Atatürk’ün tavsiye ettiği kitap… Dünya klasiklerini okuyup, hayatının değişmeyeceği insan, genç düşünemiyorum. Mutlaka ve mutlaka sahada keşfe çıkmalılar. Yani sadece oturduğu yerde bilgisayar ile dünyaya ulaşmak değil, fiziki olarak o noktalara gitmesi lazım. Bunun içinde dil lazım. Bu aynı zamanda sosyal ilişkiyi geliştiriyor. Zengin oluyor birey… Gençlerin iyi eğitim almaları, sahada uygulanabilir hale getirmeleri gerekiyor.
Lise çağından, üniversiteye bitene kadar her gencin 1 ay her yıl çalışması lazım.

Nerede olursa olsun, garsonluk, temizlik, telefona bakmak.. Önemli olan bir işin içine girmek.

Her sektöre girebilirler. Bir sektörde kalmasınlar. Birinci yıl başka yeri, ikinci yıl başka yeri denesin. O ilerleyen zamanlarda bireyleri çok olgunlaştırıyor.

Şehrin sanat hayatı ve yönlendirmesi hakkında neler söylemek istersiniz? Sizce neler yapılmalıdır?

Erol Tuna: Ben sayın valimize ziyaretlerimde de söyledim. Şehrin belli kesimlerini, elitlerini bir araya toplayıp, yemekli toplantılar düzenleme, hem o elitlerin gelişimine hem de halkın, şehrin gelişimine önemli katkı sağlayacağını düşünüyorum. Mesela Valiliğin önderliğinde şehrin iş adamları, sanayicileri, sanat adamı, yazarı, çizeri, gazetecisi insanların bir araya gelmesi hem o şehrin nabzının, müziğinin ne olduğunu, neler yapılabileceğini o masanın etrafında tespit edilebilir. Bu tür toplantıların, yapılmasını çok arzu ederim. Ama bunun valilik tarafından mı, belediye tarafından mı yapılacak önemli olan yönetimin elitinin bir araya gelip bu işleri organize etmesi lazım. Şehrin nabzı tutulur, yön verilir. Ortak akıl.. Yani o aklı bulup o şekilde ilerlememiz lazım.