19 Mart 2025 tarihli Politik Güğüm köşesinde yer alan haberde şu ifadelere yer verildi:
Türk boksu, tarihinin en parlak dönemlerinden birini yaşamaya devam ediyor.
Sırbistan'da düzenlenen Dünya Kadınlar Boks Şampiyonası’nda milli sporcularımız büyük başarılara imza attı.
• Busenaz Sürmeneli altın madalya,
• Busenaz Çakıroğlu, Hatice Akbaş, Büşra Işıldar gümüş madalya,
• Esra Yıldız Kahraman ve Elif Güneri ise bronz madalya kazandı.
Bu başarılarla bir kez daha dünya boksunda söz sahibi olduğumuzu gösterdik.
Şampiyon olan Busenaz Sürmeneli Trabzonlu. Keza Busenaz Çakıroğlu da öyle.
Ancak bu iki isim de artık Trabzonspor forması altında değil.
Trabzonspor, her ne kadar Havvanur Kethüda’yı renklerine bağlamış olsa da, bu üst klasman sporcuları kaybetmemeliydi.
Üstelik Fenerbahçe’ye…
Trabzonspor gibi köklü bir kulübün, kendi yetiştirdiği dünya çapındaki sporcuları bünyesinde tutamaması büyük bir eksiklik.
Bu isimlerin bordo-mavili formayla dünya şampiyonu olmaları, hem kulüp hem de şehir için büyük bir gurur kaynağı olurdu.
Düşünsenize, Trabzonspor formasıyla bu madalyalar kazanılsaydı, şehirde coşku nasıl da katlanarak büyürdü!
Şu an Türkiye Boks Federasyonu’nun başında bir Trabzonlu var.
Bu, Trabzon’un spora verdiği katkının ne kadar büyük olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Ancak artık sadece bireysel sporculardan değil, kulüp bazında da uluslararası seviyeye çıkabilen bir Trabzonspor görmek istiyoruz.
Bu noktada yönetimin daha stratejik hareket etmesi gerekiyor.
Trabzonspor’un futbol dışında da güçlü bir marka olması, boks gibi bireysel sporlarda da rekabetçi hale gelmesi için adımlar atılmalı.
Şehrin yetiştirdiği şampiyon sporcuların başka takımların çatısı altında mücadele etmesi yerine,
Trabzonspor’un desteğiyle büyüyüp madalyalarını bu forma altında kazanması sağlanmalı.
Kızlarımızın başarısı hepimizi gururlandırıyor.
Ancak Trabzonspor'un da bu başarıdan pay alabilmesi ve sporcularını elinde tutabilmesi için artık ciddi adımlar atma zamanı geldi.