61SAAT SPOR SERVİSİ

Trabzonsporlu oyuncu Marc Bartra, antrenman öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bartra'nın açıklamalarından satır başları: "Bir geçiş süreci yaşıyorum. Başka ligden geldim adapte olmaya çalışıyorum. Zaman gerekir. Bu lige geldiğimde geçişlerin çok fazla yapıldığını, boş alanların olduğunu gördüm. Bu da dolayasıyla hem savunma yaparken hem dü hücum ederken faulle kartla sonuçlanabilecek aksiyonlara sebebiyet verebiliyor. Geldiğim ilk andan itibaren çok kısa sürede çok fazla maç oynadık. Bende ligi, takım arkadaşlarımı, rakiplerimizi daha iyi tanıyacağım. Ligin genel gidişatın daha iyi tanıma fırsatı bulacağım. İlk maçlarda geçiş sürecinden kaynaklanan bir şey olduğunu düşünüyorum. Geldiğim ilk andan itibaren maçlara, takıma adapte olmaya çalıştım. Takımla beraber çalışmaktan kendimi çok mutlu hissediyorum."

Hiç bir transfer süreci kolay olmaz, zaman alır. Betis’te benim durumuma baktığınızda son yılda Kral Kupasını kazanmıştık. Takımdaki teknik direktörün güvenin kazanmış ve her zaman oynayan oyuncuydum. Trabzonspor’un teklifi gelmeden birkaç hafta önce transfer durumunu sorsanız kalacağım derdim. Trabzonspor’un teklifi geldikten sonra hem Betis’in satış yapma gerekliliği, hem de Trabzonspor’un benle ilgili projesi, takımın gelecek yönelik planları, son lig şampiyonu olması, Avrupa’da yer alacak olması ve takımın sizden beklentileri net olarak açıklansa fikirleri değiştirebiliyor. Ama bu hiçbir zaman kolay süreç olmayacaktır. Benim de sürecim böyle işledi. Gelmeden önce Betis’te mutluydum. Orada kalmak ve kariyerime devam etmek istiyordum. Daha sonra Trabzonspor’un teklifi geldi. Benimle olan fikirlerini anlattılar. Neler beklediklerini, ne istediklerini, beni neden istediklerini çok iyi derecede anlattı. Yoksa bundan fikirlerinizin değişmesine yol açıyor. Buraya gedikten sonra sadece mutlu olmadım, burada ne kadar çok sevildiğimi de gördüm. Burada olmaktan dolayı da mutluyum. Doğru tercih yaptığımı düşünüyorum.

Aslında bahsettiğiniz durumu ben Dortmund’da yaşamıştım. Dortmund tarihinin ilk İspanyol futbolcusu olmuştum ve benden sonra bir çok Ispanyol futbolu orada oynamıştım. Trabzonspor’un ilk İspanyol futbolcusu olduğumu gelirken bana söylediler bende çok şaşırdım ve mutlu oldum. Türk futbolunda daha önce oynamış, eski takım arkadaşlarım, şu an Trabzonspor’da oynayan oyuncularla, daha sonra tanıdığım Türk oyuncularla hep Trabzonspor’u konuştuk. Trabzonspor’un onlar için ne ifed ettiğini, onlarını Trabzonspor hakkında ki görüşlerini sordum. Aldığım bütün öneriler veya duyduğum bütün fikirler çok olumluydu. Önemli projeye geldiğimin farkındayım. Çünkü şampiyonluklar, başarılar kazanmak için buradayım. Doğru adreste olduğumu düşünüyorum. Geldiğim ilk andan itibaren, takımın oyun filozofisinin, takımın nasıl oynamak istediğini bana çok uyduğunu düşünüyorum. Benim için daha önce oynamaya alıştığım olduğum, benzer takımlarda oynadığım filozofu, mantalite ile oynuyorum. Bu da adaptasyon sürecimi kısalttı.

Benim için alışık olduğum bir tarz oynuyoruz burada. Benzer futbol fikirleri ile oynuyoruz. 10 yıl boyunca Barcelona’da çeşitli hocalarla çalıştığımızda şu an oynadığımız tarzda futbol oynuyorduk. Hocaların benden istedikleri, şu an istenilenle benzer. Alışık olduğum bir tarz. Hocaların benden istediklerini iyi öğrenmeye bunların üzerine kafa yormaya çalışıyorum. Saha içinde sürekli hoca ile iletişim kurmaya çalışıyorum. Sahada en iyisini vermek için hocanın benden ne istediğini bilmem lazım. Hocanın bana verdiği özgüven ile sahadayım. Bende geçmişteki tecrübelerimle takıma katkıda bulunmak ve en iyisini vermek istiyorum.

