61saat.com’un 28 Mayıs tarihli Politik Güğüm köşesinde yer alan haberde şu ifadelere yer verildi:
İçişleri Bakanlığı’nın koordinasyonunda yasa dışı bahis gelirlerinin aklandığı gerekçesiyle başlatılan operasyon, finans sektörünün yanı sıra spor camiasında da geniş yankı buldu.
Papara şirketine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında üst düzey yöneticilerin gözaltına alınması ve şirketin yönetimine mahkeme kararıyla kayyum atanması, Trabzonspor’u da doğrudan etkileme potansiyeline sahip.
Zira Papara, Trabzonspor’un resmi sponsoru konumunda.
Bu nedenle kulüp, gelişmeleri hem iç hukuk danışmanlarıyla hem de sponsorluk ilişkilerini yöneten profesyonel kadrosuyla detaylı şekilde değerlendirmeye aldı.
Bu noktada, yaşananların yalnızca hukuki değil, itibari ve operasyonel etkileri de masaya yatırılıyor.
Kulüp kaynakları, sponsorluk sürecinin tamamen yasal zeminde ve ilgili kamu kurumlarının bilgisi dahilinde yürütüldüğünü özellikle vurgularken; bordo-mavililer, bu sürecin doğrudan tarafı olmadıklarının da altını çiziyor.
Ancak mevcut gelişmeler ışığında, özellikle TMSF'nin devreye girerek şirkete kayyum ataması durumunda, sözleşmenin devam edip etmeyeceği yeniden değerlendirilecek.
Trabzonspor cephesi, İçişleri Bakanlığı ve diğer yetkili kurumlarla temas kurarak, sürece ilişkin resmi bilgileri bekleyecek ve tüm adımları bu çerçevede atacak.
Olası bir sözleşme feshi durumunda ise, kulüp hem imajını hem de hukuki haklarını koruyacak bir yaklaşım sergileyecek.
Trabzonspor’un bu konumdaki en önemli avantajı ise anlaşmanın ücretinin çok büyük kısmını geçtiğimiz sene kasasına koyması.
Bu aşamada en önemli unsur, aceleci ve spekülatif kararlar yerine sürecin tüm yönleriyle netleşmesini beklemek.
Çünkü yarın itibarı iade edilmiş bir yapı, bugün alınan radikal bir kararla kulübü daha da zor durumda bırakabilir.
Bu nedenle Trabzonspor, hukukun ve kurumsal aklın çizdiği sınırlar içinde, sağduyulu bir yol haritası belirleme niyetinde.