61SAAT HABER SERVİSİ - SERKAN KILINÇ - Trabzon’un Maçka İlçesinde Köprüyanı Mahallesinde meydana gelen hain terör saldırısında 15 yaşında ki Eren Bülbül, Astsubay Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik ile birlikte şehit düştü. Trabzon’da 2 ay önce göreve başlayan Polis Memuru Namık Öztel’in de yaralandığı saldırının detaylarını ailesi anlattı. 

“HERKESİN YARDIMINA KOŞARDI OĞLUM”
PKK’lıların ‘Evinden erzak çaldığını’ ihbar etmesi sonrasında asker ve polisle birlikte evine giderken terör kurşunlarının hedefi olan Eren’in, evinde yas hakim. Bülbül ailesi, şartları daha uygun olduğundan dolayı evin büyük kızı Neyzanur Odabaş’ın evinde taziyeleri kabul ederken burada bir ambulansta sürekli nöbet tutuyor.
Anne Ayşe Bülbül, “Eren bana çok düşkündü. Her zaman neşesini kaybetmeyen, herkesin yardımına koşardı oğlum” dedi.



 “BEN ŞEHİT OLACAĞIM” DERDİ
2016 yılında babasını kaybeden Eren’in abilerinin anlatımına göre tam bir vatan sevdalısı. 13 kardeşli ailenin 10. çocuğu olan Eren’in tam bir asker hayranı olduğunu kaydeden ağabeyi Arif Bülbül, “Bir insan fanatik hasta olur ya o da vatana olan bağımlılığından fanatik asker hastasıydı. Şehit haberlerine çok üzülüyordu.  Askerlik konusu açılsa “ben şehit olacağım” derdi. Benim bir tane daha ufak biraderim Çağlar İstanbul’da askerliğini yaptı. Geldiğinde konuşuyorduk.Eren, “İstanbul’da askerlik mi olur? Gidin doğuya, bak nasıl askerlik oluyor” diyordu. Televizyonlarda şehit haberleri olduğu zaman üzülüyordu. O yaşta “ben gitmek istiyorum” diyordu. Biz de kızıyorduk ona. Bize söylüyordu her zaman: Size göstereceğim bakın şehit nasıl olur? Takdiri ilahi…” dedi.
 



15 AĞUSTOS’TA İSTANBUL’A TATİLE GİDECEKTİ…
Eren’in şehit olmasaydı Ağustos ayının 15’inde İstanbul’a gideceğini ifade eden ağabeyi Arif, “Biz ağabeyimle İstanbul’da ikamet ediyorduk. Olay günü geldik. Bu ayın 15’inde İstanbul’a benim yanıma gelecekti. Dedim ona “gel bir hava alırsın, istersen benim yanımda oturursun, ister çalışır, istersen gezersin” dedim. Burada insanlar, çayırda otta bağda, yoruldu. Bir hava alacaktı. Ama nasip olmadı”  dedi.

“İYİKİ VARSIN EREN”
“İyi ki varsın Eren” sözünün Türkiye’de gündem olmasının kendilerine neler hissettiğini de aktaran Arif Bülbül, herkese teşekkür ederken, “Bir taraftan üzüntülüyüz. Bir taraftan gururluyuz”,dedi.



“KOMUTANIM BURADA YATIN”
Eve vardıklarında teröristleri Eren’in gördüğünü ifade eden ağabey Arif Bülbül, “Orada dolaşıyordu, evi gösteriyordu. Ardından ateş edilen yerde onları görüyor. “Komutanım buralara yatın” diye uyardı. Görmese belki de hepsi şehit olacaktı” dedi.

EREN’İN İSMİ TRABZON’DA YAŞATILACAK
Eren’in isminin Trabzon’da yaşatılması için Valilik ve Belediye düzeyinde kendilerine bilgi verildiğini ifade eden Arif Bülbül, ancak kendilerinin tek beklentisinin bu olayı yapanların yakalanması. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da kendilerine “Gereken yapılacak” dediğini aktaran Arif Bülbül, Başbakanlıktan da arandıklarını bildirdi.
Bülbül,  “Başkan, Vali bey bizlere söylediler. Şuan da acımız taze. Söylendi yapılacağını yerine getirileceğini. Muhakkak verilir. Gereken yapılacaktır. Bizim tek beklentimiz bunu yapanlar yakalansın. Başka bir beklentimiz yok. Bunlar yakalansın…

“BİZ YANDIK BAŞKALARI YANMASIN”
Bakan Süleyman Soylu, “Gereken yapılacak” dedi. “Bunlar bulunsun” dedim. Başka hiçbir şey istemiyorum. Biz 4 erkek kardeşiz. Vatana hepimizin canı feda. Ama yeter ki bunları yapanlar bulunsun.
Başbakanlıktan da aradılar. Onlar da “bulunacak gereği yapılacak” dediler. Bizi de alsın biz de gidelim. Bunları bulalım artık. Biz yandık başkası yanmasın” ifadelerini kullandı.



DEMOKRASİ NÖBETLERİNE GİTTİ
Ağabeyi Erdoğan Bülbül, ise, “ Biz araziyi iyi biliyoruz. Silahlanalım, araziye gidelim. Esriden buralarda yaylalarda gezer tozardık. Çocukluğumuzun geçtiği araziyi az çok biliriz. Bu teröristler nasıl bulunamıyor? Biliyorum bu  kahbeler yakında bulunacak. Devletimizin görevde olduğunu biliyoruz. Ama bunlar saklanıyor. Kardeşim Eren, darbe gecesinde Maçka’da  15 Temmuz Demokrasi nöbetlerine gitti. Biz İstanbul’da yaşıyoruz. Hepimiz devletimizin yanındayız” dedi.
 
DİK YAMAÇLARI OKUL İÇİN YÜRÜRDÜ
Kardeşinin okulunu zor şartlar altında okuduğunu kaydeden Çağlar Bülbül ise, “İlkokulu okurken köyün dibinde okul vardı orada okurdu. Ortaokula geldiğinde servisle giderdi. Ancak arazi şartları çok zordu. O dik yamacın yarısını karda kışta,  yürüme gidip gelirdi. Ondan küçük kardeşlerim de var. Onlarda hep beraber yürüme gidip geliyordu” diye konuştu.



AMCASININ GİTMESİNE İZİN VERMEDİ…
Olayı anlatan dayısı Muhammet Solak, “Salı günü benimle beraber geldi. Evi açtıklarında ev karışık vaziyeti vardı. 10 gün önce de aynı olay oldu. Onu ayı olarak dediler. Evin içine girmedi, iki tane kapı var. Biri odun. Diğeri çelik kapı, Odun kapıyı kırdı. Önceki olayı yapanın yabani hayvan olduğunu  tespit ettiler. Sonra Salı günü bu kez evin içine girildi. O sırada da güvenlik güçlerine haber verildi. Ardından yapılan orada incelemede bunun insan yapımı olduğu tespit edildi. Güvenlik güçleri bu durumu onların yaptığı tespitinde bulundu. Sonra Cuma günü bir daha eve gidiyorlar. Hep beraber Cuma namazını kılıyorlar. Sonra eve gidiyorlar. Hatta amcası Yaşar Bülbül, “Ben gideyim” dedi. O da “Yok ben giderim” diyerek kendisi gitti” dedi.