Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, konuştu mu mangalda kül bırakmayan yürekli bir insan.  Bundan şüphesi olan var mı? Yok.

Trabzon’da derin Trabzon’un karşısına çıkıp seçim kazanmış bir insan.

Paraya karşı seçim kazanmış bir insan.

Sözde AK Parti’nin adayına karşı iktidara kafa tutup seçim kazanmış bir insan.

Taktire şayan mi? Evet. Herkese helal olsun dedirtti.

Bizde dedik; Helal olsun.

Kimsenin delikanlılığından, adamlığından, Trabzonsporluluğundan, şüphe etmeyeceği biri. .

Görevi, Trabzonspor Kulübü Başkanlığı.

Göreve gelirken verdiği en büyük vaat.

2010-2011 kupasını 3 ayda Trabzon’a getirmek.

Ama maalesef bu mümkün olmadı. (Olması beklenmiyordu)

Mücadele etmedi mi? Etti. Trabzon’da 50 bin kişi onunla birlikte yürüdü.

Fakat olmadı. 

Çünkü ülkede adalet sistemindeki adaletsizlik aslanı fareye boğdurdu.

Trabzon ondan ne bekledi? 'Sen yürü sözlerini yerine getir biz arkandayız’ dedi.

Verdiği sözü yerine getirmesi için ne yapılmalıydı?

Trabzon’un tüm dinamiklerini kenetleyip, TFF ve UEFA’ya karşı topyekun taarruza geçmek.

Bir diğer görevi şampiyonluğa hasret  Trabzonspor’da şampiyon olacak kadrolar kurmak için kaynak bulmak, oyuncu bulmak, şampiyon olmak...

Fakat bugün söylediklerinin , yaptıklarının, konuştuklarının verdiği vaatler ve görev amacıyla hiç ama hiç  alakası yok.

Trabzon ile haksızlığa karşı saldırması gerekirken Trabzonspor ile Trabzon’a saldıran bir Trabzonspor başkanı profili çiziyor.

'Başkan yanlış yönlendiriliyor' diye yorumlar okuyorum.

Yönlenecek bir adam başkan olmaz, başkan dediğin yönlendirir.

Maksadı çok ama çok farklı bence.

Çünkü bu aralar nedense hedefi şaştı, belli ki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın üzerini çizdiği iddiaları doğru.

Yürekli bir Trabzonlu olarak gündemleri sürekli değişen ve çabuk unutan siyasetçilere tam güven olmayacağını bilmemesi çok acı.

Şu anda Başbakan Erdoğan’ın dikkatini üzerine çekmek için, en yakın isimlerinden olan Faruk Özak’a saldırıyor.

Zaten Trabzon'da Özak’a saldırmayanın nikahına zararı var!

Bu aralar siyasi ve sosyal rantın çıkıp kapısı Faruk Özak'a saldırmak. 

Bir insanı eleştirebilirsiniz ama insanın diniyle imanıyla, ailesiyle değil.

Yaptıkları ve yapamadıkları ile eleştirirsiniz.

Özak kulübü nerede, nasıl, zarara uğratmış. Bunu çıkıp rakamlarıyla, belgeleriyle açıklamadıktan sonra insanların aklında soru hep şu olacaktır.
Hacıosmanoğlu Özak’a neden saldırıyor ve neden hakkında doğru dürüst bir iddiada bulunmak yerine hakaret ediyor.

Özak ile ilgili Hacıosmanoğlu’nun söylediği tüm iddialar yalanlandı.

Fakat Hacıosmanoğlu her seferinde başka bir iddia ile gündeme geldi.

Sayın Hacıosmanoğlu’na birisi transfer döneminde olduğumuzu, iyi bir hocaya ihtiyacımız olduğunu ve kavga edilecekse kupamızı çalanlarla edilmesi gerektiğini hatırlatmalı.  Trabzonspor gibi dev bir çınarı kendi içinde bir buhrana sürükleyen baş mimar olarak şehrine ve kulübüne zarar verdiğini birileri anlatmalı.

Eğer ille de Faruk Özak’ı eleştirip gündeme gelmek istiyorsa, Özak’ın genel başkanı Başbakan Erdoğan.

Erdoğan güvenmese Özak’ı 3 dönem Trabzon’da vekil yapıp 3 dönem bakan yapar mıydı.

İşte tüm meselesi burada, artık ilgisizliği nedeniyle Başbakan Erdoğan’ın peşini bırakan Hacıosmanoğlu bence, dolaylı yoldan dikkat çekme çabaları içine girdi. 

Sayın Başkan, başında bulunduğunuz camia, size güvenmiş yetki vermiş. Siz camiayı kenetlemeniz, içerdeki düşmanlıkları sonlandırmanız gerekiyor.

Bugün varsınız, yarın yoksunuz.

Bugün sizin bulunduğunuz ithamlar yarın karşınıza aynı şekilde çıkar.

Biliyoruz, 17 Aralık öncesi ve sonrası sizinde elinizi kolunuzu, dilinizi bağlayan çok şey oldu.

Paralar geldi gitti, kimden geldi kime gitti, kimin adına kulübe borç yapıldı ve siz eğer seçilemezseniz bu paraları almak için kimler kulübü icraya verecek.

Belki de sizde aynı şeyi yapacaksınız. Öfkenize yenik düşüp alacağınızı isteyeceksiniz. Veya size para gönderen kişiler sizden parasını isteyecek ve istemeyerek de olsa Trabzonspor’dan alacaklarınızı talep edeceksiniz.

Keser döner sap döner bir gün gelir hesap döner Sayın Başkan. Eğer gerçekten tüm yürekliliğinizle Trabzon’un içindeki bazı insanların kulübün geleceğine zarar vereceğini düşünüyorsanız hiç durmayın. Aynen devam edin, eleştirin, ama belgesiyle, bilgisiyle, mantıklı bir şekilde. Öyle kabadayıvari değil. 
Geçmişe lanet okuyarak geleceği düzeltemezsiniz. 

Seçim dömenide ki bir fotoğrafınızı vardı hatırlıyor musunuz? Alnınız secdeye giderken.

AK Partili bir avukatın odasındaki o fotoğraf.

Siz alnı secdeye giden bir insansınız Sayın Başkan ve  Anlı secdeye giden bir müslüman hakkında iftira atmak, suçlamak, hedef göstermek anlı secdeye giden müslüman için büyük bir günah-vebaldir.

Özkan Sümer, demiş, desin.

Onun sizin kategoriye katmıyorum. Onun inanç değer ve ideolojileri ile sizinkini bir tutmuyorum. 

Siz anlı secdeye giden bir başkan olarak, o fotoğrafın hakkını verin.

Müslümanlık sevgi, barış kardeşlik dinidir.

Müslüman müslümanın kusuru örtmekle mükelleftir.

Lütfen artık gerginliğe ve savaşa bir son verin.