Sabah saatlerinde tesislerde başlayan hareketlilik, akşamına doğru kulübün tarihine geçecek bir transfere dönüştü. Kaptan Uğurcan Çakır, Galatasaray’a gitti.

Buradaki mesele yalnızca bir transfer değil. Uzun yıllar boyunca Trabzonspor’un sembolü olmuş, şampiyonluk kupasını kaldırmış, takımın direği hâline gelmiş bir isim bir günde gitti.

Resmî rakamlara bakınca da ayrı bir tartışma var: Galatasaray başka açıklıyor, Trabzonspor başka… KAP sisteminin ciddiyeti zaten uzun süredir tartışılır, özellikle İstanbul kulüplerinin oyuncağına dönmüş durumda. Ancak günün sonunda Trabzonspor burayla oynamayan bir kulüp ve 33 artı 3’ü baz almamız gerekiyor.

“Uğurcan satılmayacak” söylemleri vardı ama gerçek şu ki böyle bir rüzgârın bir gün esmesi kaçınılmazdı.

Oyuncu ayrılık fikrine hazırdı, yönetim de bunu görüp masaya oturdu. Ortaya çıkan rakam 33 milyon Euro artı 3 milyon Euro bonus…

Toplamda 36 milyon Euro.

Bu bedelle Uğurcan sadece Türkiye’nin değil, dünya futbol tarihinin de en pahalı 7. kaleci transferi oldu.

Galatasaray cephesi ise yerli ihtiyacı nedeniyle bu hamleyi yapmak zorundaydı. Avrupa hedefi, yabancı sınırı ve kadro derinliği düşünüldüğünde başka çareleri yoktu. Trabzonspor da Galatasaray’ın bu durumunu kendi lehine çevirdi.

Ancak Trabzonspor için bu durum, “kaptanı satmak” gerçeğini değiştirmiyor. Taraftarın tepkisi de buradan geliyor. Çünkü Uğurcan en kilit isimdi. Gönülden kulübüne bağlı olan taraftarlar onun ayrılığına hiç ama hiç hazır değildi. Tesislere gelenler de demokratik tepkilerini koyup olaysız bir şekilde dağıldılar. Hep konuşuldu, kapandı ama bu sefer öyle olmadı.

Şimdi gözler Trabzonspor yönetiminde. Bu satış sonrası yapılacak takviyeler süreci net şekilde ortaya koyacak. Süreci yönetmek ellerinde.

Boşluğu dolar mı bilinmez ama bir gerçek var ki; bu süreç, parasıyla da duygusuyla da Trabzonspor tarihine kazındı.