Gündoğdu, mevcut ekonomik tabloda hem işçinin hem işverenin hem de işin sürdürülebilirliğinin gözetilmesi gerektiğini belirterek, “Gökten ne yağarsa kabul edeceğiz ama iş gerçekten zor. Az versen işçi geçinemiyor, çok versen işveren tutunamıyor. Herkes nefesine kadar sıkışmış durumda” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de beğenilmeyen asgari ücretin dahi şu anda yaklaşık 600 dolar seviyesinde olduğunu hatırlatan Gündoğdu, özellikle uluslararası iş gücü maliyetleri arasındaki farklara dikkat çekerek, “Mısır’da işçi asgari ücreti 150 dolar, Türkiye’de 600 dolar. Bu fark ilerledikçe işveren daha da zorlanacak ama işçinin de geçinemediği ortada. Bu ikilem büyüyor” dedi.
Gündoğdu, asgari ücretin tek bir tarafı kollayarak belirlenemeyeceğini vurgularken, “İşçi de korunmalı, işveren de korunmalı, işin kendisi de korunmalı. Üçü de yaşamalı” sözleriyle denge ihtiyacını özetledi.
Devlet desteğinin önemine de değinen Gündoğdu, teşvik mekanizmalarının daha güçlü olması gerektiğini ancak devletin mali gücünün de sınırsız olmadığını ifade ederek şunları söyledi:
“Devlet bir yol bulmalı. Belki prim desteği, vergi indirimi gibi katkılar sağlayabilir. Ama devletin gücü ne kadar yeter, o da ayrı bir soru. Bu yükü tek başına kimse taşıyamaz.”
Trabzon iş dünyasının yakından takip ettiği asgari ücret görüşmelerinin Aralık ayında başlamasıyla birlikte, kentteki işverenler yeni rakamın hem istihdamı hem de işletmelerin sürdürülebilirliğini doğrudan etkileyeceğine dikkat çekiyor.





