Trabzonspor’un altyapısından A takıma çıkan 2005 doğumlu genç santrafor Engin Poyraz,  hazırladığımız sorulara cevaplarını vererek bizlere kendi yaşantısından kesitler sundu.

İşte röportaj’ın detayları; Engin Poyraz Efe Yıldırım kimdir? Biraz yaşantından ve ailenden bahseder misin?

15 Ocak 2005’te Artvin’de doğdum. Futboldan önce 4 yaşımdan 11 yaşıma kadar tenis oynadım. Türkiye’de katıldığım tenis turnuvalarında birincilikler elde ederek altın madalyalar ve kupalar kazandım. Tenis hocamın başka ile gitmesiyle tenis sporunu bırakmak zorunda kaldım. Bu sporu yaparken futbola da büyük ilgi duyuyordum. Daha sonra babam benim futbola duyduğum ilgimden dolayı beni Artvin Ormanspor’a yazdırdı ve böylelikle tenisten sonra futbol hayatım başlamış oldu.  Annem, Artvin Borçka Sağlık Ocağı’nda hemşire. Babam da Adalet Sarayı’nda seçim müdürlüğü yapıyor.

Artvin Ormanspor’dan Rizespor’a ve oradan da Trabzonspor’a transferin gerçekleşti. Bizlere bu süreçlerden bahseder misin?

Artvin Ormanspor’da bir yıl forma giydikten sonra babamın yönlendirmesiyle Çaykur Rizespor alt yapısında antrenmanlara çıkmaya başladım. Burada iki yıl gösterdiğim performans sonrasında beni çok beğendiler ve bana kaptanlık görevini verdiler. Ligler devam ederken U14 Milli takım karmasına seçildim. Bu sayede Trabzonspor beni takip etmeye başladı. Sezon sonu da Trabzonspor’a transferim gerçekleşti. 4 yıldır Bordo-Mavili formayı giyiyorum, bundan da son derece mutluyum..

Ailende senden başka sporla ilgilenen birileri var mı?

Benim her zaman destekçim olan babam amatör olarak Artvin Borçkaspor’da forma giyerek takım kaptanlığını yaptı. Futbolu bıraktıktan yıllar sonra takım kaptanlığını yaptığı kulübün başkanı oldu. Kendisi Futbol oynadığı dönemlerde forvet oyuncusuydu. Ben de onun yolundan gitmenin gururunu yaşıyorum.

Forvet oyunculardan kimi beğeniyorsun? Örnek aldığın isimler var mı?

Yabancı oyuncu olarak hem güçlü yapısı hem de sahadaki duruşu ile Zlatan Ibrahimovic’i kendime örnek alıyorum. Bu futbolcunun dışında Türk olarak idolüm ve vazgeçilmezim bir zamanlar Bordo-Mavili formayı giymiş olan Burak Yılmaz’dır. Onun da sahadaki duruşu çok hoşuma gidiyor. Stillerini kendime benzetiyorum.

Bir forvet oyuncusu olarak maçtan önce gol atacağını hissediyor musun? Trabzonspor U19 takımında kaç golün var?

Her maça gol atacakmış ya da attıracakmış gibi hissederek çıkıyorum. Özel bir uğurum yok. Babamın ve annemin duasına çok güveniyorum. Bazı maçlardan önce bana gol atacağımı söylüyor. Genellikle de bana söyledikleri doğru çıkıyor. Her zaman özgüvenli bir şekilde sahaya çıkıyorum. Trabzon U19 takımımızda bu sezon 19 lig maçında 10 gol 4 asist kaydettim. Devre arasında Trabzonspor A takımı ile birlikte kampa giden en genç oyuncuyum.

Milli takıma ilk ne zaman çağırıldın ve neler hissettin?

İlk defa U15 Milli takımı ile Rusya maçlarında oynadım. Bu karşılaşmalardan sonra milli takımın tüm yaş kategorilerinde forma giydim. Trabzonspor alt yapısında bir ilke imza atan tek oyuncuyum. 2005 doğumlu olmama rağmen 2004 U19 Milli takımına davet edildim. Kendimden bir yaş büyük takımlara karşı milli formayı terlettim. Milli takımda oynamak her futbolcunun en büyük hayalidir ve ben bu hayalimi gerçekleştirdiğim için çok mutlu ve gururluyum. Şimdiki hedefim ise A Milli takıma gitmek.

Gelecek vaat eden genç bir futbolcu olarak nelere dikkat ediyorsun?

İlk başta arkadaş çevreme çok dikkat ediyorum. Beni hedefimden alıkoyacak ve uzaklaştıracak şeylerden uzak duruyorum. Bunun yanı sıra yememe, içmeme ve gezmeme çok dikkat ediyorum. Çünkü geçmişte benim yaşlarımda bu saydıklarıma dikkat etmeyen sporcular kaybolup gittiler. Ben de aynı hataya düşerek kaybolup gitmek istemiyorum.

Genç oyuncular için büyük tehlikelerden birisi ayakların yerden kesilmesidir. Geçmişte çok yetenekli olup da çabuk kaybolan çok sayıda yıldız adayını gördük. Sen bu örneklerden kendine bir ders çıkartıyor musun?

Dediğiniz gibi geçmiş örnekleri de hatırlatarak hocalarımız, abilerimiz bize yol gösteriyor, sürekli çalışmamızı ve tevazuu elden bırakmamamızı öğütlüyorlar. Ben de bu sözleri aklımda tutuyor ve yolumu da bu doğrultuda çizmeye çalışıyorum. Trabzonspor U19’da forma giyiyorum ama henüz yolun başında bir oyuncu olduğumu, önümde kat edilmesi gereken uzun bir mesafe bulunduğunu biliyorum ve hayatıma, davranışlarıma buna göre yön veriyorum.

Kişisel hedeflerine gelirsek, bundan sonra nerede olmayı planlıyorsun?

İlk önceliğim Trabzonspor’da oynamak. Trabzonspor’da kalıcı olmak. Zaten Türkiye’nin en büyük kulüplerinden birinde oynuyorum. Türkiye içinde koyabileceğim hedeflerin en üst noktası Trabzonspor ve A Milli takım. İnşallah bir gün ikisinin de formasını gururla taşıyacağım.

Futbolun hayatınızdaki konumu nedir?

Tenisten sonra hayatımın tamamını futbol oluşturuyor. Manevi kazandığım her şeyi tenisten sonra futbola borçluyum.

Amatörden bu seviyeye kadar gelen bir futbolcu olarak, senden daha genç futbolculara bir tavsiyen var mı?

Ben bu yerlere hep çalışarak geldim. Yeteneğime güveniyordum. Yapacağım tek şey çalışmaktı. Ben de onu yaptım ve bu günlere kadar geldim. Daha yapacak çok şeyim var. Çok çalışmam gerektiğini biliyorum. Futbolculara da benim gibi çok çalışmalarını ve asla pes etmemelerini tavsiye ediyorum. İnandıkları bir şey varsa uğuruna feda etmesi gereken her şeyi yapmalılar