Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu için, kimi mafya der, kimi psikopat, kimi mütevazı bir işadamı der, kimi Polat Alemdar  der,  kimi boks menajeri der, kimi Petrol istasyonu var der, kimi tüm petrol istasyonlarına yan ürün üreten fabrikası var der. Bu kadar bilgi kirliliğinin sebebi de aslında Hacıosmanoğlu’nun ne iş yaptığını tam manasıyla kendi ağzıyla açıklamamış olmasıdır.  

Benim gözümde dik duruşu ile taktir toplayan Trabzonspor'un haklarını kimseye yedirtmeyecek, Trabzonspor için kendi geleceğini hiçe sayabilecek çıkar peşinde koşmayacak burnu havalarda olmayan bir Başkan...

Ne iş yaptığı, nasıl yaptığı, nerde yaptığı beni de hiç ilgilendirmez.  Trabzonspor’un başına gelmek için kapı kapı gezmiş oy istemiş ise, kulübün başına gelmek için “1 Ay sonra kupamız elimizde olacak” demişse ben söze bakarım.

Fatih Tekke kardeşimiz Sportif  Menajerimiz olacak demişse ben onu bekler, onu kollar onu irdelerim niye gelmedi diye.

Şöyle bir seyrediyorum da, transfer edilen isimlerden çok, transfer şekilleri gündeme geliyor, Alınan futbolcu, transfer esnasında yaşanan film setini andıran olaylar nedeniyle ikinci planda kalıyor.

Aykut Demir, kimdir nasıl topçudur, nerde oynar, o parayı hak eder mi?

Rambo gibi geldi, atladı zıpladı, oradan helikoptere bindi, uçaktan indi, arabaya bindi.

Evet güzel bir operasyon ama, gündeme oturdu da ama dedim ya Aykut Demir’i hiç tartışamadık bile.

Batuhan Karadeniz’i hiç tartışmadık bile.

Yani gündem o kadar hızlı değişiyor ki  sanki bir film setindeyiz. Trabzonspor’un filmini çeken bir yönetmen ekip var. Ve film çok satsın ve gündeme gelecek bazı olaylar örtülsün diye sürekli yeni sahneler koyuyorlar filme. ‘Fatih Tekke gündeme gelecek bakıyorsunuz Başkan AK Parti mitinginde, AK Parti mitingi gündemde tartışılacak  Başkan TFF’yi darma dağın ediyor,  etkili transfer yapılamıyor Aykut Demir transferi  Rambo sahnelerini aratmıyor.’ Hoşumuza giden fakat gerekliliği tartışılacak bir çok sahne.

Bende merak ediyorum bu filmin yönetmeni kim?

Ya da ne gereği var diyorum kendi kendime, zaten takımın durumu ortada. Başkan çıksa, kardeşim bu borç bu kadar senede ödenir. Bize yıldız baskısı yapmayın. Bu yüzden kulüp neredeyse kayyuma devredilecek. İflas edecek.  Jaja maja işini geçin. Biz Trabzon ruhunu yansıtacak bir Trabzonspor istiyorsak 3 sene sabredeceğiz. Trabzonlu gençlerimizle fırtınayı coşturacağız. Sabırlı olun
Zaten taraftar neyin ne olduğunu biliyor. Taraftar İbrahim Hacıosmanoğlu ismini seviyor. Onun hareketlerine, konuşmalarına, icraatlarına bayılıyor. Taraftar sizin gerçek yüzünüzü seviyor. Size güveniyor. İnanıyor. Ama siz sanki yine oyuna geliyorsunuz, bunu  alamazsın diyorlar siz hemen operasyon yapıyorsunuz. Gerek yok.

Siz önce verdiğiniz sözleri yerine getirin. Enkaz devraldık, soyulduk, çalındık debiyatından vazgeçin.. Sonuçlanınca kamuoyuna kim nerden ne çalmış açıklarsınız.

Siz geçmişi sorgulayarak Trabzonspor’a başarı sağlayamazsınız ki? Enkaz edebiyatıyla sadece sezonun başına kadar gidebilirsiniz 3. Mağlubiyette eski Başkan Sadri Şener gibi kafanızda su şişleri gezinir. Bunu en iyi bilenlerden birisiniz siz.

Ne olacak, avukatlara verilen parayı geri mi alacaksınız, TAV’a ödenen çeki geri mi alacaksınız. Alsanız ne olur. Bu davalar 2 sene sürer.
O nedenle bu tür olaylara takılmamalı, büyük düşünmeli, çevrenizdeki küçük insanları uzaklaştırmalı önümüzde ki sezona bakmalısınız.

Verdiğiniz sözler var. Kupanın nasıl alınacağının yöntemi belli dediniz. Hele bir açıklayın nasıl alacağız. Ne zaman alacağız.  Hele bir kupayı alın gelin.

Şöyle güzel bir şehir turu atalım.

Çok kasmanıza strese girmenize gerek yok.

Taraftarın sizden beklentisi bunlar.      

Eğer yarın olacakları bile bile bugün yanlış yapmaya devam ederseniz, ileride Sadri Şener gibi sadece başkanlığı değil, saygınlığınızı da kaybedersiniz.
Demedi demeyin.