Bunun bir çok sebebini sayabilirsiniz. Baktığınızda aramıza yeni katılan çok sayı arakdaaşımız var. Bu arkadaşlarımızın bir çoğu geldiği ilk andan itibaren idman yapamadan maçlara çıkmak zorunda kaldı. Yoğun tempodan geçiyoruz ve arka arkaya çok maç oynuyoruz. Takımın geneli geniş ve kaliteli. Her oyuncunun yerine oynayacak çok kaliteli oyuncularımız var. Gruptaki oyuncu seviyesinin bir birine çok yakın. Bunların bir birlerinin oyun tarzlarını tamamen anlamak için zaman gerekir. Ama maalesef sezon başladığı andan itibaren çok yoğun maç olduğu için çok fazla idman yapma ve bir biriyle olma şansı olmuyor. Ancak bu arada son maçlarda özellikle takım daha geliştiğini ve bir birine çok daha uyum sağladığını görüyorsunuz. Bu bahsettiğim kaliteden kaynaklı. Ligin geneline baktığında takım sahaya çıktığında ben rakipten daha iyiyim düşüncesi oyuncunun kafasına girdiğinde hücuma gitme isteği olabiliyor… Şansız olarak rakiplerin yakaladığı o pozisyonlarda goller yedik. Son maçlarda bunu düzelttiğimizi ve iyi oyunlar ortaya koyduğumuzu düşünüyorum. Beraber vakit geçirme ve antrenman yapma şansı loduğunda bunun çok daha iyiye gittiğini görüyoruz. Son maçlarda bunu gösteriyor.

Benim için çok önemli durum. Milli takımda oynama isteği.. Dünyadaki hangi oyuncuya sorarsanız sorun bütün oyuncular oynamak ister. Her oyuncunun en büyük hayali Dünya Kupasında oynamak. Kolay olmadığının farkındayım ama en ufak şans varsa bunu zorlayacak karakterdeyim. İspanya takımında Luiz Enrique, benim daha önce çalşıtığım hocam.. Her oyuncuyu izler, hepsi ile fikri vardır. Bende bana burada şans açılırsa mutlaka o şansı sonuna kadar zorlayıp Dünya Kupasında yer almak istiyorum. İspanya milli takımının oynadığı sistemle benzer filozofu ile oynadığımız için bu noktada şansım olabilir. Benim buraya geliş amacım sadece zaman geçirmek değil Trabzonspor’un en üste tutabilmek, hak ettiği yerlere getirmek. Benim de bireyler hedefim dünya kupasında böyle bir şans olursa yer almak isterim.

Burada genel olarak baktığınızda ligin ilk dönemi için söylüyorum özellikle: Bizim gibi bir çok arenada oynayan takımların çok antrenman yapmak, beraber vakit geçirme zamanı olmuyor. Biz fırsat bulduğum her antrenmanda, hocamızla yaptığım toplantılarda, gerek video, gerek sözel neler yapımız gerektiğini çok net şekilde ifade ediyor. Ben vakit bulduğumuzda sürekli buna çalışıyoruz. Takım arkadaşlarımızla bu yönde çalışmalar yapıyoruz. Bu hafta ligler milli takım arasıyla durmasına rağmen biz durmadık. Her zaman çalışmamızı bu yönde yaptık. Fırsat buldukça, takvim el verdikçe her zaman taktik üzerine çalışıyoruz.

Tesadüf eseri gördüğüm video oldu. Bir anda internette bakınırken vidoyu gördüm. Golümüze ne kadar mutlu olduğunu, ne kadar iyi dans etiğini gördüm.  Golün onu o kadar mutlu olduğunu görmek beni mutlu etti. Çınar’ı hep beraber bulduk. Hem basın mensupları hem de taraftarlarla birlikte yaptığımız araştırmada kendisine ulaştık. Bende kendisine forma hediye etme şansı buldum. Çok önemli bir andı. Günün sonunda baktığınızda futbolcular olsak da insanız. İnsan olarak etrafınızdaki kişilerin, sizi destekleyen insanların mutlu olduğunu görmek, sizi mutlu ediyor. Bu işin temelinde sizi mutlu etmek var. Şehre baktığınızda insanların takımla mutlu olduğunu, takımı yaşadığın görüyorsunuz. İlk hedefiniz bu insanları mutlu etmek oluyor. Dün onla tanışmamızdan sonra kendisi bana bileklik hediye etti. O bileklik sonuna kadar taşıyacağım. Benimle beraber olacak. Umuyorum Çınar’a ve bütün taraftarlarımıza sezon boyunca mutluluklar vereceğiz."